Ortadoğu efendisini arıyor

Ortadoğu efendisini arıyor.
Yüz elli yıl önce Osmanlıya karşı çıkışları sonucu batının emperyalist güçlerine inanarak onların kurdukları devletcikler ile devlet olan Arap aşiret ve şeyhleri o gün bugündür hiçbir zaman rahat yüzü görmediler.
Sürekli kargaşa yaşadılar.
Basiretsiz liderler.
Kişiliksiz askerler.
Onursuz rütbeliler.
Darbeler.
İsyanlar.
Baskılar.
Ve sürekli dış müdahaleler.
ABD'ye bağlılık.
AB'ye samimiyet.
İsrail'le işbirliği.
Rusya ile dostluk.
İngiltere ile bağlılık derken sürekli eziklik yaşadılar.
Dik duruş sergileyemeyen hükümetler.
Ülkelerini koruyamayan başbakanlar.
İdam edilen şeriatçılar.
Terörle yatıp kalkan idareciler derken vasat kırallarla yönetildiler.
Sahipsiz kalan millet başıboş kaldı.
Ve ardından yaklaşık yüz kırk yıllık bir sefalet başladı.
Petrol zengini ülkenin yoksul halkı oldular.
Sömürülmekten kurtulamayan sözde devlet olan devletcikler sürekli sarsıldılar.
Sözde krallar.
Sözde başbakanlar.
Sözde devlet başkanları.
Sözde cumhuriyet.
Sözde meşrutiyet.
Sözde özgürlükler derken sindirilmiş halkın isyanı bir balon misali Libya'da olduğu gibi Suriyede de patladı.
Ortadoğu Osmanlı'nın yıkılışından sonra bir türlü kendine gelemedi.
Yüzyıllar boyu huzur içindeydi Osmanlı himayesinde.
O yılların huzurunu, rahatlığını, korunmasını artık bulamıyor Ortadoğu halkları.
Ve Ortadoğu yüz yıl öncesinin asıl efendisini arıyor.
Büyük, asil ve necip Türk milletini, Devlet i Ali Osmaniyi arıyor.