Yusuf Tekin'den öğretmen atamalarına ilişkin açıklamalar
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir televizyon programında öğretmen atamalarına yönelik yaptığı açıklamasında, ihtiyaç duyulan kadro sayısını gerekli bakanlıklara ilettiğini ve önümüzdeki hafta düzenlenecek olacak kabine sonrası açıklama yapılacağını belirtti.
Öğretmenlere atama müjdesi yolda...
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, A Haber'de yayınlanan programın konuğu oldu.
Öğretmen atamalarını değerlendirdi
Canlı yayında moderatörün sorularını cevaplayan Tekin öğretmen atamalarına ve yeni değişen müfredata da değindi.
Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan kabine toplantısı sonrası atamalara yönelik açıklama yapacaklarını belirten Tekin, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"130'a yakın branşta atama yapıyoruz, her branş eşit derecede önemlidir"
"Milli Eğitim Bakanı olarak genç kardeşlerimizin bir ağabeyi olarak atanmaları sürecini en yakından takip ediyorum. Öğretmen ihtiyacıyla ekonomik koşul birlikte değerlendiriliyor. Biz bu konudaki çalışmalarımızı yapıyoruz. Biz bakanlık bünyesindeki ihtiyacımızın ne kadar olduğunu sağlıklı şekilde ortaya koymak zorundayız. İhtiyacımız olan kadro sayısını Maliye Bakanı ve Başkan Erdoğan ile paylaştık. Önümüzdeki hafta kabine toplantısında Başkan Erdoğan'ın onayını aldıktan sonra gerekli açıklamayı yapacağız. 130'a yakın branşta atama yapıyoruz. Her branş eşit derecede önemlidir."
Bakan Tekin'in açıklamalarından konu başlıkları şu şekilde:
"Çocuklarımızın bilinç sahibi olması açısından bunların programlara girmiş olması lazım"
"Müfredat dediğimiz yani zorunlu eğitim kapsamında çocuklarımızın programlarının belirli aralıklarla revize edilmesi elzemdir. Sosyal hayatımız değişiyor. Teknolojik gelişmeler, dünyadaki değişimler bunların sürekli olarak programların içerisine yedirilmesi gerekiyor. Eğitim ve öğretim teknolojilerindeki gelişmeler ve yenilikler tamamı bizim programımızın içerisine konması gerekiyor. Son birkaç yıl içinde yaşadığımız gelişmele. Örneğin pandemi döneminde yaşadıklarımız, geçen yıl yaşanan büyük depremler... Bunların çocuklarımızda bir bilinç sahibi olması açısından bunların programlara girmiş olması lazım. Dolayısıyla bu tür gelişmeleri göz önünde bulundurarak programlar değiştirilir. Yenilenme sıklığı dünyanın değişimine göre kısalmaya başladı. Dünyanın tamamında böyle durumlar var."
"2013 yılından beri devam eden bir çalışma süreci var"
"Haziran ayında Bakan olarak göreve başladım. Yüzlerce öğretmen odası programında öğretmen arkadaşlarla sohbet ettik. Resmi olarak her ayın ilk cumartesi günü Türkiye'nin tamamında bakanlığın e-Okul sisteminden öğretmen arkadaşlarımızla görüştük. Buradaki etkinliklerin tamamında öğretmen arkadaşlarla yapmamız gerekenleri tartıştık. Öğretmenler mevcut programın öğrencilere aksettirilmesi için bizden 2-3 saat fazla istiyorlar. Eğer bunu yaparsak çocuklarımız haftalık 60-70 saat ders yükü ile karşı karşıya kalıyor. Bunu yapmak mümkün olmadığına göre burada bir sıkıntı olduğu ortaya çıkıyor. Sadeleştirmenin mantığı burada ortaya çıkıyor. 2013 yılından beri devam eden bir çalışma süreci var. Son 1 yıl içinde dünya örnekleri ile karşılaştırmalar yapıldı. Öğretmenlerin talepleri alındı. İşte burada bir seyreltme gerekliliği ortaya çıktı. Bu bizim için çok önemli bir konu."
"Çocuklarımız konulara tam vakıf olamadan öğreniyor"
"Yurt dışında katıldığımız toplantılarda yaptığımız görüşmelerde biz programımızı çok yüklü hale getirdiğimiz gördük. Çocuklarımız kendilerine verilen kısıtlı zaman içerisinde öğrenmeleri ve bilmeleri gereken konulara yeterince vakıf olamadan sadece yüzeysel bir geçişle bunu öğrenmiş oluyorlar. Yani istediğimiz kalıcı öğrenmeyi sağlayamamış oluyoruz. Bu da başarısız sonuçlara yol açıyor. Öğretmenlerimiz de kendilerine tanımladığımız kısıtlı zaman içerisinde asla öğrencilere istedikleri şekilde sunamayacakları bilgileri kendilerinden o kısa zaman aralığına yetiştirmesini istiyoruz. Böylece öğretmen arkadaşımız da başarısız oluyor."