Terör örgütü PKK/PYD'den kirli DEAŞ planı!

Terör örgütü PKK/PYD'nin kirli planı ortaya çıktı. Uzmanlar, terör örgütünün DEAŞ ile sözde mücadelesinin, PKK/YPG'nin kendini meşrulaştırması, uluslararası alanda destek görmesi, Batı'nın kendisine olan ilgisini canlı tutmak için her zaman bir araç olarak kullanıldığını ifade etti.

Uzmanlar, PKK/YPG terör örgütünün, hapishanede tuttuğu DEAŞ'lılar için kurmak istediği sözde "DEAŞ mahkemeleri"yle, "devlet fonksiyonlarını yerine getirebildiğini uluslararası alana göstermek" ve "yasal statü kazanmak" hedefi güttüğü görüşünde.

Dış Politika ve Güvenlik Analisti Ömer Özkizilcik ve ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, PKK/YPG'nin, DEAŞ mahkumlarına yargılama oturumları başlatma planı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Özkizilcik, PKK/YPG'nin bu adımının temel amacının, "PKK/YPG'nin hapishanede tuttuğu DEAŞ'lılara mahkumiyet vererek belirli bir süre sonra bazılarının serbest kalması için zemin hazırlamak" olduğunu belirtti.

Örgütün bu konuda üç motivasyonu olduğunu söyleyen Özkizilcik, şunları kaydetti:

"Bu önemli bir detay, YPG'nin uzun vadede DEAŞ terör örgütünü hayata tutabilmek adına bazı mahkumlar serbest bırakılmak istiyor. Kendisi mahkeme sürecini yönettiği için yabancı uyruklu DEAŞ mahkumları serbest bırakıldığında, uluslararası alana diyecek ki 10 sene, 5 sene ceza yemişti, bizim yasalarımıza göre şöyle oldu... Serbest bırakılması için böyle bir zemin hazırlıyor."

PKK/YPG "İMAJINI GÜÇLENDİRMEK" İSTİYOR

Özkizilcik, PKK/YPG'nin sözde özerk yönetimde uluslararası alanda imajını güçlendirmek istediğini belirterek, "İkinci motivasyon ise YPG, bu mahkemeleri gerçekleştirerek kendisini bir devlet olduğunu ve özerk yönetim anlamında tüm devlet fonksiyonlarını yerine getirebildiğinde uluslararası alana göstermek için böylece kendi meşruiyetini göstermek istiyor." dedi.

Bunun yanı sıra örgütün yabancı uyruklu DEAŞ mensupları konusunda belirsizlik içinde olduğuna işaret eden Özkizilcik, bunun örgütü "rahatsız ettiğinin" altını çizdi.

Özkizilcik, "Bunların hangileri hapiste kalacak, mahkumiyetleri ne, bunlarla ilgili ne yapılacak, sürekli belirsizlik vardı. Örgüt, kendi nezdinde de bu belirsizliği ortadan kaldırmak istiyor çünkü, elinde bu kadar yabancı uyruklu DEAŞ mensubunun ne olacağını kendisi de bilmek istiyor." diye konuştu.

"PKK/YPG, ŞU ANDA KONTROL ETTİĞİ BÖLGELERE YASAL STATÜ KAZANDIRILMASI HEDEFİNİ GÜDÜYOR"

ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Orhan da terör örgütünün DEAŞ ile sözde mücadelesinin, PKK/YPG'nin kendini meşrulaştırması, uluslararası alanda destek görmesi, Batı'nın kendisine olan ilgisini canlı tutmak için her zaman bir araç olarak kullanıldığını söyledi.

Sözde mücadele askeri boyutta büyük oranda sona erdikten sonra örgütün elindeki Batı'ya karşı en önemli kozlardan birinin DEAŞ militanları meselesi ve militanların tutulduğu hapishaneler olduğunu kaydeden Orhan, "Buralarda dünyada çok farklı ülkelerinden vatandaş, DEAŞ militanı olarak yer alıyor. Dolayısıyla, bunlar konusunda müzakere yürütülmesi, bunların iadesi meselesi hep PKK'ya dönük batı ilgisini canlı tutmaya yarıyor." değerlendirmesini yaptı.

Orhan, zaman zaman ABD'nin Suriye'den geri çekilme gibi tartışmaların yoğunlaştığı durumlarda, DEAŞ kartının öne sürüldüğünü, DEAŞ tehdidi canlı gösterildiğini ve böylece ABD'nin askeri varlığını geri çekmemek için ikna edildiğini kaydetti.

Örgütün amaçları çerçevesinde sözde mahkemelerin kurulmasının iki açıdan anlamlı olduğuna dikkati çeken Orhan, sözlerini şöyle tamamladı:

"PKK/YPG'nin şu anda kurmuş olduğu yapının herhangi bir yasal statüsü, siyasi statüsü söz konusu değil, fiili bir resim oluşturmuş durumda ve buradaki alınan hiçbir kararın uluslararası anlamda veya Suriye'nin kendi hukuksal sistemi içerisinde bir karşılığı yok esasında, bir hukuksal zemine dayanmıyor. PKK/YPG, şu anda kontrol ettiği bölgelere bir yasal statü kazandırılması hedefini güdüyor.

Bu anlamda bu tarz böyle mahkemelerin kurulması, uluslararası mahkeme gibi ifadeler, bu kurmuş olduğu yapıyı siyasi statü kazandırılması, yasal zemin oluşturulması ve Batı'nın da bu sürece dahil edilmesi anlamında bir çaba olarak görülebilir, bu işin bir tarafı. Türkiye açısından da rahatsız edici ve riskli taraf. Çünkü Türkiye, bu fiili yapının Suriye'nin geleceğinde yeri olmadığını ifade ediyor ve konuda da pozisyonunu belirlemiş durumda. Diğer taraftan yine kendisine dönük ilginin PKK/YPG'nin son dönemlerde azaldığını düşünecek olursak, özellikle Batılı ülkelerin de yavaş yavaş da olsa kendi vatandaşı olan DEAŞ militanlarının ailelerini, militanlarını değil ama ailelerini yavaş yavaş almaya başladığını (ülkelerine iade) gördük."

Terör örgütü PKK/YPG, Suriye'nin kuzeydoğusunda işgal ettiği bölgelerde, birbirinden farklı ülkelerden olan DEAŞ'lı teröristleri aileleriyle alıkoyuyor.