Ne yapmadık ki!

El vicdan...

Yani biraz vicdan sahibi olun!

"Dolar arttı" dediler zam yaptılar.

"Euro arttı" dediler zam yaptılar.

"Akaryakıt zamlandı" dediler zam yaptılar.

"Ulaşım giderleri arttı" dediler zam yaptılar.

Yetinmediler.

Ya da doymadılar.

Ya da yapılan zamları az buldular!

İşleri tıkırında idi.

 

Halk onca zamma rağmen zarurî alışverişlerini kısmamıştı.

Demek ki zamlar yerinde yapılmıştı.

O ara birden bir virüs çıktı.

Dünyayı kasıp kavurdu.

İşler bıçak gibi kesilmişti.

 

Siftahsız dükkan açıyor, siftahsız kapatıyorlardı.

 

Sonra birileri çıktı ve

"Esnafına sahip çık" dedi.

Afişler asıldı.

 

Birkaç ay işler iyi gitmemişti ama pandemi sonrası işler rayına oturmuş...

 

Alışverişler başlamıştı.

Tabi ki zamlar da ardı ardına gelmişti.

 

Her şeye öyle hızlı zamlar geliyordu ki halk şaşkın olmuştu.

Hükumet hemen müdahale etti.

 

Olmadı.

Ceza yağdırdı.

Tınmadılar.

Cezayı müşterinin sırtına bindirdiler.

Sözleşerek aynı anda bir gecede zam yapıyorlardı.

Kimseyi ciddiye almıyor...

Kimseyi dinlemiyor...

Kimseden korkmuyorlardı.

Bildiklerini yapıyorlardı.

Etiketleri sabah akşam değiştiriyorlardı.

Hükumet hemen işçinin, memurun, asgari ücretlinin maaşına yüksek miktarda zam yaptı.

Bunu fırsat bilen "işi bilenler" hemen etiketleri gene değiştirerek zam yapmaya devam ettiler.

Derken enflasyon inmeye başladı.

Yılbaşı geldi.

Zamlı maaşlar alındı...

Bir de bakıldı ki her şeye gene zam yapılmış.

Sabit gelirliler şaşkın.

Umutsuz.

Sahipsiz gibiler.

Ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Sonra birden müthiş bir deprem sarsıntısı ülkeyi vurdu.

Ülke yerinden oynadı.

Herkes şaşkın.

Korkak.

Ürkek.

Tedirgin.

Kaçıyor ilinden, ilçesinden, köyünden.

Evini barkını topluyor.

Taşınıyor.

Taşıyıcı tam üç kat taşıma ücreti istiyor!

 

Sokak köftecileri dün elli lira olan köfteyi bugün seksen, yüz liraya satıyor.

 

Kilosu yüz on lira olan çiğ köfteyi yüz otuz liraya satmaya başlıyor.

 

Her şeye deprem zammı uygulanıyor deprem bölgelerinde.

 

Fırsat bu fırsat.

Vurgun bu vurgun.

 

Çalma, çırpma, soygun, hırsızlık artık siz ne derseniz deyin bu zamlara.

 

Bu nasıl bir ahlak, bu nasıl bir insanlık, bu nasıl bir Müslümanlık?

 

İşte şimdi de mübarek Ramazan ayı geliyor.

Her şeye zam başladı bile.

Fırsatçılar iş başında.

İzleyebilirsiniz.

 

"Dürüstlüğü kaybettik; bulanlar yanlarında bulundursun" diye defalarca yazdım, söyledim ama nafile.

Çünkü ahlaki yönden lime lime dökülme başlamış.

 

Deprem bölgesine gelen Hollandalı diyor ki:

"Tanrı’yı bu kadar kızdıracak ne yaptınız?"

Ne yapmadık ki!..