“SİZ TÜRKLER ÇILGINSINIZ”

“Siz Türkler çılgınsınız”

“Gördüklerime inanamadım”

“Ev de oturduğum yerden kalkıp televizyonun üzerine yürürken “bu olamaz, bunlar çıldırmışlar, bu Türkler çılgınlar” diyordum”

Bunları, 2017 yılında gittiğim Moskova da kırk yaşlarında bir iş adamı söylüyordu.

“İnanamadım gördüklerime o gece” dedi ve ekledi.

“Siz tankın altına çıplak gövdenizle yattınız”

“Siz tankın üstüne çıkıp paletleri durdurdunuz”

“Siz silahlara, silahsız olarak gövdenizi siper ederek askeri harekâtı önlediniz”

“Siz Türkler gerçekten çılgın bir milletsiniz”

O bunları söylerken göğsüm kabarıyor, asil ve necip milletimle gururu duyuyor, İstiklal marşımızın kıtaları aklıma geliyordu:

Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım

Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım

Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.

O gece millet bir sel misali akıyordu her şehirde meydanlara.

FETÖ denen vatan, millet, bayrak, haini sahte din adamının ekibini yerlere seriyordu.

Hainlerin emellerini boşa çıkarmak için canlarını ortaya koyuyordu.

Kadın, erkek, kız, genç, yaşlı herkes sokaklarda, meydanlarda vatana sahip çıkıyordu.

Bayrağa sahip çıkıyordu.

Milletine sahip çıkıyordu.

Özgürlüğüne sahip çıkıyordu ve seçtiği kişinin davetine uyarak meydanlara fırlıyordu.

Bu millet sesiz kaldı mı korktuğundan değil asaletinden susar...

Bu millet geri durdu mu sabrından durur…

Bu millet devletini “baba” vatanına “ana” demiş bir asil millettir.

Baba saygın, ana namustur.

Çiğnetmez, ezdirmez,  bozguna uğrattırmaz.

Bakmayın birçok olayda tebessümle sessiz kaldığına!

Zamanını bekliyor kükremek için…

Fırsatını kolluyor yeniden ezip geçmek için.

Birileri kendilerini bir şey sanmasınlar.

Sessiz çoğunluk dün nasıl aslanlar misali kükreyerek düşmana, hainlere, satılmışlara, tasması başkalarının elinde olan kuyruk kıvıranlara dersini verdiyse gene verecektir.

Buna kimsenin şüphesi olmasın.

Rus gencinin gördüğünü bütün dünya görmüştü o gece.

Ve hakkımızda plânları, projeleri, hesapları, hevesleri olanlar bir bir hüsrana uğradılar.

Bundan sonrada öyle olacaktır.

Ta ki “o bir tiyatroydu” diyenler “danışıklı dövüştü” diyenler “sınırlı kalkışma denemesiydi” diyenler de derslerini alacakları güne kadar.

Bu millet, bin yıl bütün kıtalarda efendiliği ile hüküm sürmüş “Dünya’nın efendisi” bir millettir ve mazlum milletler şimdi tekrar Dünya’nın efendisini beklemektedir.

Ya Allah bismillah Allahu Ekber…