Uzman Klinik Psikolog Cemre Kürşat: "Taraftarlık ilkel bir dürtüdür!"
Spor, sporcu ve taraftarlık psikolojisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Cemre Kürşat, dikkat çeken bir yorumda bulundu: “Taraftarlık, ilkel bir dürtüdür.”
Özlem YOĞURTÇUOĞLU / Lider Bursa
Uzman Klinik Psikolog Cemre Kürşat, Lider Bursa’ya spor, sporcu ve taraftarlık psikolojisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Olimpiyatlar ve milli maçların insan psikolojisi üzerindeki etkilerini yorumlayan Cemre Kürşat, toplumsal aidiyet duygusunu perçinleyen bu müsabakalarda bireyin genel tutumunun sportif başarıdan aidiyet duygusu devşirmek olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Olimpiyatlarda aidiyeti yoğun hissediyoruz, çünkü ‘orada benim bulunduğum ülkenin bayrağı yükseliyor, orada beni temsil ediyorlar’ hissi var. Oradaki kişi kazanınca ben de bu aidiyet duygusunu çok daha yoğun olarak hissediyorum. Bu insanlar çok yoğun disiplinle çalıyor, motivasyonları çok yüksek, bununla ilgili programların içindeler. Ve bu insanlar kazandığı zaman ben de o motivasyonu kendimde bulmaya daha çok başlıyorum, bana bir umut veriyor, ‘bu kişi disiplinli olursa motive olursa kararlı olursa başarabiliyor o zaman ben de kendi hayatımda bunları uygulayabiliyorum’ diye düşünüyoruz” dedi.
ERKEKLER NEDEN DAHA FANATİK?
Futbolun geçmişten günümüze tüm dönemler göz önüne alındığında daha çok erkeklerin benimsediği bir spor dalı olarak karşımıza çıktığını ve erkeklerin daha yoğun ve aşırı fanatik davranışlarını gördüğümüz bir alan olduğunu söyleyen Kürşat, bunun nedeninin evrimsel süreçlerden gelen dürtülerden kaynaklandığını söyledi.
Kürşat, “Bunun evrimsel psikoloji de bir yeri var, evrimsel süreçte erkekler avlanıyorlar ve bir şeyler kazanıyorlar. Bu onlara bulundukları toplulukta bir kabul görme, bir söz sahibi olma hakkı tanıyor. Günümüzde düzen bu şekilde işlemediği için bu kazanma ve kaybetme gibi ilkel dürtüler beni spora daha çok yönlendiriyor. Çünkü takımın kazanması benim de kazanmam anlamına geliyor ve bu şekilde önceden beynimize işlenen ve evrimsel süreçte öğrendiğimiz yeri ödüllendirmiş oluyoruz. Bu yüzden fanatizm erkeklerde daha çok ortaya çıkıyor. Bu yüzden dünyada da Türkiye’de de futbol erkeklere özgüymüş gibi gösteriliyor, kazanma dürtüsü ya da kutlama dürtüsü bu evrimsel noktayı işliyor, ama kadınlarda bu duygu bu şekilde ilerlemiyor” dedi.
MAĞLUBİYETİN SOSYAL HAYATI OLUMSUZ ETKİLEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİR MİYİZ?
Futbolda yaşanan mağlubiyetlerin ardından yaşanan şiddet olayları hakkında konuşan Klinik Psikolog Cemre Kürşat, “Fanatiklikte doz çok önemli yani eğer kaybeden takımın taraftarı şehri yağmalıyorsa müsabaka alanı yağmalanıyorsa futbol sahası ya da stat yağmalanıyorsa bunlar anti sosyal kişilik bozukluğu örnekleridir diyebiliriz. Burada sağlıklı bir şeylerin olmadığını da aşikâr” dedi.
Kişilerin normalde yapmayacağı hareketleri ‘taraftarlık’ adı altında yaptığında daha fazla kabul gördüğünü, toplumsal açıdan bu tür durumların fanatiklik çatısı altında yapıldığı için normalleştirildiğini de belirten Kürşat, bu davranışların temelde anti sosyal kişilik özellikleri olduğunu ifade etti. Kürşat, “Bazı çevrelerde şunu görüyoruz; kişi takımı kazanmıyor diye evdeki eşyaları kırıp yakıp yıkıyor ya da kimseyle konuşmuyor bunlar biraz daha ekstrem ama sağlıklı olmayan örnekler” diye konuştu.
YENİLGİYİ HAZMEDEMEMEK DE BİR PSİKOLOJİK SORUN MUDUR?
Özellikle yenilgilerde ortaya çıkan bu davranışların anti sosyal davranışlar olduğunu ifade eden Kürşat, fanatizmin bir kişilik bozukluğu olmadığını ama ileri derecede olan fanatikliğin özellikle narsisizm gibi bazı kişilik bozukluklarında daha baskın hissedildiğini ifade etti.
SPOR YORUMCULARININ BU KONUDAKİ TAVRI NASIL OLMALI?
Fanatik taraftar, tuttuğu takım ile kendi onurunu, kendi benliğini özdeşleştirir ve takımı yenildiğinde kendi benliği, onuru zarar görmüş gibi tepkiler gösterir. Bu durumlarda ortamın nasıl yatıştırılması ve bu taşkınlıkların önüne geçilmesi konusunda hem devlet hem de futbol federasyonu kalıcı çözümler için cezalar verip düzenlemeler yaparken Uzman Klinik Psikolog Cemre Kürşat, spor yorumcularına da taraftarı sakinleştirme ve saygı ortamı oluşturma konusunda büyük bir görev düştüğünü söyledi.
Kürşat, “Spor programlarının kitleleri çok önemli, herkesin dinleyenleri farklı. Yorumcuların kitlelerini tanıyıp ona göre hareket etmeleri çok gerekiyor. Evet müsabaka anında bir yanlışlık olabilir, Bunu görüyoruz, anlıyoruz ama bu durumun nasıl yönetileceği ile ilgili kısım bence yorumcularla da oldukça ilgili, yorumcuların taraftarı yükseltmemesi gerekiyor. Provakatif yorumlardan kaçınılması gerekir, çünkü bu şekilde insanlar hem oyunculara zarar veriyorlar hem statlara ve kamu mallarına zarar veriyorlar. Yani bu holiganlık ya da aşırı taraftarlığın ortaya çıkardığı durumları kitlesel anlamda düşünmek zorundayız.”