Örnek olsun…

Litvanya bir güzel cumhuriyet…

Doğu Avrupa’daki üç Baltık ülkesinden biri…

Yaklaşık 3 milyonluk nüfusuyla yalnızca Avrupa’nın değil, insanlığın da parlak yüzü.

Eğitimdeki seviyelerini özetlemek için şu örnek yeter herhalde; nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ı 2 dil biliyor, 3 dil bilene sıklıkla rastlanıyor.

Pozitif bilimlerde ilerideler. Bilişim, finans ve yüksek teknolojide de çok iyiler.

Litvanya Cumhuriyeti Bursa Fahri Konsolosu Berat Tunakan’ın öncülüğüyle 2017 yılında bu ülkeyi ziyaret etmiş ve o günlerde çalıştığım YeniDönem gazetesinde 5 günlük programı, bir yazı dizisiyle aktarmıştım.

Maalesef ki bugün o yazıları okuma şansımız yok. Çünkü 6,5 yılda kaleme aldığım tüm yazılarım, sorumluluk nedir bilmeyen bir kafa yapısı nedeniyle silinip gitti… Neyse konu bu değil…

Litvanya’nın özgün bir hikâyesi var. Rusya’ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi bir yana bugün ulaştığı gelişmişlik düzeyi de esasen Rus tehdidine karşı bir direnç gibi…

Ama Litvanya’nın en güçlü yanı, multikültürel toplum yapısını bir zenginliğe dönüştürecek düzeyde demokrasisini ilerletmiş olması…

Orada bizden de hikâyeler ve hayatlar var.

Karay Türkleri ve Tatar toplumunun oradaki varlığı kültür köklerimiz ve tarihsel kodlarımız adına büyük bir şans.

Litvanya’nın bu azınlıklara sunduğu demokratik zemin çok kıymetli, bundan daha değerli olan ise Türkiye’nin farkındalık düzeyi…

Ziyaretimizde sınırlı da olsa bu iki toplumla da temas edebilmiştik. Sayın Tunakan’ın fahri konsolos olarak Litvanya’da hem kültürel hem de ekonomik anlamda uzun süredir ektiği tohumların, dostluk olarak filizlendiğine şahit olmuştuk.

Bugün de yenilerine tanık oluyoruz. Sayın Tunakan, geçen gün bir mesaj gönderdi.

Müstakil Sanayi ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi’ne gerçekleştirdiği ziyaretten bahseden Tunakan, Litvanya’da bulunan Türk Tatar topluma yaptıkları yardımlar dolayısıyla MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Alparslan Şenocak ve yönetimine teşekkürlerini ilettiğini belirtiyordu.

Litvanya’da yaklaşık 15 bin civarında tatar yaşıyor. Bu ülkedeki kökleri 625 yıl öncesine kadar uzanan Tatarların kültürlerini muhafaza etmesi, evrensel insanlık değerleri adına bir umut verici…

Müslüman Tatarlar için TİKA’nın yaptıklarının yanı sıra sivil toplumun girişimlerde bulunması da takdiri hak ediyor.

MÜSİAD Bursa, Tatar Folklor Grubu kurulmasına katkı sağlamış ve bu folklor grubu, Başkent Vilnius’taki festivallerde sahne almış, TV’lere konuk olmuş. Ve yoğun ilgi görmüş.

Tabi bu katkıda Sayın Tunakan’ın rolünü de yadsımamak gerekiyor.

Tatar asıllı çocuk ve gençlerin Türk kültürünü içselleştirmeleri ve kimliklerini kaybetmemeleri adına bu ve benzer çalışmaların devamı gelmeli.

Dolayısıyla Sayın Tunakan’ın ve MÜSİAD Bursa’nın kültür alanında üstlendiği bu rol diğer sivil toplum yapılarına da örnek olmalı.

Emin olmalıyız ki kültür alanında atılan bu adımlar, yarın bize politik ve ekonomik kazanımlar olarak dönecek ve hâlihazırda iyi seviyedeki Litvanya Türkiye ilişkisinin daha yukarılara taşınmasına vesile olacaktır.

Litvanya, Polonya ve Belarus’un kesiştiği bölgelerdeki yoğun Tatar nüfusu ile bağların güçlendirilmesi, farkındalığın ötesine taşınmalı.

Dünya’nın neresinde yaşıyorsa yaşadığı yerde Türk’ü güçlü ve var kılmalıyız. Bunu bir egemenlik mücadelesi değil, öncelikle kültür ve kimliğiyle varoluş misyonu şeklinde uygulamalıyız.

Ortak köklerimizden yeni ormanlar kurabiliriz, kurmalıyız. Bunun için emek verenleri takdir etmek de ödevlerimizden biri…

Başta Litvanya Cumhuriyeti Bursa Fahri Konsolosu Berat Tunakan’ı, ardından MÜSİAD Bursa Şube Başkanı Alparslan Şenocak ve yönetimini tebrik ediyorum.

Ayrıca belirtmem gerek ki ekonominin çetin şartları altında bu tarz çalışmalarda bulunmak normal zamanlarda yapılandan kat be kat değerli…

Saygıyla…