Siyah incirden simsiyah sulara

'Bursa' ülkemizin en seçkin illerinden biri olarak akla gelir.

Sanayisinden otomobiline…

Gıda üretiminden tekstiline… 

Turizm güzelliklerinden tarihine…

Modern kentleşmesinden, denizinden, göllerine dek şehrimiz akla gelir.

..Ve Bursa ilçelerinin yetiştirdiği zeytinler, meyveler.

Dünyaca ünlü zeytinyağı ve tabi ki Bursa şeftalisinden sonra nihayet siyah incirimiz de tescillendi.

Siyah incir yemenin tam zamanı.

Tadı, rayihası, damakta bıraktığı o eşsiz nefaseti bulunmaz bir gerçek.

İncirin kutsallığı var tıpkı zeytin gibi.

Özelliklerini saymaya gerek yok.

Öyle ilginç tanımları var ki…

Mitolojilerdeki yerini bir bilseniz incirin şaşırırsınız .

Bursa’mızın siyah inciri artık tescillendi.

Dünyada eşi benzeri olmadığı kayıt altına alındı.

Gururluyuz, onurluyuz.

Çiftçilerimizin ellerine sağlık.

*                                 *                                 *

Bursa’mızı çeşitliliği bakımından öne çıkarıp siyah inciri överken birden sanayimizin bizi zehirlediğinin farkına vardık.

Kestel ilçemizde Serme deresi zehir akmaya başlamış.

Balık ölümleri su yüzüne vurmuş.

Su arıtma tesisleri olmayınca, yeterli gelmeyince özellikle tekstil fabrikalarının atık suları hayatımızı zehirlemeye başladı.

Sanayisi gelişmiş hemen tüm şehirlerin büyük sorunu zehirli atık sular.

Maalesef önüne geçilemiyor.

Ya da geçilmiyor.

Sanayileşelim derken bu defa doğaya, canlılara dolayısıyla insan hayatına zarar vermeye başladık.

Kazanalım derken siyah incirin güzelliğinden simsiyah suların çirkinliğine dek çok şeyi yok ettiğimizin de bir farkına varsak…