Sıfır Atık için ikinci aşama
Küresel iklim değişikliği, giderek keskinleşen bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor.
Son yıllarda yaşanan afetler, iklimde gözlenen değişimin bir sonucu olarak hayatımızı etkiliyor.
Tüm ulusal ve uluslararası raporlar; iklim değişikliğinin ana kaynağını, insan faaliyetleri olarak ortaya koyuyor.
Öyleyse giderek ağır neticeleriyle yüzleştiğimiz iklim değişikliğini frenlemek için insan faaliyetlerinde değişikliğe gitmemiz gerekiyor.
İşte bu noktada Türkiye’de sürdürülen ‘Sıfır Atık’ kampanyası büyük önem arz ediyor.
Geçen haftanın yoğun gündeminde kaynayıp gitti ama ‘Sıfır Atık’ konusunda önemli bir adım atıldı.
Ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma planları kapsamında sunduğu ‘Sıfır Atık’ kararı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edildi.
BM, 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen ‘Sıfır Atık Projesi’nin uluslararası kabul görmesi ve desteklenmesi ülkemiz adına gurur verici bir gelişmedir.
Emine Erdoğan, BM Genel Kurulunun 30 Mart'ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesiyle ilgili açıklama yaptı: “Sıfır Atık hareketi, çocuklarımız için düşlediğim mavi ve yeşilin egemenliğinde bir geleceğin tezahürü. 2017'den günümüze kartopu misali gönülden gönüle büyüyerek seferberliğe dönüştü. Bugün, küresel Sıfır Atık idealimizin ulaştığı noktayı görmek ise tarifsiz bir duygu…”
Sıfır Atık projesi kapsamında birçok kamu kurum ve kuruluşu bir dizi uygulamalar hayata geçirdi. Kamudaki düzenlemeler özel sektörün bazı kuruluşlarınca da örnek alındı. Bugüne kadar yapılan çalışmalar çok kıymetli fakat hâlâ gidilecek yol var.
Kurum ve kuruluş seviyesinde icra edilen düzenlemelerin artık tabana yayılması gerekiyor.
30 Mart günü, uluslararası arenada bir farkındalık sağlayacaktır. Bizim için de önemli olan bu farkındalığın toplumun genelince içselleştirilmesidir.
Sıfır Atık anlayışını, vatandaşın günlük yaşam pratiklerine yerleştirmek gerekiyor. Öyle ki çöp ayrıştırma işlemine evlerde başlamalıyız.
Teknolojik atıklar, piller, atık yağlar, kâğıtlar, metal ve camlar evin kapısından çıkarken ayrı ayrı çıkıyor olabilmelidir ki insan olarak dünyaya karşı sorumluluğumuzu yerine getirebilelim.
Evde ayrıştırmayı sağlama sürecini daha erişilebilir ve akılcı yöntemlerle teşvik etmek gerekiyor.
Örneğin bazı belediyeler, belirli kilodaki atık yağa karşılık su takasını uyguluyor. Aynı örneği kâğıt ve ambalaj atıkları için de düzenlemek mümkün.
Teknolojik atıklar için de sosyal sorumluluk içeren ve yardım kampanyasına dönüşen uygulamalar var.
Çevreyi korumak, toplumsal farkındalığı artırmak ve sosyal duyarlılığı yükseltmek için ‘Sıfır Atık’ projesinin ikinci aşamasındayız.
Bu aşamada hem sivil toplum kuruluşlarına hem de vatandaşa görevler düşüyor.
Günlük hayat pratiklerimizde çevreyi korumaya dair hiçbir adım atmazken hava, su, ses ve görüntü kirliliğinden yakınmamız tutarlılık arz eder mi?
Önce kendimizi düzeltmenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Bir takım ezberler ve klişelerle duygu ve düşüncelerinizin manipüle edilmesine müsaade etmeyin. Kendi gerçekliğinizi kabullenin ve yaşamınızdaki çevreye olumsuz etki yapan adımlarınızı minimize edin. Ki mevcut şartlara dair itirazınız haklılık içersin.
Toplum olarak biran önce öğrenmemiz gerekiyor ki evden çöp diye attığımız ve o anda kurtulduğumuzu düşündüğümüz atıkların hayatımıza etkisini olumsuzdan olumluya çevirebiliriz.
Çünkü bugün çöp, toprağın altına gömülerek yok olması beklenen bir şey değil aksine endüstriyel bir hammaddeye dönüşmüş durumdadır.
Vatandaşın da bu gerçeklikten hareketle yaşamsal faaliyetlerini buna göre düzenlemesi şarttır.
Bakın son günlerde Bursa’da katı atık aktarma istasyonu konusu tartışmalara konu oluyor.
Büyükşehir Belediyesi, kent kırsalında vahşi depolamayı önlemek için yatırımlar yapıyor. Çöpün toplanmasının ayrı, taşınmasının ayrı bir maliyeti var.
Ne yazık ki kente uzak kırsal noktalarda çöpler, belirli bölgelerde toprak altına gömülüyor. Bu, artık çok eskide kalmış ve çevreci olmayan bir uygulamadır. Bunun önlenmesi için çöpün taşınma sürecinin organize edilmesi gerekiyor.
İşte katı atık aktarma istasyonları da kırsalda toplanan çöpün tek elden taşınmasını sağlıyor. Hem taşıma maliyeti düşüyor hem çevreye olumsuz etki önleniyor.
Toplanan çöpler, Doğu Bölgesi Katı Atık Entegre Tesisi’nde ayrıştırılıyor. Tesiste evsel atıklardan elektrik enerjisi üretiliyor.
Vatandaşın tüm bu sürece tutarlılık arz etmeyen itirazdan çok evinden başladığı ayrıştırmayla katkı koyması gerekiyor.
Esen kalın.