Sen ne anlarsın çapsız!

Kıymetli okur,

Güzel ülkemizde 2018 yılından bugüne düzenlenen çok öneli bir organizasyon var.

Özellikle gençler ve gelecek kuşaklar açısından büyük bir kazanım olan bu organizasyon, hem süreci hem de sonuçlarıyla yarınlara umut tohumları ekmemize vesile oluyor.

Havacılık, uzay ve teknoloji alanında kapasitemiz ve potansiyelimiz, bu organizasyonla sübut buluyor.

Bilhassa çocuklar ve gençler açısından merakı tetikleyen ve hayaller kurduran ‘hayret’ duygusuna kapı aralayan bu organizasyon, eğitici ve öğretici bir rol üstlendiği gibi yeni girişimlere de kaynaklık ediyor.

Her geçen yıl büyüyen ve gençlerimizin yoğun ilgi gösterdiği organizasyona, bu sene 1 milyondan fazla genç başvurdu.

Gençlerimiz açısından içinde bulunduğumuz zaman diliminde büyük bir tehlikeye dönüşen hedefsizlik salgınını alt eden Teknofest adlı bu organizasyon, gençleri bir emele ve hedefe yöneltme becerisi ortaya koydu.

Uyuşuk, tembel, kolaycı ve rahata bağımlığa eğimli kitlelere devinim, heyecan ve gelişim vaat etti. Yaşadığı topraklara ve toplumuna aidiyet bağlarını güçlendirecek mesajlarla bir misyon yükledi. Hayallerinin peşinden koşma cesareti ve öz güveni aşıladı.

Bu toplumun özgün karakteri ve kimliğini ortaya koyarak ilerleyişinden rahatsız olan ve başarının Batı taklitçiliğinde olduğundan emin, karanlığa çapalanmış zihinler, çok bilmiş despotluğunu dayatarak salyalar saçıyor.

‘Siz bizi ne sandınız?’ diyor! Biz, sizi bir şey sanmıyoruz! Ne olduğunuzu biliyoruz!

Neymiş, Teknofest panayırmış!

‘Pınıyır! Pınıyır!’

Köylerde kurulan panayırlara gidenler bilir.

Türlü türlü eğlenceler vardır panayırlarda.

Onlardan biri de bir roman veya poşa kızı kaleye geçer, parayı veren balonvari bir topla penaltı kullanır...

Topa sert vurursa çok havalanır. Penaltı kaçar!

Bunların penaltısı kaçmış!

Bir de diyor ki ‘Tabi ki yapacağız!’

Eee bunca zaman niye yapmadınız?

‘Orada bir şeyler var, gidiyor insanlar bakıyor...’ derken bir de milleti küçümseyen edası var ki gel de katlan...

Ülke ne çektiyse bu çamura çapalamış zihinlerden çekti!

Bu ülkenin bir şeyleri yapabilme kapasitesini ve potansiyelini yıllarca hor gören, Batı hayranlığıyla hazır yiyiciliğe alışmış bu güruh, yapılan bir iş gördü mü kuduruyor.

“Pınıyır! Pınıyır! Pınıyır!” diye salyalar saçıyor...

Buna ‘sen ne anlarsın çapsız!’ demekten başka söz var mı?

Aman diyeyim kıymetli okur, bunu münferit bir örnek sanmayın... Sağlıklı düşünme yapısından uzak bunun gibi binler var...

Sadece medyada değil, bu zihniyetin siyasette de yeri var.

Bakın Teknofest’in açılış gününde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, çıkıp Atatürk Havalimanı’nı ABD merkezli bir firmaya tahsis edeceğini duyuruyor.

Bu şirket, orayı teknoloji ve uzay üssü yapacakmış...

Hakikaten güler misin, ağlar mısın?

Bu aşağılık kompleksi değil de nedir? Bu Batı bağımlılığı değil de nedir?

Avrupa’dan ‘Aferin’ bekleyen kafanın çareyi hep dışarıda aramasına çok mu şaşıyoruz acaba?

Evet, iktidarın yaptıkları karşısında muhalefetin kitleyi ‘yapabilme becerisine’ sahip olduklarını ikna etmesi çok zor.

Ama bu da değil be kardeşim!

Onunla bunu yapacağız... Şununla onu yapacağız... Bununla şunu yapacağız...

Onunla, bununla, şununla değil!

Bu ülkede makbul olan ne yapılacaksa milletle yapmaktır.

Sayın Erdoğan, 20 yılda ne yaptıysa milletle yaptı. Millete rağmen değil, bilakis milletin desteğiyle yaptı.

Oysa Sayın Kılıçdaroğlu, siz ne derseniz millete rağmen diyorsunuz!

Milletin seçtiği yeni hükumet sistemine ucube diyorsunuz!

Milletin seçtiği kişiye diktatör diyorsunuz!

Milletin seçtiği yola bataklık diyorsunuz!

Milletin inanışına hor bakıyorsunuz!

Milletin karakterini öteki görüyorsunuz!

Milletin düşman gördüğünü siz dost belliyorsunuz!

Bunlarla milleti yanınıza alamazsınız!

Milleti yanınıza alamadan Erdoğan’ı yenemezsiniz!

Diyelim aldınız; ya 3 gün sürer ya 3 ay...

Döner dolaşır yine elinizden kaçırırsınız...

Esen kalın.