Netenyahu neden ‘pes’ dedi?

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ülkede siyasi krize yol açan tartışmalı "yargı reformunun" derhal durdurulmasını istedi.

Başbakan Netanyahu geri adım attı. Ancak bu geri adım ülkede tansiyonu tam anlamıyla düşürmeye yetmedi.

Gelin biraz Orta Doğu’nun gözdesi İsrail’de neler yaşandı ona bakalım. Ülkede şiddet olaylarının giderek tırmanması ve olayların ne geçilemeyecek bir hal alması üzerine Herzog, bir açıklama yaparak “ülke güvenliğinin tehdit altında olduğunu vurguladı” Herzog yazılı açıklamasında: "Dün gece son derece ağır sahnelere şahit olduk. Başbakana, hükumete ve koalisyon üyelerine sesleniyorum. Halkın tamamı derin bir endişeyle hareket ediyor. Güvenliğimiz, ekonomimiz ve toplumumuz tehlike altında. Bütün İsrail halkının gözü üzerinizde. Tüm Yahudi halkının gözü üzerinizde. Tüm dünyanın gözü üzerinizde. Sorumluluğum gereğince, İsrail halkının birliği için sizi (yargı reformuna ilişkin) yasal süreci derhal durdurmaya çağırıyorum" dedi.

İsrail cumhurbaşkanının bu sert açıklamasının ardından Başbakan Netanyahu, koalisyon ortağı aşırı sağcı Ben-Gvir ile anlaşma yolları aradı. Uzun müzakereler sonucunda beklenen açıklama küçük ortak Ben-Gvir’den geldi. Ben-Gvir üzerinde uzlaşılan yargı düzenlemesinin bir sonraki dönemde parlamentoya getirilmesi karşılığında Netanyahu ile anlaştıklarını açıkladı.

Peki, şimdi ne olacak? Netanyahu’nun geri adımını aşırı sağcı ortağın açıklaması sokağı etkileyecek mi? Bilinmez ama; Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğündeki koalisyon hükumetinin tartışmalı yargı düzenlemesi nedeniyle İsrail, siyasi tarihinde tanık olduğu en ciddi krizlerden biriyle karşı karşıya kaldı. Ülke adeta iç savaşı yaşadı. Polis sokağa hakim olmakta büyük güçlükler yaşadı. Aslı da ülkede sular tam anlamıyla durulmuş değil. Şimdi herkes şu soruyu soruyor. Yılların deneyimli siyasetçisi Netayahu nasıl oldu da bu sonuçları öngöremedi, aşırı sağcı küçük ortağın dolduruşuyla böylesine önemli bir hataya imza attı?

HAFRİYAT KAMYONU TERÖRÜ

Artık yeter!.. Kim bu hafriyat kamyonlarına dur diyecekse demeli. Konu giderek daha da kaotik bir durum almaya başladı. Daha geçen hafta bizzat ben bu hafriyat kamyonu terörüne maruz kaldım. Hem suçlu hem güçlü bu hafriyat kamyonları İstanbul’da Polonezköy’de benim arabamı sıkıştırdı. 155 Polis İmdat’ı aradım da öyle kurtuldum. Daha köyünde eşek sürmeyi bilmeyen adamlar bir umutla geldikleri İstanbul’da kamyon şoförü oluyorlar. Zaten koca treyleri kullanmayı bilmeyen eğitimsiz şoförler sefer başına para kazandıklarından; bir de gün içerisinde daha çok sefer yapabilmek için sürat yapınca, kaza geliyorum diyor.


Hafriyat kamyonu piyasası zaten mafyanın eline geçmiş durumda. Şoförlere kamyonlar senet karşılığı satılıyor. Kamyon şoförleri de senetleri ödeyebilmek için bakım masraflarından bile kısarak daha çok sefer yapıp daha fazla para kazanmak için yorgun argın direksiyon sallıyorlar. Bu kamyon satışlarındaki senetle kamyon sahibi olma sistemi ortadan kaldırılmadıkça ne kadar uğraşırsak uğraşalım bu terörün önüne geçemeyiz.


BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?


Sadece bir günde dünyaya ulaşan güneş ışıkları ile dünyanın 27 yıllık enerji ihtiyacını karşılayabiliyormuşuz. Güneş enerjisi en kolay elektrik üretim metodu ama biz daha farkında değiliz.