Temel Bey’in Rüyası

“Güçlü bir muhalefet olursa, eli CHP’ye oy vermeye gitmiyorsa, buraya gelir...”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, dün kamuoyuna yansıyan bir röportajında kullanmış bu ifadeyi.

Millet İttifakı içinde seçime ortak liste ile gitmek üzere Saadet, Deva ve Gelecek partilerinin ayrı bir ittifak olma durumuna ilişkin verdiği cevapta bu ifadeye şunları da eklemiş Sayın Karamollaoğlu:

Burada bir yığılma, bir kümelenme meydana gelir. Teklifi kendilerine götürdüm, 5-10 gün içinde karar verilmesi lazım. Millet İttifakı çatısı altında olacağız. Benim dediğim, onu biraz ileri taşımak. Gerçekleşirse, devrim mahiyetinde siyasi hamle olur. Tabandan çok daha farklı kesimlerden destek alacağımızı umut ediyorum.

Bu dediklerine Sayın Karamollaoğlu ne kadar inanıyor bilinmez. Ancak belli ki Temel beyin bir rüyası var.

Çünkü kriz masasında tozlu bir dosyayı açan bu sözler ve sonrasındaki yaklaşım başlı başına tutarsızlık içeriyor.

Eli CHP’ye oy vermeye gitmeyecek seçmen, CHP’nin arkasında sıralanmış sizlere mi oy verecek?

Hiç sanmıyorum...

Peki, Sayın Karamollaoğlu’nun bu sözlerine CHP mahallesi sessiz mi kalacak?

Düne kadar bir ses yoktu.

Şimdi “‘CHP’ye oy vermeye eli gitmeyen’ tanımlamasından kriz çıkarmamın anlamı yok” diye düşünülüyor herhalde.

Oysa ne güzel de CHP medyası, Sayın Karamollaoğlu’nu ‘şirin ve demokrat dede’ rolüyle bezemişti.

Belli ki Sayın Karamollaoğlu da bu bezemeyi öyle benimsedi ki rolünü büyütme rüyası görüyor.

Aynı demecinde Sayın Karamollaoğlu bir başka tutarsızlığa daha da imza atıyor.

Sayın Akşener’in daha önce duyurduğu ‘Liderler aday olmayacak’ kararını yalanlayan Sayın Karamollaoğlu, “Böyle bir karar alınmadı. Bu değişebilir. (Her lider kendi mi karar verecek?) Evet” diyor.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması durumunda Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı açıklanan Sayın Karamollaoğlu, neden milletvekilliği için aday olur?

‘Olur da kazanamaz ise boşta kalmayalım’ düşüncesi dışında bir cevap bulabilen var mı?

Sanmıyorum!

Ama yine de insan bu yaşta da ikbal peşinde koşmaz herhalde diyorum...

Tabi siyasetin, insanlar üzerinde gençlik iksiri etkisini de yadsımamak gerekiyor.

Sayın Karamollaoğlu, mezkur açıklamasında bir de şu yorumda bulunmuş:

Cumhur İttifakı içilemeyecek bir çorbaya döndü. Geçmişte birbirlerine karşı en ağır hakaretleri yapanlar şimdi kucaklaştı.

Sayın Karamollaoğlu, bu ifadelerin de bulunduğu röportajının bir kısmında da Millet İttifakı’nda CHP ile yan yana gelmesine “Erbakan Hoca da siyasete atıldığında ilk koalisyonu CHP ile kurdu” ifadesi ile savunma geliştiriyor.

Sayın Karamollaoğlu, koalisyon kurduğu Ecevit’e sonraları da Sayın Erbakan, dönemin DYP-ANAP hükümetine destek verdiği için şöyle diyor:

Sayın Ecevit, siz halkın karşısında güvercin, kuş numarası yapıyorsunuz, sonra rantiyecilerin hükumetini destekleyerek Meclis’te deve numarası yapıyorsunuz. Siz deve misiniz, kuş musunuz?

Sayın Karamollaoğlu, siz ittifak bozulduğu tarihte Sayın Kılıçdaroğlu’na nasıl bir bezeme ve benzetme yapacaksınız? Hiç düşündünüz mü?

Bence düşünmeli bunu!