YAZIK ETTİNİZ GENÇLERE
Yazık ettiniz gençlere.
Bunu yapmamalıydınız.
Gencecik umutları yıkmaya hakkınız yoktu.
Dünya hali bu, olamaz mı yani?
Bir sebepten genç öğrencimiz birkaç dakika geç kalamaz mı?
Bu ne kayıtsızlık?
Bu ne katı yüreklilik ki genç dimağ bir dakika geç kalmış diye siz onu içeri, sınava almıyorsunuz?
Ne yani, bunu yaparak çocuğa bir ders verdiğinizi mi sanıyorsunuz?
Ona hayatı mı öğretmiş oluyorsunuz?
Ona sorumluluğumu öğretmiş oluyorsunuz?
Bu ne zalimliktir…
Sınav daha başlamamış…
Sınav kâğıtları dağıtılmamış...
Sınıfa girenler dersliklerde, sıralarında boş boş oturuyorlar.
Sınav kağıtlarının dağıtılmasını bekliyorlar.
Daha sınava yarım saat veya on beş dakika var.
Genç çocuk bir yıl emek vermiş, dirsek çürütmüş…
Beynini akıtmış, göz yormuş…
Gece yarılarına dek ders çalışmış, soru çözmüş…
Bu sınava hazırlanmış.
Belki ailesinin maddi gücü yeterli olmadığı için anne babası tv ışığında, karanlıkta otururken o çocuk bu sınava hazırlanmak için sadece onun odasının lambası yanmıştı.
Siz böyle yaparak ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Bu mudur psikolojik destek…
Bu mudur öğrencinin yanında olmak…
Bu mudur öğrencinin geleceğini düşünmek…
Siz bir yıl sabahlara dek çalışmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz?
Biliyorsanız bu ne vurdumduymazlıktır ki birkaç dakika geç kaldı diye bir yıldır sınavlara hazırlanan gençleri sınava almıyorsunuz.
Bırakın bu yediğim disiplin ayaklarını…
Siz düpedüz bir gencin geleceğiyle oynadınız.
Bir değil iki gün üst üste yapılan sınavlarda birkaç dakika geç kaldı diye sınava almadığınız gençlerimizin hayatlarıyla oynadığınızın farkında değil misiniz?
Şimdi kalkıp ta“o ve ailesi de işin ciddi olduğunu bilip erken gelselerdi” demeyin.
Siz onların hangi şartlarda sınava geç kaldığını biliyor musunuz ki?
Onun binbir emekle kurduğu hayallerini birkaç dakikada yıktığınızın farkında mısınız?
Onu bunu bilmem, yüzlerce gencimizi birkaç dakika“ geç kaldı” diye sınava almamakla vebale girdiniz ve çok ama çok yazık ettiniz.
Belki de hayatlarıyla, gelecekleriyle oynadınız…