Türk ekonomisi pandemi sürecinde büyümeye başladı

Kovid-19 salgınında dünyada oluşan tedarik zincirini fırsata çevirerek üretim ve ihracat odaklı ekonomi modelini hayata geçiren Türkiye, istihdam ve büyümede rakiplerine fark attı. 28 Mayıs seçimlerinden sonra da öncelik ekonomiye verildi. Türkiye, ekonomi kökenli Cevdet Yılmaz’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğu kabinenin güçlü ekonomi yönetimiyle yatırımlarda öne çıkan ülke olacak.

Türkiye; son yıllarda baş gösteren küresel çaptaki krizlere rağmen büyüme, istihdam ve ihracatını artıran nadir ülkelerden biri oldu.

Kovid-19 salgını ve ardından da patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tetiklediği gıda ve enerji krizini, üretim ve tedarik darboğazını başarılı hamlelerle atlatan Türkiye, bunu düşük faiz politikasıyla başardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık 2021’de duyurduğu ve düşük faiz politikasını önceleyen Türkiye Ekonomi Modeli; üretim-istihdam-ihracat ekseninde önemli kazanımlar elde edilmesini sağladı.

ENFLASYON DALGASIYLA MÜCADELE

ABD ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri başta olmak üzere büyük ekonomilere sahip ülkeler, son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla ve uyguladıkları sıkı para politikalarının etkisiyle küçülen ekonomilerinin sebep olduğu işsizlik sorunlarıyla baş başa kaldı.

Küresel sistemin yeniden yapılandığı ve öngörülebilirliğin azaldığı bir dönemde Türkiye; üretim ve istihdamı destekleyici adımlar ile özel sektörün dinamizmini korudu ve düşük faiz politikasıyla son 2,5 yılda güçlü bir büyüme kaydetti. Küresel ekonomideki yavaşlamanın tetiklediği işten çıkarma dalgasına rağmen Türkiye istihdamını artırdı. Türkiye; büyümede, ihracatta ve istihdamda gösterdiği güçlü performansla tüm bu imtihanların üstesinden gelme konusunda başarılı bir performansa imza attı.

DÜNYA KÜÇÜLÜRKEN TÜRKİYE BÜYÜDÜ

Düşük faiz yoluyla selektif kredi politikasının da etkisiyle Türkiye, salgının ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkileri devam ederken yaşadığı Kahramanmaraş merkezli depremlere rağmen güçlü büyümesini sürdürdü.

2021’de yüzde 11,4'lük bir oranla son 10 yılın en hızlı büyümesine imza attı. Dünya ekonomisi ciddi daralmalarla yüzleşirken Türkiye, 2022'de de yüzde 5,6 ile G20'de en fazla büyüyen dördüncü ülke oldu. Almanya ve Avro Bölgesi’nin teknik resesyona girdiği bu yılın ilk çeyreğinde ise Türkiye yüzde 4 büyüdü.

BEKLENTİLER YÜKSELİYOR

Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimini geride bırakan Türkiye’nin; Orta Vadeli Program’da da (OVP) ifade edildiği üzere bu yıl yüzde 5 büyümesi hedefleniyor.

Nitekim ilk çeyrek büyümesinin açıklanmasının ardından Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2023 yılının tamamı için Türkiye'nin büyüme tahminini yüzde 2,8’den yüzde 3,6’ya, Dünya Bankası ise tahminini yüzde 2,7'den yüzde 3,2'ye yükseltti. Güçlü büyüme performansını sürdüren ekonominin oluşturduğu yeni iş fırsatları sayesinde istihdamda da Türkiye pozitif ayrışıyor.

ÇALIŞAN SAYISI 31,5 MİLYONA DAYANDI
Küresel ekonomideki yavaşlamanın tetiklediği işten çıkarma dalgasına rağmen Türkiye, son 2,5 yılda çalışan sayısını 3 milyon kişi artırdı ve işsizlik oranı yüzde 12’den yüzde 9,9’a kadar indi. Pandemi öncesi dönemin ifadesi olarak 2019’da 28 milyon olan çalışan sayısı 2020’de 26,8 milyon kişiye düşse de, 2021’de 28,8 milyon kişiye, 2022’de 30,7 milyon kişiye çıktı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son rakamlara göre; Mart 2023 itibarıyla Türkiye’de çalışan sayısı 31 milyon 462 bin kişiye yükseldi. Rakamlar son bir yılda istihdamın 1,5 milyon kişi arttığını gösteriyor.

