Siyaset emanetçiyi sevmiyor

Siyasi partilerde emanetçi olmak zor.

Pirim yaptırmıyor.
Önceki başkanın etkisi devam ediyor.
Bağımsız kalınmıyor.
Emanetçi konum "Yeni lider" vasfı kazandırmıyor.
Size partisini teslim edip kenara çekilseler bile gölgeleri partinin her yerinde kendisini hissettirir.
Mesela; Türk siyasetinde ilk emanetçi için İsmet İnönü diyebilir miyiz?
Ben buna "Evet" derim.
İnönü, Atatürk’ten devraldığı liderliği yetmişli yıllara dek sürdürdü.
Turgut Özal, Cumhurbaşkanlığına yürürken ANAP'ın başına Yıldırım Akbulut'u getirdi.
Akbulut ne kadar başarılı olabildi?
Tartışılır.
Sonra Süleyman Demirel.
Doğru Yol Partisi’ni kurdu.
Prof. Tansu Çiller hanımefendiye devretti.
Büyük siyasetçi Demirel'in yerini doldurmak kolay mı?
Sorgulanabilir.
Sonra Necmettin Erbakan.
Defalarca partisi bir bahane ile kapatıldı.
Yılmadı.
Yıkılmadı.
Direndi.
Vazgeçmedi.
Her defasında yeni bir isimle yeni bir parti ile döndü liderliğine.
Merhumdan sonra son partisinin başına Temel Karamollaoğlu geldi.
Partililer Erbakan hatırına kaldılar.
Dağılmadılar.
Ancak partinin geldiği yer son seçimle ortada.
Kurucu lider başka, emanetçi lider başka oluyor.
Sonra Alparslan Türkeş ile MHP...
Merhumdan sonra Devlet Bahçeli MHP'nin varlığını güçlendirdi.
Emanetçi olmadı.
Güçlü irade ile güçlü liderliğini pekiştirdi.
Büyük Birlik Partisi’ni kuran Muhsin Yazıcıoğlu'ndan sonra M. Destici’nin partiye katkısı, liderliği onun gibi oluyor mu?
Tartışılır.
CHP, İnönü'den sonra Ecevit ile yükseldi.
Onun ayrılmasıyla da birkaç emanetçi parti başkanı gördü.
Hiçbiri Deniz Baykal kadar başarılı olamadılar.
Malûm istifa ile CHP'nin başına K.Kılıçdaroğlu getirildi.
Parti sürekli çalkalandı.
Uzun yıllar liderlik koltuğunda oturdu ama bir türlü emanetçilikten kurtulamadı.
Yerine son kurultayla Özgür Özel getirildi.
Öyle görülüyor ki Özel de bir emanetçi konumunda.
Çünkü E. İmamoğlu, gizli açık CHP koltuğuna oturup oradan cumhurbaşkanlığına yürümek istiyor.
Ecevit'in kurduğu Sosyal Demokrat Parti merhumdan sonra emanetçi liderler ile nerelerdeler; son seçim sonuçları bunu gösteriyor.
Sonra AK Parti kuruldu.
Yasaklı lider konumunda hapisten çıkan Recep Tayyip Erdoğan, seçimi kazanmalarından sonra başbakan olan Abdullah Gül; Erdoğan'ın ara seçimle seçilip gelmesiyle koltuğu Erdoğan'a teslim etti.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına yürürken Ahmet Davutoğlu'na Başbakanlığı emanet bıraktı.
Başarılı olundu mu?
Ve derken yılların siyasetçisi Meral Akşener İYİ Parti’yi kurdu.
Çalkantılı aylar yaşadı.
İçten dıştan darbeler yedi ve son yerel seçimde başarısız olduklarını kabullenip partisini şimdi bir emanetçiye bırakacakmış.
Emanetçi konumunda olmak zor bir durum.
Siyaset emanetçiyi sevmiyor.
Hep asıl liderini arıyor.
O nedenle ayrılıyor, siyaseti bırakıyor, çekiliyorsanız tabelanızı da indirin; partinizi de kapatın.
Çünkü emanetçi ile siyasette yol alınmıyor.