Ne bu şiddet bu celâl!
Daha yolun başındayız.
Daha yeni başladı ligler.
Şimdiden ne bu şiddet bu celal?
Spor bu mu?
Sportmenlik bu mu?
Centilmenlik bu mu?
Geçen yıl yaşanan ve spora, spor yöneticilerine yakışmayan olayları yaşadık.
İstenmeyen olaylar.
Hakem yumruklamalar.
Oyuncuların birbirlerine düşmanca saldırmaları.
İzleyicilerin sahaya girmeleri.
Ne oluyoruz?
Neyi paylaşamıyoruz?
Neyi başarmak istiyoruz?
Hani top oynayacaktık?
Hani top ile oynarken eğlenecektik?
Hani eğlenmek için top oynayanları izleyecektir?
Ne oldu?
Statları arenalara çevirdik.
Bir "oleee" dememiz eksik.
Neredeyse kılıç kalkan alıp sahaya atlayacağız.
Hani Atatürk'ün dediği:
"Ben sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim" sözü?
Hangi sahada bu var?
Yöneticiler bir alem, oyuncular keza.
Böyle şeyler için mi spor kulüpleri kuruluyor?
Amaç yeşil sahalarda boks yapmak mı?
İtip kakmak mı?
Su şişeleri fırlatmak mı?
Hırsını alamadan ayakkabısını, kol saatini, cep telefonunu, bozuk paralarını hakeme, oyunculara fırlatanları biliyor, görüyoruz.
Bu nasıl bir futbol anlayışı.
Bu nasıl futbol izlenmesi.
Bu nasıl seyirci potansiyeli?
Daha geçen yıl oynanan Bursaspor ile Amed spor olaylarını unuttuk mu?
Saha ve statlarda ardı ardına çirkin ve yanlış olayları yaşamaya başladık.
Bunun önüne geçilmelidir.
Gerekli önlemler alınmalıdır.
Yasa ise yasa...
Talimat ise talimat...
Emirse emir.
Herkes yerini ve haddini bilecek.
İnsanlar futbol izlemeye, izlerken zevk almaya, eğlenmeye gelmeli.
Yeşil sahalar insanlara huzur ve mutluluk vermeli, birilerine zarar değil.