Ortadoğu'ya barış gelsin istiyorsak... Siyonist zihniyet değişmeli

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'de hastane bombalamasına ilişkin, "Savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Böylesine büyük bir vahşet asla kabul edilemez. Bu vahşete taraftar olanlar, bu vahşet karşısında sessiz kalanlar, bu vahşeti yapanların sırtını sıvazlayanlar da en az burada yaşanan insani krizler karşısında onlar kadar sorumludur. Orta Doğu'da barışı sağlamak zor değil ama Orta Doğu'da aslolan bu Siyonist işgalcilerin zihniyet yapısını değiştirmektir" dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kocaeli Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni Programı'nda konuştu.

Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, öğrenci ve akademisyenlerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, yeni akademik yılın hayırlı olmasını diledi.

Türkiye'nin tarihi bir dönemden geçtiğini, 2023'ün de tarihi öneme sahip olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu yılla cumhuriyetin ilk yüzyılının geride bırakılarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'yla da cumhuriyetin ikinci yüzyılına erişileceğini ifade etti.

Kurtulmuş, cumhuriyetin ikinci yüzyılında, "sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye Yüzyılı"nı inşa etmek için birlikte gayret sarf edileceğinin altını çizdi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, ulusal Kurtuluş Mücadelesinde bütün imkanları seferber ederek büyük bir zafer kazanana ecdadı da saygıyla andıklarını belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Cumhuriyetimizin ilk yüzyılı kolay geçmedi. Nice yokluklar, nice zorluklar, nice meşakkatler, nice birtakım badireler, engellemeler, siyasi hayatımızda nice çalkantılı dönemler, darbeler... Bunların hepsini geride bıraktık. Cumhuriyetin ilk asrına başlarken üç hedefimiz vardı. Bu hedefleri gözden geçirmek ve önümüze yeni hedefler koymak zorundayız. Bunlardan birisi, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak, ikincisi Türkiye'nin bağımsız bir ülke haline gelmesi için mücadele etmek, üçüncüsü ise çağdaş gelişmelerin gerisinde kalmamak.

Bunlar bize yeter mi? Yetmez. İkinci yüzyılda bu hedeflerimizi revize etmemiz lazım. Çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak zorunayız. Gelişmeleri takip eden bir Türkiye değil, takip edilen, izlenen ve kendisinden ilham alınan bir Türkiye'yi kurmak zorundayız. Bağımsız Türkiye hedefimizin de milli savunma sanayiinden ekonomiye, eğitimden kültüre, her alanda dünyada rekabet eden, öncülük yapan ama her halükarda tam manasıyla bağımsız olan ve kendi kararlarını kendi veren bir Türkiye olmaktır. Bu istikamette milli hedeflerimizi gözden geçirip yenileyeceğiz ve adımlarımızı daha da sıklaştırarak sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye Yüzyılı için cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında canla başla gayretlerimizi sürdüreceğiz."

Türkiye'nin ileriye atılım ve şahlanış döneminin motor gücünün üniversiteler olacağını dile getiren Kurtulmuş, üniversitelere ufku açık, aydınlık, dünyayı bilen, kendisini bilen ve kendi medeniyet değerlerine vakıf gençler yetiştirmek gibi bir görev de düştüğünü vurguladı.

Kurtulmuş, üniversiteleri sadece bilginin üretildiği bir yer olarak değil, bilginin insani değerlerle üretildiği, yoğrulduğu bir mekan haline getirmek gerektiğini söyledi.

Bilginin tek başına var olmasının da yeterli olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, bilginin, hikmet ve irfanla da donanmasının önemine işaret etti.

"İNSANOĞLUNU KAİNATLA, BARIŞIK HALİNE GETİRMEDEN ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"

Küresel ısınma, iklim değişikliği ve çevre kirliliği meselesinin dünyanın temel hassasiyetlerinden olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Son iki asırdır dünyayı büyük bir vahşi kapitalizm iştahıyla sömürmek isteyen güçlerin, dünyadaki bütün çevresel gelişmeleri göz ardı ederek, sanki kendilerine babalarından miras kalmışçasına dünyanın yer altı ve yer üstü kaynaklarını talan etme ihtirasları bugün dünyadaki iklim değişikliği, çevre kirliliği ve özellikle de küresel ısınma meselesinin ardındaki en temel nedendir. Bu nedeni ortadan kaldırmadan, insanoğlunu kainatla, evrenle barışık haline getirmeden çevre kirliliğinin önüne geçmemiz mümkün değildir." şeklinde konuştu.

Göç, mülteciler, sığınmacılar sorununa da işaret eden Kurtulmuş, işgallerin, iç çatışmaların ve özellikle yen

"BUGÜN İNSANLIK TARİHİNİN EN ACI GELİŞMELERİNDEN BİRİSİNE ŞAHİT OLUYORUZ"

İsrail-Filistin çatışmasında insanlık tarihinin duyduğu en ağır gayri insani lafı söyleten zihniyeti keşfetmeden ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı sorunlarının çözülemeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, "İsrail Savunma Bakanı, 'Biz insansı bazı hayvanlarla savaşıyoruz.' dedi. Çünkü beylerin kendisi seçilmiş millet, dünyanın geri kalanlarını insan bile değil, hayvan olarak görüyorlar." şeklinde konuştu.

