Şamar oğlanı

İsrail farklı savaş taktikleri ile Lübnan’a saldırınca işler değişti.

İran tedirgin oldu.

Hizbullah lideri Nasrallah cihazlar patlatılıp binlerce kişi yaralanıp beş on kişi de ölünce “Bu savaş sebebi“dedi.

Sahi mi söylüyorsun bay Nasrallah!

Aylardır kime füzelerle saldırıp duruyordun?

Ardından “İkinci saldırının intikamını alacağız “ dedi.

Birincisi ne olacak?

Sineye çekecek tabi.

Başka ne yapabilir ki?

“Akşam saat beşte konuşacağım” dedi.

Sandık ki büyük bir hışımla savaş açacak İsrail’e.

Yumuşak yumuşak tehditler.

“Yok, şöyle olur, yok, böyle yaparız” dedi, kaçtı.

Konuşması biter bitmez İsrail uçakları Hizbullah’ın roketlerini, füze rampalarını bombaladı.

Lübnan’da kırk elli noktayı vurdu.

İran’dan ses yok.

Bombalaya bombalaya şamar oğlanına döndürdü İsrail.

Prestij kaybı yaşıyorlar.

Gıkları çıkmıyor.

İsrail Lübnan’ı askeri, siyasi, ekonomi yönden yıkılmış bulunca olanca gücüyle buraya saldırıyor.

Orayı da işgal edecek tıpkı Gazze gibi.

Esat’ın da İran gibi sesi çıkmıyor.

Çıksa biliyor ki İsrail’den tepesine bombalar yağacak.

Zaten ülkesi işgal edilmiş, toprakları alınmış, İsrail’e peşkeş çekilmiş, terör örgütleri üzerinden işi götürüyorlar.

Amerika bütün gücüyle hem karada hem denizde bölgeye tamamen yerleşmiş durumda.

İsrail bu şımarıklığı ile savaşı bölgeye yayar mı?

Lübnan’dan sonra sıra Türkiye’ye gelir mi?

“Komşuda yangın büyürse alev bize de sıçrar” diyelim mi?