TÜRKONFED’den ürkütücü hesap!
Kıymetli okur;
Son 9 günde yaşadığımız acı, tarifsiz ve uzun süre unutulmayacak derecede sarsıcı.
Neyse ki büyük bir milletimiz var.
Nüfusumuzun yüzde 15’inden fazlasını etkileyen bu afetin yaralarını sarmak adına 85 milyonun tek yürek olduğunu görüyoruz.
Anadolu’nun her köşesinden yardım ve destekler bir fırtına oldu; bölgeye yağıyor.
Enkaz altından kurtarılan her bir vatandaşımızın haberi, içimize bir nebze olsun su serpiyor. Ancak kayıplarımız çok büyük…
Tahminler, öngörüler ve hesaplamalar yapmak o kadar güç ki!
Yıkılan bina sayısı belli iken ortalama konut ve ikamet eden vatandaş hesabıyla bir öngörüye ulaşmak mümkün.
Her rakam, can yakıcı. Her rakam, kahredici!
Halen can kaybının ne seviyeye çıkacağı belli değilken Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), ilginç bir rapor yayınladı.
TÜRKONFED tarafından ‘2023 Kahramanmaraş Depremi Afet Ön Değerlendirme Durum Raporu’nda şöyle bir ifadeye yer verildi:
-
“Marmara Depreminde can kaybı 18 bin 373 kişi, mali hasar 1999 dolar verisiyle 17,1 milyar dolar hesap ediliyor. Marmara Depremi, 2021 yılında gerçekleşseydi, can kaybı 26 bin 451 kişi ve 51,1 milyar dolar mali hasar yaratacağı tahmin edilmiştir.”
-
“Marmara Depremi verilerinin kullanıldığı metodoloji ile Kahramanmaraş Depremi’ni 2021 yılı dolar verileriyle sınarsak 72 bin 663 can kaybı, 84,1 milyar dolar mali hasar hesaplanmaktadır.”
Can kaybı öngörüsü: 72 bin 663!
Depremin ekonomik maliyeti: 84,1 milyar dolar!
Dün bu yazının kaleme alındığı saatler itibarıyla (13Ocak2023/16.00) 31 bin 643 olan can kaybının iki katından fazla bir sayıya ulaşacağını öngören bu rapor, son derece ürkütücüdür.
Öte yandan afetin verdiği ekonomik kaybı, uluslararası kuruluşlar daha depremin ilk günlerinde 4 milyar dolar seviyesinde tahmin ettiklerini açıklamıştı.
Fakat bugün görüyoruz ki maliyet daha ağır!
En iyimser rakamla 100 milyar dolar seviyesinde olacak bu maliyetin ihracatımızın yüzde 40’ları seviyesinde olduğunu düşündüğümüzde önümüzde zor günler olduğunu da görmemiz gerekiyor.
TÜRKONFED’in mezkur raporunda bu ekonomik maliyet şöyle detaylandırılıyor:
-
“Diğer yandan 2023 Kahramanmaraş Depremi’nin 70,75 milyar doları konut zararı, 10,4 milyar doları milli gelir kaybı ve 2,91 milyar doları iş günü kaybı olmak üzere toplamda 84,06 milyar dolar hasara neden olması beklenmektedir.”
-
“2023 yılı bütçe açığı 659,6 milyar TL olarak hedefleniyordu. Bloomberg ekonomi bölümü depreme ilişkin kamu harcamalarının GSYH’nin yüzde 5,5'ine eşdeğer olabileceğini tahmin etmektedir. Mevcut şartlar altında bütçe açığının en azından 1 trilyon TL’nin üzerine çıkması beklenebilir. 2023’te nominal milli gelirin 18 trilyon TL’yi aşması beklendiğini düşündüğümüzde bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 5,4’ün üzerinde gerçekleşmesi oldukça mümkündür.”
Geçen yılın verilerine göre afet bölgesinde yer alan iller, ülkemizin toplam ihracatının yüzde 8,7’sini gerçekleştirdi.
2022 yılında 19,76 milyar dolarlık bu ihracatın, 10,52 milyar dolar ile yarısından fazlası Gaziantep’te gerçekleşirken, Hatay 3,56, Adana 3 ve Kahramanmaraş 1,46 milyar dolar ihracata imza attı.
Bölgeden çoğunlukla hububat, bakliyat, yağlı tohum ve mamulleri, çelik, tarım ürünleri, tekstil ve hammaddeleri, hazır giyim ürünleri ihraç edildi.
Yaşanan afetin bu başlıkta da kayba neden olacağını öngörmek zor değil ki söz konusu raporda bunu da görüyoruz:
-
“İllerin milli gelire katkılarındaki azalmaya paralel olarak afete maruz kalan 10 ilin ihracatının, ihracatı göğüsleyen liman altyapısının bozulmasının da etkisiyle, 15 milyar dolar düzeyinin altına düşebileceği tahmin edilebilir.”
Bu noktada vurgulamak gerekir ki depremin ilk haftasında bu raporu hazırlamak ve yayınlamak hiç de kolay değil. TÜRKONFED’in ekonomik tespitleri açısından kıymetli, ancak can kaybı tahminleri bağlamında ürkütücü bu raporun yanılmasını dileriz…
Bir takım hesaplamalar ile yapılan öngörüler ürkütücü olsa da gerçekliğe yakın olduğu düşünülmelidir.
Ve yine raporda da önerildiği gibi bundan sonraki süreçte doğru politikalar geliştirmek adına depremin ekonomik etkilerinin makroekonomik ve sosyo-ekonomik analiz boyutuyla ilgili ayrıntılı incelemeler yapılmalı.
Bu zor günleri de atlatacağımıza, gidenleri geri getiremeyeceğiz elbet ama tüm yaraları hep birlikte saracağımıza inancımız tamdır.
Ki şuan vatandaş olarak her birimize düşen ana görev, her zamankinden daha fazla çalışmak ve işimizi en iyi şekliyle yapmaktır.
Esen kalın…