Bugün insanlık tarihinin en acı gelişmelerden birisine şahit olunduğunu dile getiren Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısında 500 bin kişinin acımasızca, barbarca, gaddarca bir katliama tabi tutulduğunu söyledi.

Dünyanın Filistin'de yaşananları seyrettiğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye olarak ilk andan itibaren hızlı bir şekilde, ateşkesin temin edilmesi ve insani yardımların Gazze'ye ulaştırılması için mücadele ettiklerini belirtti.

İşgalci İsrail güçlerinin Gazze'ye insani yardımların dahi gönderilmesine müsaade etmediğini aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Uluslararası hukuk falan yok. Kendileri söylüyor. Adam ne diyor? 'Artık savaş hukuku geçerli değildir.' Bu ne zihniyettir? Savaş hukuku işlemiyor, istediğini öldür, istediğini kaçır, işkence yap, tecavüz et... Böyle bir mantık kabul edilebilir mi? Ama o kadar pervasız bir şekilde hareket ediyorlar ki, BM Genel Kurulunda, Güvenlik Konseyi'nde alınmış ve alınacak her karara itiraz eden dayıları, dün gördüğünüz gibi bu katliamların sorumlularını kucaklıyor, sarılıyor, sırtını sıvazlıyor, hadi yolunuza devam edin anlamına gelecek bir tavır içerisinde hareket ediyor.

Ne yazık ki dünya böylesine büyük bir barbarlıkla modern zamanlarda hiç karşılaşmamıştı. Savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Böylesine büyük bir vahşet asla kabul edilemez. Bu vahşete taraftar olanlar, bu vahşet karşısında sessiz kalanlar, bu vahşeti yapanların sırtını sıvazlayanlar da en az burada yaşanan insani krizler karşısında onlar kadar sorumludur."

"ASLOLAN BU SİYONİST İŞGALCİLERİN ZİHNİYET YAPISINI DEĞİŞTİRMEKTİR"

Orta Doğu'da barışın sağlanmasının önemine işaret eden Kurtulmuş, "Orta Doğu'da barışı sağlamak zor değil, ama Orta Doğu'da aslolan bu Siyonist işgalcilerin zihniyet yapısını değiştirmektir." dedi.

Kurtulmuş, dünyanın böylesine sakat, böylesine insanlığı hiçe sayan bir zihniyetten kurtulmak mecburiyetinde olduğunu vurguladı.

Orta Doğu'da barış ve esenliğin sağlanması için 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, başta Mescid-i Aksa olmak üzere tüm kutsal mekanların masuniyetinin korunması ve yasa dışı yerleşimciler meselesinin çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.

"BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DEDİĞİNİZ ŞEY, ARTIK KAĞITTAN BİR KAPLAN BİLE DEĞİL"

Türkiye olarak hem Filistin'deki acil sorunun çözülmesi hem de kalıcı olarak bir siyasi çözüm bulunabilmesi için gayret sarf ettiklerini bildiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Dünya sistemi, uluslararası sistem, uluslararası hukuk, insan hakları, savaş hukuku ve bir sürü anlamını yitirmiş kavramdan bahsediyoruz. Hangi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden, amacı savaşları ve çatışmaları durdurmak olan hangi Birleşmiş Milletler'den bahsedebilir noktadayız. Allah aşkına, Birleşmiş Milletler nerede savaşı durdurdu, nerede insani sorunlara çözüm buldu. Ukrayna-Rusya savaşını durdurabildi mi? Dünyanın birçok yerinde devam eden iç çatışmalara çözüm bulabildi mi? Açık bir şekilde devam eden bu insan hakları ihlallerine karşı, insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı herhangi bir tedbir alabildi mi?

Geliyorsun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine, bir kişi 'Hayır, ben bunu istemiyorum.' dese hiçbir karar alamıyorsun. Ukrayna'da Rusya 'Hayır' diyor, Filistin meselesi olduğunda Amerika'ya 'Hayır' diyor. Nasıl çözeceksin? TBMM Başkanı olduğumu biliyorum ama siyasi sorumluluğumu da kuşanarak söylüyorum. Birleşmiş Milletler dediğiniz şey, artık kağıttan bir kaplan bile değil, neredeyse çöp tenekesine atılmış fonksiyonsuz bir kuruluştan ibarettir."

"İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ BU DÖNEMİN ZORLUKLARI TÜRKİYE'YE YENİ İMKANLAR, YENİ FIRSATLAR VERECEK"

Kurtulmuş, cumhuriyetin ikinci yüzyılında herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nerede ne yapıyor olursak olalım, hepimiz bu hedefte yürüyeceğiz. Sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'yi kuracağız Allah'ın izniyle. Dünyadaki bütün sorunları ortadan kaldırabilecek bir perspektifi, bir zihin dünyasının inşa edilmesine yardımcı olacağız. 'Dünya 5'ten büyüktür' demeye devam edeceğiz ve göreceksiniz ki bu salonda bulunanların çoğunun şahit olacağı şekilde yeni bir dünya sisteminin kurulması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye burada öncü olacak, Türkiye burada sözünü güçlü bir şekilde çıkartacak. Allah'ın izniyle içinde yaşadığımız bu dönemin zorlukları Türkiye'ye yeni imkanlar, yeni fırsatlar verecek."