Yazgan: “Üreticinin mutluluğu bir dokunuş uzaklıkta”

Uludağ İhracatçı Birlikleri, Uludağ Yaş Meyve, Sebze İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Profesör Doktor Senih Yazgan, üretimin belirli bir plan içerisinde yapılmasının çok büyük önem arz ettiğini söyledi.

Lider Haber TV'de Neslihan Çelik Alkoçlar’ın hazırlayıp sunduğu Nesli Yaşam’ın konuğu Uludağ İhracatçı Birlikleri, Uludağ Yaş Meyve, Sebze İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Profesör Doktor Senih Yazgan oldu. Sözlerine Türkiye’nin tek Yaş Sebze, Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik & Tarım Makinaları ve Teknolojileri Fuarı, Interfresh Eurasia 3.’cü kez sektörün tüm paydaşlarını, ihracatçıyı, üreticiyi, büyük çiftlik sahiplerin, akademisyenlerini, kamu kurum ve kuruluşlarını yurt dışı ve yurt içi alım heyetlerini Antalya’da bir araya getireceğini belirterek başlayan Yazgan, “Pandemi nedeniyle bu fuarlara ara vermek durumunda kaldık ve ülkemizde de maalesef bu kapsamda bugüne kadar geniş ölçekte bir fuar organizasyonu ne yazık ki yoktu. Bizim üreticilerimiz, ihracatçılarımız farklı ülkelere giderek ülkemizin ürünlerinin pazarlanması anlamında oradaki var olan tedarikçilerle bir araya gelip ürünleri pazarlamaya çalışıyorlardı. Görünen o tabloya baktığımızda ülkemizde neden böyle bir fuar organizasyonu olmasın sorusuyla bizler geriye dönüp baktığımızda sağ olsun bu konuda arkadaşlarımızdan büyük bir destek geldi. Bu organizasyonla ilgili olarak bir fuarcılık firması sağ olsun bu konudaki talepleri olumlu buldu ve cazibe merkezi olması açısından çok önemli bir adım oldu.

ANTALYA DOĞRU ADRES

Antalya'nın güzel bir iklimsel bir havası olması ve aynı zamanda Antalya’mızın zenginliklerini düşündüğümde Antalya'da böyle bir fuarın organizasyonun yapılmasını doğru bulduk. Bu fuarın aslında 3.’sü gerçekleşecek ama bu kadar geniş ölçekte bu kadar ihracatçının katılım sağlayacağı, tedarikçi boyutunu da büyük olduğu fuar ilk defa gerçekleşecek. Böyle bir fuarın ülkemize kazandırılmasının çok önemli olduğu düşüncesiyle bu yıl itibariyle geniş bir katılım sağlayacağız ve bunun lansmanı yapmaya çalışıyoruz. Umarım i ülkemize bir fayda sağlar. Gelen insanların sadece işte yaş meyve sebze sektörü değil bazen bakıyorsunuz diğer sektörlerle de ilintili olan firmalar bu ülkemizi ziyaret ettikleri zaman farklı iş alanlarında da girişimler yapabiliyor. Ülkemize büyük bir ilgi var. Algıları değişebiliyor. İş insanları ülkemize geldiklerinde ekonomik anlamda bir katkı sağlayabiliyor. Beklemediğiniz alanlarda farklı ilişkiler ortaya çıkabiliyor. Bu anlamda da bu fuar organizasyonları önem arz ettiği için biz de büyük bir destek sağlıyoruz. Umarım bu yıl istediğimizin amaçlarımızı gerçekleştirebiliriz” diye konuştu.

