Teröre demokrasi kalkanı!

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, dün HDP’yi ziyaret etti.

Kılıçdaroğlu; temel haklar, hürriyetler, eşit yurttaşlık, hukuk devleti, sosyal devlet vesaire gibi beylik ezberlerle bezdiği konuşmasının başında ‘kayyum’ atamalarını eleştirirken yine demokrasi istismarında bulundu.

Sanki kayyum atanan belediyeler, teröre hizmet etmiyormuş da keyfi bir takım kararlarla bu belediye başkanları görevden alınıyormuş yaklaşımını destekleyen Kılıçdaroğlu, şu ifadelerle demokrasiyi teröre kalkan etti:

...Demokrasiyi savunmak insan haklarını savunmaktır. Demokrasiyi savunmak yargı bağımsızlığını savunmaktır. Demokrasiyi savunmak kadın erkek eşitliğini savunmaktır. Demokrasiyi savunmak çevreyle ilgili oluşacak tahribatların giderilmesi açısından her türlü önlemin alınması konusunda irade ortaya koymaktır...

Sanırım Sayın Kılıçdaroğlu, unuttu biz söyleyelim.

Demokrasiyi savunmak, teröre hayır diyebilmektir!

Demokrasiyi savunmak, teröriste terörist diyebilmektir!

Demokrasiyi savunmak, terörün baskıladığı kitlelerin özgür iradesini tesis etmektir!

Demokrasiyi savunmak, bağımsız olabilmektir!

Sayın Kılıçdaroğlu’nun, bölücü terör örgütü PKK’nın sözcüleri ile hizalandığı basın toplantısında ağzından terörle ilgili tek laf çıkmadı.

PKK’nın Kürt halkını adeta esir aldığını yok sayan Kılıçdaroğlu, “Kürt sorunu dahil tüm sorunların çözüm adresi TBMM’dir” dedi.

Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur!

Türkiye’de Kürtleri türlü zorbalıklarla tahakkümü altına alan PKK’nın neden olduğu terör sorunu vardır.

Kürtler, PKK esaretinden kurtarılmalıdır.

Bunun için ilk görev, tıpkı ‘Diyarbakır Anneleri’nin yaptığı gibi kürtlerin iradesinin kendisine ait olduğunu savunan PKK ve HDP ittifakına karşı durulması ve son verilmesidir.

Düne kadar Çözüm Süreci’ne karşı olanlar, Meclis’te sürecin gelişimi için yapılan çağrılara kulak tıkayanlar, şimdi Meclis’i işaret ederek hiçbir yere varamazlar.

Biliyoruz ki bu karşılıklı bir ikiyüzlülük durumudur! Başlı başına bir tiyatrodan ibarettir!

Daha önceki gün İstanbul’daki eylemlerinde HDP’li Sezai Temelli, çözüm adresi olarak İmralı’yı işaret ediyordu.

Kandil’in HDP’ye verdiği ‘ne olursa olsun Erdoğan devrilsin’ talimatının bir yansımasıdır.

Kirli bir ittifaktır.

Bu ittifakın bir başka ortağı da FETÖ’dür.

Hedefleri ortak bu şer odaklarının demokrasi, özgürlük, hak ve hukuk gibi kavramlar üzerinden yaptığı net bir şekilde istismar ve yağmacılıktır.

Bu odaklara en güzel cevabı verecek olan da yine halktır.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, mevzu bahis ziyaret hakkında şu değerlendirmede bulundu:

Dün İstanbul Yenikapı’da HDP tarafından düzenlenen sözde Nevruz etkinliğinde terörist başı Öcalan lehine sloganların atılması HDP'li yöneticilerin bebek katiline özgürlük istemesi HDP’nin PKK’nın ta kendisi olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Zillet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu daha dün bebek katili Öcalan’a özgürlük isteyen Pervin Buldan’ın bugün kapısına gitmiş ve HDP’yi ziyaret etmiştir. Altılı Masa’nın ortakları ise bu görüşmede bir sakınca görmediğini söylemiştir.

Bebek katili Öcalan lehine slogan atanlarla, terörist başına özgürlük isteyenlerle aynı safta durmakta bir sakınca görmeyen, “Öcalan’ın projesi” HDP ile bakanlık pazarlığı yapan Altılı Masa’ya hak ettiği cevabı büyük Türk milleti 14 Mayıs’ta verecektir.

Sayın Büyükataman’ın da dediği gibi dün bebek katiline özgürlük isteyenlerle yan yana gelerek demokrasiden bahsedemezsiniz. Bahsetseniz de kimse bunu yutmaz...

Esen kalın...