Ters köşe
Ters köşe yaptı bizi.
Doksana taktı.
Kim yaptı bunu?
Halk.
Hangi halk?
İstanbul’da toplanan bir milyon yedi yüz bin kişi.
İzmir de, Aydın da, Ankara da toplanan mahşeri kalabalıklar yaptı.
Aldattı bizi.
Ters köşe yaptı.
Bravo diyorum.
Olursa bu kadar olurmuş.
Ayakta alkışlıyorum halkın aldatıcı başarısını.
Ben de sandım ki hizmetlerin en iyisinin...
En güzelinin...
En popüler olanının...
En zor olanının...
Dünyada eşi benzeri bulunmayanın en harikasının yapıldığı yerlerde halk dönüp Erdoğan'a oy verecek!
Meğer ben ne safmışım!
Ne aldatılmaya müsaitmişim.
Ne görünüşe aldanan saftirik biriymişim.
Yuttum bu numarayı.
Tongaya bastım.
Ters köşe oldum.
Kuvvetli bir yumruk yiyip abandone olan boksör misali hâlâ kendime gelemedim.
Sarsıldım.
İnançlarım sarsıldı.
Değerlerim karıştı.
Bildiklerimi unuttum.
Baygınlık geçiriyorum.
Ne zaman kendime gelirim bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey var.
Altmışlı yılların ortasında ünlü siyasetçi Osman Bölükbaşı, seçim meydanında konuşurken o müthiş kalabalığı, alkışları görüp kendine yaklaşıp:
"Efendim bu iş bitti, kazandık" diyen yardımcısına:
"Bu alkışlara, kalabalığa aldanma, sandıktan çıkana bak" demiş.
..Ve ben şimdi o yardımcı gibiyim.
Aldandım.
Aldatıldım.
Ters köşe yapıldım.
Acaba yalnız ben mi ters köşe oldum, yoksa benim durumumda olan milyonlar var mı?
Olsalar ne yazar ki?
Siyaset işte böyle bir şey.
Ne olursa olsun sonucu elbette saygıyla karşılıyorum.
Millet ne derse o!
Kimi derse o.
Kimi isterse o.
Yalnız kim kaybetti, kim kazandı acaba?
Erdoğan mı kaybetti, Türkiye mi?
Batı ve Biden mı kazandı, Kılıçdaroğlu mu?
Hadi hep beraber ters köşe yapıldığımız köşede bunu düşünelim.
Korkularımız bize kâbus yaşatmadan gerçeği kabullenelim.
Kabullenelim ama halkımızın bu yaptığına ne diyelim?
Demokrasi.