İHRACAT REKORLARLA 255 MİLYAR DOLARI AŞTI

Küresel mal ve hizmet hareketlerinde ciddi daralmanın yaşandığı son yıllarda Türkiye’nin öne çıktığı bir başka başarılı alan ise ihracat oldu. İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kıran Türkiye, son 3,5 yılda ihracatını 85 milyar dolar artışla 255 milyar doların üzerine çıkardı.

Geçtiğimiz yıl 254,2 milyar dolarlık mal, 90,3 milyar dolarlık da hizmet ihracatı yapıldı. Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı pay yüzde 1,02 ile en büyük seviyeye tırmandı. Türkiye’nin dış satımı son 3 yılda küresel ihracattan hızlı büyüdü. 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde ise ihracat 102,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

FAİZ DÜŞÜREREK BAŞARDIK

Eğer faiz yüksek tutulsaydı, ekonomi büyümez küçülürdü. Üretim azalır ve işsizlik artardı. Ticaret büyük yara alır, ihracat düşer ve ithalat furyası başlardı. IMF tandanslı politikaların uygulandığı dönemlerde bunu hem Türkiye, hem de başka ülkeler yaşadı. Binlerce iş yerinin kapandığı kemer sıkma dönemlerinde yüzbinlerce insan işsiz kaldığı için evine ekmek götüremez oldu. Türkiye, bu nedenle kemer sıkmak yerine üretim, yatırım, istihdam ve büyümeyi tercih ederek dünyanın sayılı tedarik merkezlerinden biri oldu.

EN ZORU GERİDE BIRAKTIK

Kovid-19 salgını ve ardından da patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tetiklediği gıda ve enerji krizini, üretim ve tedarik darboğazını başarılı hamlelerle atlatan Türkiye’nin, yeni dönemin şartlarıyla ekonomi politikalarını belirlerken, kazanımlarını heba etmemesi hayati önem taşıyor. Temel gıda ve enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarının küresel çapta düşüş trendinde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, enflasyonun aşağı çekilmesi için atılacak adımların, Türkiye’nin kazanım tablosunu zayıflatmaması, aksine güçlendirmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Cumhurbaşkanı’na ekonomi kökenli yardımcı

14 ve 28 Mayıs seçimleriyle yeni bir döneme giren Türkiye, önceliği de ekonomiye verdi. Yeni dönem kabinesi, güçlü kadrosuyla ekonomik alandaki başarılarını daha da ileriye götürebilecek bir potansiyele sahip. 11 ilimizi vuran deprem felaketinin yaralarının sarılması ve enflasyonla mücadelede başarıya ulaşılmasını ilk gündem maddesi yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı’na da ekonomiden anlayan birini Cevdet Yılmaz’ı getirerek, kararlılığını ortaya koydu. Daha önceki dönemlerde ekonomi ile ilgili bakanlık, başbakan yardımcılığı ve kalkınma bakanlığı gibi görevleri başarıyla yürüten Yılmaz’ın yeni dönemde, ekonomi politikalarının uygulanmasında yol gösterici ve kolaylaştırıcı bir rol üstlenmesi bekleniyor.

Ekonominin başına güven veren isim

Hazine ve Maliye Bakanlığı bayrağını, Türkiye Ekonomi Modeli’ni bir buçuk yıl başarıyla yürüten Nureddin Nebati’nden devralan Mehmet Şimşek de gerek AK Parti hükümetlerinde daha önce aldığı görevler, gerekse uluslararası finans çevrelerindeki konumu dolayısıyla çıtayı daha da yukarıya taşıyacak bir isim. Önceki dönemlerden Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Maliye Bakanı olarak tecrübesi bulunan Şimşek, yurt içi ve yurt dışı piyasalar tarafından ‘güven’ duyulan bir isim olarak öne çıkıyor.

Üretim ve ihracat modeli sürecek

Ticaret Bakanı olarak iş dünyasının içerisinden gelen, yaklaşık 40 yıllık özel sektör deneyimine sahip Prof. Dr. Ömer Bolat’ın tercih edilmesi, yeni dönemde de üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyümeden taviz verilmeyeceğini gösteriyor. Türkiye’nin en geniş tabanlı iş dünyası örgütlerinden MÜSİAD’da 4 yıl başkanlık yapmış, 2008 yılından bu yana da Yüksek İstişare Heyeti Üyesi olan Bolat’ın, yurt içi ve yurt dışı ticaret ve ikili ilişkiler konusunda büyük bir tecrübesi bulunuyor. (yeni şafak)