Özel'in istifa talebine Köksal'dan rest
DEM Parti'ye kapıyı kapatmasıyla partiyi karıştıran CHP'nin Afyonkarahisar adayı Burcu Köksal, istifasını isteyen Özgür Özel'e çok ağır bir cevap verdi. Köksal ayrıca Özel'e, İmamoğlu'nu da kast ederek ağır bir göndermede bulundu.
CHP'nin Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal'ın "Seçildiğimde DEM Parti hariç bütün siyasi partilere kapımızı açık olacak" açıklaması, partide krize neden oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Uşak mitinginde düzeltme yapmak zorunda kalarak, "Ufak bir dil sürçmesi yaşandı. Afyon Belediyesi de Uşak Belediyesi'nin kapıları da herkese açık" dedi.
Ancak Köksal, Özel'in açıklamasından sonra geri adım atmadı, sözlerinin arkasında durdu. Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, Köksal'ın son çıkışının Ankara ve İstanbul'u sarstığını söyledi. Övür, "Sarstı, çünkü CHP-DEM ittifakının esas amacı Ekrem İmamoğlu'nu kazandırmaktı. O iş çökerse, İmamoğlu ve 2028 hayali biterdi" değerlendirmesini yaptı. Övür, yazısına şöyle devam etti:
Bu yüzden İmamoğlu, kendisinin amiri durumunda olan Burcu Köksal'a yönelik zehir zemberek bir çıkış yaptı:
"Öyle, 'Ben belediye başkanı olursam şu partilileri belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüm diyen ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti bulacak, onu söyleyeyim."
Bu çıkış aynı zamanda esas genel başkanın ya da Saraçhane medyasının deyimiyle "lider"in kim olduğunu da gösterdi.
'BİR MÜTEAHHİDE PEŞKEŞ ÇEKTİNİZ'
Bütün bunlar da gizli saklı değil, kamuoyunun gözü önünde oldu ve işin sadece görünen kısmıydı. Arka planda ise çok daha sert ve derin bir kavga vardı. Açıklamanın duyulmasından sonra küplere binen İmamoğlu, hemen telefona sıralıyor ve "Genel Başkanı" Özgür Özel'i arıyordu. Kulislerde buna arama değil, "azarlama" deniyordu:
"O kadını kaldır at partiden..."
Sonra Özel, Burcu Köksal'ı arıyor ve o da onu azarlıyordu:
"Ben düzeltme yaptım, beni dinlemediniz. Hemen adaylıktan istifa edin..."
Köksal'ın cevabı ise kamuoyunun yakından bildiği Canan Kaftancıoğlu-İmamoğlu kavgasını hatırlatıyordu:
"Özgür Bey, genel başkan olarak 80 ili ve İstanbul'u bir müteahhide peşkeş çektiniz ve partiyi teröristlere teslim ettiniz. Asıl siz istifa edin."
Köksal çok daha ayrıntılı bu kavganın içyüzünü açıklar mı göreceğiz ama kulislerde yüze kapanan telefonlar, İmamoğlu'nun tehdide varan konuşmaları gibi onlarca şey konuşuluyor.
Gördüğünüz gibi CHP'de tablo mayıs travmasından çok daha vahim ve patlamaya hazır durumda.
Kurultay sonrası CHP'nin yönetilemediği, 160 bini aşkın CHP üyesinin istifa ettiği, çok merkezli bir CHP olduğu ve bunlar arasındaki kavganın er veya geç patlayacağı biliniyor ve bekleniyordu ama bu kadar erken açığa çıkacağı tahmin edilmiyordu.
Siyaset üretmeden siyaset yapmanın, gizli kapaklı ittifaklarla iş kotarmanın nasıl bir siyasi savrulmaya ve dip dalgaya yol açacağını kestirmek hiç kolay değil. CHP tam da bunu yaşıyor.