Geri

Onların tek görevi taşeronluk Yunan aynı Yunan!

Yunanistan’ın yüz yıl önce nasıl büyük devletlerin taşeronuysa bugün de aynı tutumda olduğunu aktaran Yeşilbursa,“Yunanistan’a Avrupa’nın şımarık çocuğu derler. Yunanistan’ı da küçük görmemek lazım. Yunanistan dediğiniz ülke 1.Dünya Savaşı’nda de süper güç olarak görülüyor. Ama neden. Arkasında bütün süper güçler var. Bütün tesisat, donanım, askerin kalitesi, niteliği, mühimmatı çok güçlü bir şekilde savaşa giriyor. Yunanistan'a karşı savaşırken aslında emperyalistlere karşı savaş yaptık biz" dedi.

10:05:10 | 2022-09-19



Haberi Sesli Dinle

Lider Haber TV'de Nes’li Yaşam programına konuk olan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Behçet Kemal Yeşilbursa 11 Eylül Bursa’nın kurtuluşunu bir başka gözle anlattı. Yeşilbursa, “Bursa’nın kurtuluşu ile güzel bir cümle var.Ben de sözlerime bu cümle ile başlamak istiyorum.  Türkiye Büyük Millet Meclisi Bursa’nın kurtuluşunu yurdun her tarafına telgrafla şu şekilde bildiriyor:‘Yeşil Bursa Alsancağı'na kavuştu’Bir cümle hemen ona ilave edeyim. Bursa'nın işgali ve Bursa'da yapılan muameleler, işgal kuvvetlerinin yaptıkları saygısızlıklar sadece Bursa halkını değil, tüm ulusu, tüm milleti inanılmaz derinden üzmüştür, yaralamıştır.Çünkü Bursa 1326’da alınmış Osmanlı'nın kuruluş yeri ve başkent ruhaniyeti olan bir şehirdir. Tarih boyunca yeşil Bursa diye anılmış. Kültürel zenginlikleri çok fazla olan bir şehir. Geçmişten bugünümüze bu özelliği de bence koruyor. İşgal konusuna geri dönecek olursak tabii ki bu yaşananlar milletimizi derinden üzüyorve bunun üzerine meclis kürsüsünün üzerine siyah örtü örtülüyor. Dediğimiz gibi Bursa'nın payitaht merkezi olması, Osmanlı'nın kuruluş yeri olması ilk başkent olması ve köklü bir tarihe sahip olması olayların boyutunu değiştiriyor. Meclis de bunu anmak, içselleştirmek ve bunu unutmamak için meclis kürsüsünün üzerine yas yani kara örtü örtülüyor. Tüm Türkiye'de bir yas ilan ediliyor. Örtü Türkiye adına adete bir sembol gibi oluyor.  O siyah örtü Bursa ve ülkenin tamamı düşman işgalinden kurtulana kadar orada kalıyor” diye konuştu.

 

DÜŞMANIN EN GÜÇLÜ YERİNE TAARRUZ! 

