Savaşırlar mı?

İsrail geçen hafta Suriye'de İran konsolosluğunu vurdu.

Uçaklarla bomba yağdırdı.
Ölümler oldu.
İran küplere bindi.
Sinir krizleri yaşadı.
Hop oturdu hop kalktı.
Tehditlerin bini bir para.
En üst makamdan en üst perdeden tehditler yapıldı.
Üst rütbeli general Kasım Süleymani'yi Amerika öldürdüğü zamanda aynı tepkiyi vermişlerdi.
"Vururuz, deviririz, yakarız, yıkarız"
"Şöyle yaparız, böyle ederiz"
"Asarız, keseriz, yanınıza bırakmayız" falan filan.
Ne ABD ne de İsrail bunları duymuyor mu?
Duyuyor.
Ama ciddiye almadılar.
Sandılar ki İran kendilerine saldıramaz.
Yaptıkları yanlarına kâr kalır.
Gerçekten İran İsrail'e saldırır mı?
"Misilleme yapacağız" diyor.
Yapar mı?
Yaparsa bedelini çok ağır öder.
Ne Haştişabi ile.
Ne Husiler ile.
Ne Şii milisler ile.

İran himayesindeki Hizbullah, Lübnan üzerinden İsrail'e onlarca roket fırlattı ancak bu iş daha da büyür mü bilinemez.

Şimdilik birbirlerine horozlanıp duruyorlar.
Birbirlerine güç gösterisinde bulunuyorlar.
Amerika, bu iki hasımın kapışmalarına izin vermez.
Danışıklı dövüş sürer gider.
İran sineye çeker mi?
İsrail hindi misali kabarmasıyla kalır.
Ciddi ciddi savaşırlar mı?
Hayır.
Buna cesaret edemezler.
Ederlerse ikisi de yok olur.
Tarihten silinirler.
Ara sıra böyle it dalaşı yaparlar.
Kapışıyorlar gibi yaparlar.
Birbirlerinin gazını alırlar.
İşte o kadar.
İsrail'in varlığı bölgede sokak köpeği misali.
Oraya buraya saldırıp duruyor.
Kendini tatmin ediyor.
Karşısında da güçlü bir isim olmayınca kendini bir şey sanıyor.
İran ile İsrail savaşır mı?
Savaş öyle çocuk oyunu mu?
Hele hele, Amerika İsrail'in koruyucu babası konumunda olduğu sürece.

Biden, “Yapma” dedi ve İsrail’in savunuculuğunu üstlendi ancak İran’dan son yapılan açıklama gerilimi artırdı.

Eğer ki Savaşırlarsa dünya savaşı başlar.