Tarımda asıl sorunu ıskalamamak gerek!

Tarım ve Orman Bakanlığı, 2 yıl üst üste ekilmeyen tarımsal araziler için yeni bir düzenlemeye gitti.

22 Ağustos Perşembe günkü ResmiGazete’de yayınlanan ‘İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik’e göre artık 2 yıl boş kalan ariler kiralanacak.

Peki, hangi araziler?

Gerçek ve tüzel kişiye ait olan araziler. Hazineye ait olan ve devlet tasarrufundakiler hariç tutulacak.

Ne süreyle kiralanacak?

Sezonluk.

Nasıl kiralanacak?

Vasfının değiştirilmemesi ve tarımsal üretim yapılması şartıyla.

Bu araziler nasıl belirlenecek?

İl ve ilçe müdürlüklerinde ‘Arazi Tespit Komisyonu’ kurulacak. 5 asil 2 yedek kişiden oluşacak bu komisyon 3 aylık periyotlarla toplanacak ve yapılan inceleme ve denetlemeler sonucunda salt çoğunluğa göre karar alacak.

Araziler hangi bedelle kiralanacak?

Önce rayiç kira bedeli belirlenecek. Kira geliri arazi maliklerine ait olacak.

Nasıl kiralanabilecek?

Belirlenen araziler ilgili müdürlük sitesinden 7 gün süreyle ilan edilecek. Ve başvuru toplanacak.

Peki, öncelikli olanlar var mı?

Kiraya verilecek tarım arazisinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına öncelik verilecek.

***

Tarımsal üretimin stratejik olduğunu ve özellikle de içinde bulunduğumuz dönemde bir karış toprağın boş kalmaması gerektiğini düşünürsek pozitif bir adım sayabiliriz.

Ama bu işin risklerini de göz ardı etmemek gerekir. Ki bu noktada kişisel yorumumdan çok uzmanından görüş aktarmak istiyorum.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak’a ilgili düzenlemeyi sordum.

Fevzi Çakmak, “Sorunun özünü tespit etmeden, sanki bu araziler keyfi olarak boş bırakılıyormuş gibi çiftçiyi suçlu görüp elinden alıp başkasına ektirmek doğru bir yaklaşım değil” dedi.

Peki, ‘Sorunun özü nedir?’ diye sorduk Çakmak yanıtladı:

Birincisi mülkiyet sorunu. Bursa’da toplulaştırma halen yüzde 40’larda. İkincisi çiftçi kar edemiyor. Maliyetler kar etmesine imkân tanımıyor. Üçüncüsü insan kaynağı sorunu var. Gençler köyde durmuyor ve çiftçilikle ilgilenmiyor. Dördüncü sorunda toprağın yatırım aracına dönüştürülmesidir. Kar edeceğini bilerek tarım arazisi alıp boş bırakıyorlar.

Çakmak’a ‘Ne yapılmalı?’ diye sorduk, şöyle dedi:

Önce çiftçinin kazanacağı koşulları tesis etmek gerekir. Çiftçi bu arazileri durduk yere kazanıyor haldeyken boş bırakmıyor. Çiftçinin kazanamadığı yerde bir başka çiftçi burayı kiralayarak nasıl kazanacak? Önce araziler toplulaştırma ile ekonomik işletme büyüklüğüne getireceksiniz. Su kaynaklarını verimli kullanmak üzere çiftçiye ulaştıracaksınız. Çiftçiyi bilimsel verilerle doğru üretimi yapabilme bilincine çıkaracaksınız. Çiftçinin girdi maliyetlerini aşağıya çekerek desteklemelerle onları üretime teşvik edeceksiniz. Bunları yaptıktan sonra hâlâ üretmiyorsa o zaman gerekeni tabi ki yapacaksınız.

Sorulara devam ettik: “Bu düzenlemede nasıl bir risk görüyorsunuz?” Çakmak da yanıtladı:

Tarım arazilerinde kontrolün şirketlere ve büyük holdinglere geçmesi gibi bir risk var. Bu, çiftçinin köyleri terk etmesine arazilerin de holdinglerin insafına kalmasına neden olur. Bu sorunu daha da büyütür.

Çakmak, sulanabilir arazi rakamları üzerine Bursa’da örnek verdi:

“Bursa’da sulanabilir tarımsal arazi 290 bin hektar. Fakat yalnızca 150 bin hektarına su götürülmüş durumda. Sulama demek, verimi ve haliyle çiftçinin karını artırmak demek. Bunu yapmadığımız bir yerde arazinin boş kalması üzerinden çiftçiyi suçlayamayız.”

***

Çıkan yönetmelik, sezonluk ve amacı dışında kullanıma kapalı olarak kiralama şartlarıyla Başkan Çakmak’ın ‘şirketler ve holdinglerin eline geçecek’ endişesini önlüyor gibi görünse de ne yazık ki ülkemizde ‘böyle bir şey olamaz’ demek güç.

Öte yandan bakanlık halihazırda Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE) Projesi yürütüyor ve özellikle nadasa bırakılan, boş bırakılan atıl durumdaki arazileri üretime döndürüyorken bu adıma neden ihtiyaç duyuldu?

Belki de bakanlığı il il ülke genelinde yıllar itibarıyla atıl bırakılan tarımsal arazi istatistiklerini paylaşması gerekir.

En son Sayın Bakan İbrahim Yumaklı, TAKE’ye dair açıklamasında “Ülke genelinde nadas alanları 29,6 milyon dekardan, 28,1 milyon dekara düşerek 1,46 milyon dekar azaldı” demiş ve eklemişti: “Son 3 yılda artış sürerek toplam işlenen alanda 4,7 milyon dekar artış yaşandı.

2019’da dönemin bakanı şu bilgileri vermişti:

Ülkemizde ise 24 milyon hektar tarım alanının yüzde 8,3'ü yani 2 milyon hektarı atıl durumdadır. Bu tarım alanlarının aynı zamanda yüzde 25'lik kısmı da sulama imkanına sahip arazilerden oluşmaktadır.

Peki, bu rakam Bursa’da ne kadardır?

Herhalde bu sorunun cevabını İl Tapu, Tarım İl’den daha iyi biliyordur. Zira yatırım amaçlı tarla satışına Bursa’daki kadar bir başka ilde rastlamak mümkün olmasa gerek…

Her şartta üretene ve üretenin yanında olana saygıyla…