Viyana kuşatmasının hem Avrupa hem de Osmanlı tarihi için büyük bir dönüm noktası olduğunu aktaran Yeşilbursa,”Bu kuşatmanın yanı sıra Sakarya Meydan muharebesi ve Büyük taarruzun önemi de çok büyüktür. Mustafa Kemal Paşa’nın muhteşem zekasını ortaya koyduğu savaşlardır bunlar. Taarruz yapacaksanız herhalde haziran, temmuz, ağustos aylarında yapacaksınız. İklim şartları savaşların kaderlerini belirleyebiliyor. Herkes bütün milletler geçmişten günümüze bugün tarihlerindeki sembolik tarihlerde birtakım şeyler önemlidir. Şimdi orada da bir tarih bilinci var. Tarihte devamlılık var. Atatürk 22Haziran’da kafasına koyuyor. 22 Mart Paris görüşmeleri var de var süreçte. Bize barış teklif ediyorlar. Ama teklif ettikleri barış Sevr Antlaşması'nın bir değişik versiyonu gibi. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Bizim şartımız milli tam bağımsızlık.Anadolu'yu İtilaf Devletleri ve Yunan kuvvetleri tamamen boşaltmadıktan sonra biz barış marşı yapmıyoruz diyoruz. Taarruz başladığında dahi halen İtilaf Devletleri kendi arasında Türkiye'ye Anadolu hükümetini nasıl teklif etseniz nasıl davet etseniz diye konuşuluyordu. Tabi Batılı bunları konuşurken atı alan Osmanlı 26 Ağustos taarruzuna başlıyor. Onlar da şoke oluyor. Atatürk bir bakıyor ki batılılar oyalıyor. O yüzden Haziran gibiharekat planını kafasına koyuyor. Bu sefer Mustafa Kemal onları oyalamaya başlıyor. Hem Batılıları yanıltmak ama batılıları yanıltmaktan daha öte içerideki taşeronu, işbirlikçisi ne derseniz siyasi yanıltmak ana hedefidir.  Hazırlanan planda tartışmalar da vardı. Plan gereği Yunan ordusunun en güçlü yerine taarruz edilmesi öngörülüyordu. Böyle bir taarruzun en güçlü alana yapılaması kimse tarafından beklenmiyordu. Türkler taarruz etse etse en zayıf yere ederler diye düşünüyorlardı.  Afyon bölgesinde Yunanlıların, İngilizlerle birlikte hazırladıkları savunma hattıiçin İngilizler Türkler buraya altı haftada geçerse bravo diye dalga geçiyorlardı. İzmir'den Yunan işgal kuvvetleri komutanı İzmir'de duruyor. İzmir'den geliyor. Cepheyi geziyor. O da tiye alıyor, dalga geçiyor, küçük görüyor falan. Tabii ki Türk komutaMustafa Kemal'in başkanlığında. Büyük Taarruz'da çıkardığımız kuvvet sayısı 200 bin. Bunun da anca 100 bini cephede. Kısacası elimizde bir atımlık barotumuz var.  Bizlerde Yunanlıların en kuvvetli olduğu noktaya taarruz ederek düşmanı şah mat yapıyoruz” diye konuştu.

 

YUNANİSTAN'LA DEĞİL EMPERYALİSTLERLE

Yunanistan’ın yüz yıl önce nasıl büyük devletlerin taşeronuysa bugün de aynı tutumda olduğunu aktaran Yeşilbursa,“Bugün de Yunanistan çok gergin. Yüz yıl önce yüz yıl sonra geldiğimiz nokta bu. Yunanistan’a Avrupa’nın şımarık çocuğu derler. Yunanistan’ı da küçük görmemek lazım. Yunanistan dediğiniz o 1.Dünya Savaşı’nda de süper güç olarak görülüyor. Arkasında bütün süper güçler de var. Bütün tesisat, donadım, askerin kalitesi, niteliği, mühimmatı çok güçlü bir şekilde savaşa giriyor. Yunanistan'a karşı savaşırken aslında emperyalistlere karşı savaş yaptık. Yani Mudanya Mütarekesi'nde masada Yunanistan yok. İngiltere, Fransa, İtalya var. Dış güçler bunlar var. Yani çok algı operasyonu yapıyorlar. Çok dezenformasyon yapıyorlar. Evet Yunanistan karşımızdaydı ama işin rengi hep bir farklıydı. Eğer ki bunlar yaşanmasa Ege bir barış denizi olur. Bütün halklar denizden mutlu olurdu. Turizm, çocuğa her şey gelişirdi ama taşeronun maşası olunca işler başka bir boyuta dönüşüyor. İşgal sürecine geri dönecek olursak Yunanlılar arkasına emperyalist güçleri arkasına alarak, güçlü bir şekilde Sakarya'ya kadar geliyor. Mesela şunu da ifade etmek isterim. Ben öğrencilere de söylüyorum. Yani hayal edebilir misiniz? Oturun. 100 yıl sonrasını hayal edin. 1820’liler, 1821’ler falan Mora Yarım Adası’nda Yunanistan başlıyor. 400 yıl Osmanlı yönetiminden sonra, tamam biz gitmişiz, 400 yıl yönetmişiz ve kimsenin de burnunun kanatmamışız. Dili, kültürü, her şeyi devam etmiş. Aynen almışız, o kadar. Onları da koruma adına sahip çıkmış. Aklıselim Arap veya Yunan akademisyenler öyle diyor. İyi ki Osmanlı 400 yılı bize şemsiye görevi yaptı. Yoksa Latinler bizi perişan ederdi. Ne gerçeklikler var görüyor musunuz? Yunanistan 1828’de bağımsız oldu. 100 yılda Sakarya'ya kadar geldi. Kim derdi ki oradan çıkıp gelecek de Yunan 2 yıl buraları işgal altında tutacak” ifadelerini kullandı.

