Şaşırmış bunlar!

CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı, cüretkâr sözleri ve pozlarına devam ediyor.

Önce bölücülükle afişe olmuş bir çığırtkana reverans yaparak öpücük attı. Ama bu yetmedi, mesajı daha da perçinlemek istedi.

Yok eşitlik, yok ayaz falan filanlara sürüklendi. Malum mevsim kış, kart kurt sesini çok tekrarladı. Yine de yetmedi. İş alevli meyve tabağına kadar gitti.

Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ‘kimyasal silah’ iftirası atan ismi zikre değmeyecek şahısla ‘Atatürk’ portresi önünde foto çekindi.

Ne tesadüf, tablodaki Atatürk ifadesinde de önündekilerden ötürü bir ürperti içinde olduğu hissediliyordu.

Sayın Özgür Özel, tam bir hayran çelebi… Mavi boncuk dağıta dağıta İYİ Parti’ye kadar geldi. Dün Meral Akşener ile de kameralara gülümsedi.

Ne de ‘güzel’ gülüyorlar diyecektim, neyse ki arkada Koray Aydın’ın nemrut ifadesiyle pozun bir anlam kazandığını fark ettim.

Çok şirinler. Özgür Özel, kendisine büyük gelen ceketin rahatlığıyla kıvrak ya; ‘İttifak kelimesi yoruldu’ diyor.

Akşener, gülüş tasarımına yeni efektler katacak kadar duygu karmaşıklığı içinde olduğunu dışa vuruyor.

Sayın Akşener, hazır Özel size ‘abla’ diyor, uzatsaydınız o mübarek elinizi de bir de size reverans yapıverseydi.

Hadi elinizi öptürmediniz Sayın Akşener, soru soruverseydiniz: ‘Bize anca mı sıra geldi?’

Hani siz Türk Milliyetçisisiniz ya!

Terör sevicilere, Şanlı Türk askerine düşmanlık edenlerden sonra ziyaret edilmek zorunuza gitmiş olmalı. Ama önce bir GİK’e sorun, zorunuza gidip gitmediğini…

Tatlış görüşmenin anahtar kelimesi, iş birliği.

Yukarda aktardık, malum ittifak kelimesi yoruldu, kazanacak yerlerde iş birliği yapalım.

Siyasetini kazanma temeli üzerine inşa etmişler açısından hiç de şaşırtıcı olmayan bir tokalaşma olur bu!

Ama Akşener, durun bir GİK’e sorayım demiş.

Öyle ya Sayın Akşener, her şeyi GİK’e sorar. 2-6 Mart krizinde de GİK’e sordu hop masadan kalktı, GİK’e sordu hop oturdu…

Sayın Akşener, Ümit Özdağ’ın teklifini de GİK’e bir sorun bence…

Hazır ittifak yorgun, siz de illa ki bir iş birliği yapacaksanız bari aleni bölücülük faaliyeti içinde olanlarla değil de hiç değilse ‘Türk’ diyebilenlerle yan yana olun…

Gerçi artık sizi de partinizi de bu çıkmazdan orası da kurtaramaz ya neyse…

Duyduk ki Bursa’da bazı ilçelerde adaylarınızı açıklamışsınız. Belli ki Ankara, Bursa’ya çok uzak. Sizin kulağınıza da Bursa’dan gerçek yankılar değil de birtakım kemirgenlerin üfürükleri geliyor herhalde.

Çıkardığınız adaylardan birini çarşaf çarşaf belgeleriyle deşifre etmiş biri olarak söyleyeyim, artık ‘iyi’ kelimesine bu kadar kötülük etmekten vazgeçip bir an önce partinizin adını değiştirin.

Neyse ki tanıdığım ‘iyi’ anlamında kim varsa gerçeği gördü ve o çukurdan çıktı. Kalanların bu sıfatı hak etmediği ise ortada…

Ülkede milyonlarca emekli 7 bin 500 liralık aylığıyla darboğaz içinde… 8 milyon asgari ücretli, geçim derdinde… Ama muhalefet hâlâ iş birliği peşinde!

Muhalefeti böyle olan ülkede elbet iktidar bildiğini okur!

Biliyorsunuz geçenlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Asgari ücret zaten hep yılda bir kereydi biliyorsunuz. Yine tek zam olacak şekilde çalışıyoruz” dedi.

Şu enflasyon ortamında olacak iş mi?

En güzel cevabı Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay verdi: “Bakan bu sene bir defa olacak diyor. Hiç olmasın, zam da yapmayın para da vermeyin.”

Vallahi haklı!

Öyle ya madem bu rakamlar, geçim ücreti oldu. Hiç para vermeyin. Vatandaşın; kirasını, faturalarını, mutfak ve eğitim masraflarını karşılayın olsun bitsin.

Saçma mı? Gayet tabi! Ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 oranında büyüyen ülkede enflasyon karşısında büyük kitlenin giderek fakirleşiyor olması kadar saçma!

Siyasetçilere uyarımdır; dar gelirli grubu unutan, oyalayan hiçbir şey kazanamaz.

Saygıyla…