Tuzdan uzak durmamız lazım!

Kalp atışlarının düzensiz hale gelmesiyle ortaya çıkan atriyal fibrilasyon hastalığı kalp krizi, inme ve kalp yetmezliğine yol açıyor. Doç. Mert İlker Hayıroğlu, “Tuzlu gıdalar sınırlanmalı ve düşük sodyumlu bir diyet uygulanmalı” dedi.

Son dönemde kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi sorunların temelinde Atriyal fibrilasyon yatıyor.

Kalbin üst odacıkları yani atriumların düzensiz kasılmasıyla ortaya çıkan Atriyal fibrilasyon’da kalp atışları düzensiz hale geldiği için atriyumlar kanı yeterince pompalayamaz hale geliyor.

Yaşam süresinin de uzamasıyla birlikte bu hastalığın daha sık görüldüğünü belirten Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne bağlı Dr. Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nden Doç. Dr. Mert İlker Hayıroğlu, “Sodyum yüksek kan basıncına yol açıyor.

Bu nedenle, tuzlu gıdaları sınırlamak ve düşük sodyumlu bir diyet uygulamak gerekiyor” dedi.

Hayıroğlu, bu konuda toplumsal farkındalığın artmasının hayati önem taşıdığını söyledi.

Mert İlker Hayıroğlu

6 KRİTİK TAVSİYE

Atriyal fibrilasyondan korunmak için 6 önleyici adıma işaret eden Hayırlıoğlu, “İlk olarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek, sağlıklı diyet ve düzenli egzersiz yapın, sigara içmeyin. Yüksek tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı olanlar kontrol altında olmalı Kalp ritminde herhangi bir değişiklik fark ederseniz doktorunuza danışın. Stresi azaltın. Uyku düzeninize dikkat edin. Kafein ve alkol tüketimini sınırlandırın” tavsiyesinde bulundu.

TUZU SINIRLAYIN

Hastalığın tedavisinde sağlıklı diyetin önemine işaret eden Hayıroğlu, “Yüksek lifli yiyecekler, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olarak, kalp sağlığını koruyor. Bu nedenle, meyve, sebze, tam tahıllar, baklagiller ve yulaf gibi yüksek lifli gıdalar tüketmek önemli” diye konuştu. Düşük yağlı diyetin kolesterol ve trigliserit seviyelerini düşürerek kalp sağlığını koruduğunu anlatan Hayıroğlu, “Alınan önlemler, hastalık riskini azaltabilir ancak tamamen önlenmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle düzenli kontrol şart” şeklinde konuştu.

UYKU APNESİ OLANLAR DİKKAT!

Uyku apnesi ile atriyal fibrilasyon arasındaki ilişkiye dikkat çeken Hayıroğlu, “Uyku apnesi, solunum durması veya nefes alıp verme zorluğu nedeniyle uyku sırasında oksijen seviyesi düşebiliyor.Düşük oksijen seviyeleri, kalp ritim bozukluğuna yol açarak atriyal fibrilasyon riskini artırıyor. Bazı araştırmalar, uyku apnesi olan kişilerin atriyal fibrilasyon geliştirme riskinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, uyku apnesi olan kişilerin kalp ritim bozukluğuna yol açabilecek düşük oksijen seviyelerine maruz kalması” diye konuştu.

Kan pıhtısı riski

Hastalıkta erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çeken Hayıroğlu, “Atriyal fibrilasyonlu hastalar, kanın kalpte toplanmasına ve pıhtı oluşumuna neden olan yavaş kan akışı nedeniyle inme veya kan pıhtısı gibi ciddi riski altında. Tedavide kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçların yanı sıra, elektriksel kardiyoversiyon ve kateter ablasyon da uygulanıyor” dedi.