Yetti artık!
Yetti artık.
Canımıza tak dedi.
Bu ne yahu?
Kime güveneceğiz?
Kime inanacağız?
Dışarıda yemek yemeye korkar olduk.
Ağız tadıyla bir yemek yiyemeyecek miyiz?
Bir Adana şiş yiyemeyecek miyiz?
Şöyle güzel bir et köfte yiyemeyecek miyiz?
Ünlü köftecide köfte etinde domuz eti bulunmuş.
Bunu bakanlık açıklıyor.
Şu, bu söylese gülüp geçirdik ama köfte etinde domuz eti olduğunu söyleyen ilgili bakanlık.
Bakanlık yalan söyler mi?
Etlere domuz eti karıştırıldığı açıklanan lokantalar listesine bu ünlü köfteci yanlışlıkla yazılmış olabilir mi?
Eyvah eyvah!..
Ancak şunu belirtmekte fayda var.
Ülkemizde bin iki yüz civarında domuz çiftliği varmış.
Ben saymadım
Sayanlar yerlerini tarif ederek söylüyorlar.
Ülkemizde bu kadar çok domuz çiftliği varsa orada kesilen domuz etlerini tüketecek kadar çok Hıristiyan var mı?
Ya da tonlarca domuz eti tüketecek sayıda gayrimüslim nüfus var mı?
Varsa onlar bu domuz etlerini satın aldıkları şarküteriler nerede?
Kasaplar kimler?
Hangi semtlerdeler?
Hangi illerdeler?
Bakanlık, sucuk, pastırma, hazır kıyma, hazır köfte gibi ürünlere nerede, hangi marka ile hangi şirketler hangi isimlerle domuz katkılı et ürünlerini sattıklarını bir bir açıklamış durumda.
Bizim ünlü köfteci de domuz eti katkılı köfte satmış diye ismi açıklanmış.
Yalan mı?
İftira mı?
Karalama mı?
Halk bunu bilmez.
Gider, yer, çıkar.
Eğer doğruysa vay halimize.
Halk "sürekli domuz eti katkılı köfte yemişiz de farkına varmamışız" der.
İyi ama nasıl farkına varalım ki?
"Sen buna ihtimal veriyor musun?" diye sorarsan ne evet derim ne hayır.
At, eşek, domuz eti derken neler yemişiz neler.
Afiyet olsun.