PAZARLARA YAKINLIK EN BÜYÜK AVANTAJ

Yaş meyve sebze sektöründe Türkiye'nin dünyadaki yeri ile ilgili de açıklamalar yapan Yazgan, “Ülkemiz bulunduğu coğrafi konum nedeniyle hem iklimsel hem de ekonomisi büyük olan pazarlara yakınlığı açısından son derece değerli bir yerde. Yani Batı'ya baktığınızda Avrupa pazarına yaklaşık olarak 2, 2,5 günlük bir süre içerisinde ulaşabiliyorsunuz. Bugün yine aynı şekilde 2, 2,5 günde Rusya gibi devasa bir ülkeye ulaşabiliyorsunuz. Yakın bir zamanda da yavaş yavaş ivme kazanan ve gittikçe büyüyecek olan bir pazar dediğimiz Uzak Doğu pazarına hazırlanıyoruz. Orta Asya Cumhuriyetleri'nin var olan talepleri de çok ekonomisi büyük olan ülkeler var orada onları da düşündüğümüzde Türkiye coğrafi konum olarak oturduğu yer açısından gerçekten bir kere lojistik anlamında dört dörtlük bir yerdedir. Yaş meyve, sebze ya da bu pazarlığın istekleri doğrultusunda baktığımızda biz daha yeni egzotik meyveleri dahi şu an yetiştirmeye başladık. Egzotik meyvelerin dışında birçok meyveyi ve sebzeyi ülkemizi çok rahatlıkla yetiştirebilir konumdadır. Bu anlamda Türkiye’de her şey dört dörtlüktür. Hatta bir ürünün yetiştirilme dönemini hiçbir ülkede olmayacak kadar uzatabiliyorsunuz. Yani bir kiraz örneğini verelim. Mayısta başlıyorsunuz. temmuzun sonuna kadar ağustosun başlarına kadar uzatabiliyorsunuz. Bu ne demektir? Bir pazara bir ülkenin hakimiyetinin en önemli özelliklerinden bir tanesidir. Türkiye bu anlamda çok önemli bir ülkedir. Nitekim bu konumu nedeniyle Türkiye, yaş meyve sebze sektöründe Avrupa pazarında olsun, Rusya pazarında olsun gittikçe değeriyle artan ve ülkemize döviz getiren bir sektör olma yolunda ilerliyor. Bizler geçmiş yıllara baktığımızda yaklaşık 2.5 milyar dolarlık bir yaş meyve sebze ihracatı yapan bir ülkeyken geçtiğimiz yıl itibariyle 5 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.

Büyükşehir başardı

Farklı farklı coğrafyalara da giderek ihracat rakamlarını katlamanın en büyük hedefleri olduklarını vurgulayan Yazgan, “Bizim yapmamız gerekli olan tek şey var. Planlı üretim modeline geçmek. Ancak biz planlı bir üretimde biraz sıkıntı yaşıyoruz. Yani üreticilerimizin pazarların istekleri ve talepleri doğrultusunda üretime yönlenmesini beklerken bazen üreticiler, çevresel duyumlarla başka bir üretime yöneliyor. Bunların sonuçları da kötü oluyor. Bakanlığımızın kısa, orta ve uzun vadede mutlaka ülkemizin bir tarımda üretim politikalarının oluşturulması gerekiyor ve bu bizlerin en büyük beklentisidir. Burada Bursa Büyükşehir Belediyemizi de anmadan geçemeyeceğim. Çok değerli projelerle birlikte paydaş olduğunuz projelerimiz var. Özellikle bu üzümsü meyveler grubunu bir dokunuşta bugüne kadar ihracatını gerçekleştirmediğimiz ahudududa bir çeşit değişikliğiyle adeta şaha kaldırdık. Ürünlerin fiyatlarını sorduğumuzda üreticilerin yüzünün güldüğünü görebiliyoruz. Yani biz niye bu ülkemizin tüm üretici gruplarındaki bu yüzdeki mutluluğu oluşturamayalım? Bir dokunuşla her şeyi değiştiririz. Bu mutlaka ülke bazında bir planlamayla yapılabilecek olan bir uygulamadır. Bu uygulamayı yapacak olan da devletimizdir” dedi.

ÇİFTÇİMİZİ KÜSTÜRMEYELİM

Türkiye'nin coğrafi konumu her türlü ürünü üretebilecek konumda olan bir yer olduğunu vurgulayan Yazgan, “Pazarlardaki yerimizi ve çeşitliliğimizi oluşturmamız gerekiyor. Ülke olarak üretimde karlılığı mutlaka ortaya çıkaramız gerekir. Burada özellikle meyve ve sebze sektöründeki en önemli girdilerinin başında mazot fiyatları geliyor. Onu izleyen gübre fiyatları ve onu da izleyen ilaç fiyatları geliyor. İstikrarlı bir döviz politikasının oluşması sağlanabilirse o zaman bizim üreticimizin ürettiği ürünlerden karlı olması durumunda köyden şehre değil tersine göçü başlatmamız mümkün olabilecektir. Aksi takdirde bu girdi maliyetleriyle üreticimiz ne yazık ki karlı durumda değildir. Üreticilerimiz ürünlerini pazarlamakta güçlük çekmektedir. Üreticiyi mutlu edebilecek olan durumlar özellikle devlet politikalarıyla desteklenmelidir. Bu girdi fiyatlarıyla üreticimizin karlılığının çok zor olduğunu herkes biliyor. Gerçekten üreticimiz olumsuzluklara rağmen özveriyle çalışıp ülkemizdeki üretimden vazgeçmeyerek devamlılığını sağlıyor. Burada üreticilerimizi takdirle bir kez daha anmak istiyorum. Emekleri gerçekten bizler için çok değerli. Üreticimizi küstürmememiz lazım. Üreticimizi tarımda tutmamız lazım, üretimde tutmamız lazım” şeklinde konuştu.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ahududu üretimi konusunda yaptığı dokunuşla üreticilerin yüzünü güldürdüğünü söyleyen Yazgan, Bu dokunuşlarla tüm üreticilerimizin yüzünü güldürmeliyiz” dedi.