Yapay zeka ve eğitim…
Yunan mitolojisinin en bahtsız isimlerinden biri de Hefaistos’tur.
Zeus ve Hera’nın çirkin ve topal oğlu Hefaistos, bahtsız ama büyük bir zanaatkardır.
Homeros, İlyada’da; Halikarnas Balıkçısı da ‘anadolu tanrıları’ kitabında anlatır Hefaistos’u…
Hefaistos’un altından yaptığı ve istediği her şeyi yaptırabildiği insan görünümlü robotları vardır.
El-Ceziri, otomatik makineler ve robotlar yaptığında henüz kâğıt, Çin’den İslam dünyasına yeni gelmişti yani 12’nci yüzyıldı.
Leonardo da Vinci, insanın hareketlerini yapabilen şövalye tasarladığında Gutenberg’in matbaası henüz kıtaya yayılmamıştı.
Descartes, “İnsan bedeni de dâhil bütün cisimler, kendilerinde maddi olanın ötesinde bir olağanüstülük taşımaz ve bütün bunlar mekanik bir şekilde açıklanabilir, matematiksel olarak hesaplanabilir” dediğinde takvimler 17’nci yüzyılı gösteriyordu.
Yüzyıllar peşi sıra geldi… Birçok ilerleme kat edildi ve mitten felsefeye kâğıttan mekaniğe yapay zeka ve robot teknolojisi hayatımıza girdi.
Halen ‘gelecek’ kimliğini koruyor ve ‘gerçekleşmiş gelecek’ olarak ilk emareleri büyük bir yıkımın habercisi olarak kendini gösteriyor.
Peki, bu yıkım yok edici mi yoksa ‘yaratıcı’ mı?
Henüz insanlık net bir yargıya varabilmiş değil;yapay zekanın birçok şeyi ortadan kaldıracağından emin, ama neleri kaldıracağından habersiz.
Kimileri pek umursamasa da çoktan başlamış ve giderek daha da geniş olarak hayatımızı işgal eden yapay zekaya hazır olma, uyum sağlama veya geliştirme çabasında olanlar da yok değil.
Bursa’da eğitimciler Zafer Bulut ve Yıldırım Sırakaya’nın kuruculuğundaki Özel Bursa Kültür Okulları, ‘Eğitimde Yapay Zeka: Geleceğin Eğitimi’ başlığında bir buluşma planlıyor.
7 Aralık’taki buluşmada M. Serdar Kuzuloğlu, Prof. Dr. Sinan Canan, Mustafa Mertcan, Ozan Sihay, Lara Özer, Doç. Dr. Yavuz Samur, Burak Karabey, Işıl Boy Ergül’ün katılımıyla ‘yapay zekanın eğitime etkileri’ ele alınacak.
Özel Bursa Kültür Okulları’nın Bademli’deki yerleşkesinde gerçekleştirilecek konferans, yapay zekanın eğitimdeki potansiyelini açığa çıkaran yaratıcı çözümler sunmayı hedefliyor.
Kendini geliştirme ve geleceğe hazırlama kaygısı olan eğitimcilerin programı takip etmesinde fayda var…
Akışta sürüklenen değil sürükleyen güç olmak için geleceğe dair dünden bir okuma yapmanın yanında günün şartlarına adapte olma ve geleceği tasarlama becerisine sahip olmak gerekir.
Şöyle kabaca bugünden yapay zekanın ürünü olan şeylere baktığımızda neden olduğu, olabileceği veya taşıdığı potansiyel tehlike, toplumların geleceği adına düşünme zorunluluğu yükler hepimize.
Gelecekte nasıl bir devlet, toplum, inanç, kimlik, kültür ve birey olacak? Biz, geleceğe direnç gösteren ve korumacı bir yaklaşımda mı olacağız? Yoksa geleceği planlayan ve geliştiren mi?
Eğitim açısından bakıldığında yapay zekanın zamanla ‘öğrenme ve öğretme’ olgusunu ortadan kaldıracağına şüphe yok.
Öyle ki şimdiden çocuklara ve gençlere okumanın, öğrenmenin gereksizliği, doğrudan ve dolaylı olarak empoze ediliyor.
‘Temiz ve sağlık bir zihin, boş olandır’ diye bakan ve öğrenmeyi işlevsizleştiren bir tutumla karşı karşıyayız.
Örneğin artık yabancı dil öğrenmenize gerek yok. Çünkü kendi dilinizde konuştuğunuzda karşınızdakine anında onun dilinde tercüme eden cihazlar var. Ve bu giderek daha yaygın ve işlevsel hale geliyor.
Bugün, yabancı dil! Yarın matematik! Öbür gün fen bilimleri… Ne gerek var öğrenmeyin! Diyecek değiliz!
Muhafazakâr bir yerden değil aksine gelecek adına daha çok öğrenmemiz gerektiğini görerek söylüyorum:
Okuyun, okuyun, okuyun!
Hayat boyu öğrenenlere saygıyla…