 

HEDEF MİSAK-I MİLLİ TAM BAĞIMSIZLIK

İşgal sürecine dair bilgiler de veren Yeşilbursa, “Bursa'ya geri gelecek olursm önceki işgal kısmından sonra kurtuluşa yine gelirim, şimdi 8 Temmuz 1920’de diyoruz. i İngilizler Yunanlıları İzmir'e çıkartıyorlar. Ve İzmir'de işte bir hat çiziyorlar. Bu hattın ilerisine geçmek çok zor. Çünkü geçecek gücü de yok daha. Asker çıkaracak. Lojistik destek çıkaracak. Fazla açılırsan bunu kaldıramazsın. Arkadan lojistik destek lazım. Nitekim Sakarya'da biraz öyle de boğulmuşlardı. Şimdi Yunanistan nere İzmir nere, Anadolu neresi? Sakarya nere?ve coğrafyayı siz askerle kaç bin kaç yüz bin askerle tutacaksınız? Ve oradan İzmir limanına lojistik derslik çıkaracaksınız. Mühimmat ta Sakarya'ya kadar mühimmat ve arkadan orduyu besleyeceksiniz, silah mühimmat yani geldikçe o da güzel bir taktik. Türklerin savaş taktiği gibi. Gel gel diyorsunuz. Ne kadar içeriye, bozkırı çekerseniz işte Sakarya'nın doğusuna biz güçleniyoruz. Karşı taraf yıpranıyor. Nitekim onu da unutmamak lazım. Anadolu hükümetine Kuvayi Milliyecilere Atatürk'e Sevr Antlaşması'nı dikte ettirmek, kabul ettirmek, Batı'nın İngilizlerin derdi. Diyorlar ki Yunanistan'a bu yirmide sıkıştıralım. Ondan sonra Anadolu'da razı edelim imzalatalım. Diyorlar ki tamam serbestliğini işgal et. Gidebildiğin yere kadar. İşte Balıkesir’den Bursa'ya doğru geliyor. Yayılıyor işgal. Bursa'ya geliniyor. Dertleri Batılıların Ankara hükümetine sıkıştırmak anlaşmayı imzalatmak ki asla böyle bir şeyde Mustafa Kemal'de şey yok. Misak-ı Milli Tam Bağımsızlık’tan başka bir şey düşünmüyoruz. Şimdi Bursa'ya gelinirken şöyle Bursa tabii ki İstanbul'a yakın, Payitaht'a yakın ve eski başkent daha mutaassıp, daha muhafazakar daha sermayenin olduğu ticaret, sanayi erbabın olduğu, böyle bir birçok toplumsal özelikleri var. Bu özelliklerin yanında Kuvayi milliye de çok kuvvetli değil. Yunanistan’da 20 bin kişilik bir orduyla gelince üzücü hadise meydana geliyor. Ancak 2 yıl boyunca mücadele veriliyor ve Bursa’mız geri kazanılıyor” dedi.


ETİKET :   liderliderbursabursason dakikagündemhaber