Para hırsı

Ah şu para var ya, şu para!

Olmaz olasıca para.
Anayı babayı birbirine düşüren para.
Kardeşi kardeşe kırdıran para.
Eşi dostu ayıran para.
Dostu düşmana çeviren para.
Elde edilmek için binbir fırıldak çevirten para.
Tüm insanlığı kendine aşık eden para.
En sevgiliden daha çok sevilen para.
Helalinden, haramından kazanılan para.
Kazanmak için binbir takla attıran para.
Varlığı bir dert yokluğu bin dert.
Olsa bir alem olmasa bir alem.
Onsuz asla olmaz.
Olmuyor da.
Oldu mu daha çok olsun istiyor insan.
Olsun diye banka soyduruyor.
Adam öldürüyor
Hayat söndürüyor.
Oradan oraya süründürüyor.
Prestij sildiriyor.
Sokağa düşürüyor.
Avuç açtırıyor.
Dilendiriyor.
Ah şu para var ya, şu para?
Neler yaptırıyor insana.
Doyumsuz yaptırıyor.
Kanaatsiz yaptırıyor.
Olanıyla yetindirtmiyor.
"Daha çok olsun" dedirtiyor.
"Daha çok, daha daha çok olsun" diyor insan.
"Ne kadar varsa hepsi benim olsun" diyor.
Milyonlarca parası da olsa az geliyor demek ki.
"Artsın" istiyor.
"Hiç eksilmesin" istiyor.
"Çoğalsın" istiyor.
"Çantalar dolusu olsun" istiyor.
"Bankalarda hesabı en kabarık olan ben olayım" istiyor.
Tamam, olsun.
Ne diyelim?
Ne karışalım?
Bize ne?
Hani derler ya "Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış"
Bizimki o hesap bile değil.
Çalışan, çabalayan onlar.
Koşan, yorulan onlar.
Milyonlara kavuşan onlar.
Orasına burasına taktıran, sokuşturan onlar.
Daha fazlasında gözü olan onlar.
Bize ne.
Bana ne.
Sana ne.
İyi ama atalarımız demişler ki:
"Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz"
Şu atalarımız da yani, hiç boşa laf etmemişler.
Her sözleri ile bize yol göstermişler.
Bir şey daha demişler:
"Midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var."
Var ama anlayan kim?
Olanla yetinip, yaratana şükretmek lazım.
Ah şu para var ya, şu para!
Yerinde adamı vezir eder, yeri gelir rezil eder.
Ah para ah, sen var ya!..