Zincir

Kıymetli okur, asgari düzeyde dahi mantık içermeyen söz ve eylemin sizce değeri nedir?

Tabi ki kurallar ve uygulamalar kesinkes bir mantığa dayanmalıdır!

Beraberinde bunlara karşı geliştirilecek itiraz da mantık örgüsüne sahip olmalıdır.

Bilhassa siyaset alanında mantık, son günlerin en zaruri ihtiyacıdır.

Halkın zihnini durulaştırmak yerine bulandırmayı tercih eden siyasi yönelim, toplumsal faydadan çok uzaktadır.

Zan oluşturarak kitleyi manipüle etme çabası, aslında politika üretememenin bir sonucudur. 

‘Verimsiz muhalefet’ olarak görülebilecek bu tutum, Başkent’ten tüm Anadolu’ya sirayet ediyor.

6’lı Masa, toplumun bir kesimindeki ‘aday’ beklentisini ‘garip’ olarak yorumluyor. O masa adayı açıklamadıkça yerelde muhalefet, söz ve eylemlerinde mantıktan uzaklaşıyor.

Çünkü 6 partinin yereldeki aktörleri, kime oy isteyeceklerini bilmiyor. Salt Erdoğan düşmanlığı ve her işe itiraz yaklaşımı ile propaganda yapmak zorunda kalıyor.

İşte son örnek Uludağ’da yaşandı. 

İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Uludağ Alan Başkanlığı’na karşı olduklarını göstermek için zincirli eylem denedi.

Güvenlik güçleri izin vermedi. 

Merak ediyorum acaba jandarma izin verseydi ne olacaktı? Hiç. Tamamen siyasal parodi!

Belki artık o çok ‘uzman’ iletişimciler, siyasal iletişimin yanında siyasal parodiyi de konuşmalı…

Mesela Sayın Türkoğlu, bu eylem girişimini ve basın açıklamasını yapmadan önce partisine üye olan ve hatta görev alan değerli turizmcilerden görüş aldı mı?

Örneğin o isimler, bu eylemde neden yoktu?

Uludağ Alan Başkanlığı’na ‘rant’ olgusu üzerinden karşı dururken iklim savunusu yapan Sayın Türkoğlu, partinizde hiç mi çevreye kirletici etki eden fabrikası bulunan sanayici yok? 

Demokrasinin bilgesi konumunzamklanmış çok özel seramikler…

Bir başka merakım da şu; 2021’in şubat ayında 6’lı Masa’nın yereldeki aktörleri aynı sahneye çıkmış ve YunuseliHavalimanı ile ilgili birtakım iddialara itiraz etmişlerdi.

Peki, onlar dün neden Sayın Türkoğlu’nun yanında değildi? 

Yoksa 6’lı masa Bursa’da dağıldı mı? Kim bilir?

Onlardan biri vekillik için koltuktan kalkalı çok oldu, bu yüzden mi dersiniz? 

Belki de Sayın Türkoğlu, ‘Türklüğü Anayasa’dan çıkaracağız’ diyen DEVA Partisi ile yan yana gelmek istemiyor da olabilirki haksız da sayılmaz!

*** 

Bursa’nın değil tüm Türkiye’nin Uludağ’ı koruması gerekiyor. Çünkü Uludağ, bütün ülkenin en kıymetli markalarından biridir.

Karşı durulması gereken şey Uludağ’ın yönetilebilir olması değildir!  Uludağ’a olumsuz etki edecek unsurlardır. İtirazlardaki mantıksal tutarsızlık da buradan kaynaklanmaktadır.

Diğer yazılarda da ifade ettiğim gibi Uludağ’ı korumak ovadan başlar. 

Şehrin ısısını yükselten, hava kirliliğini artıran, sularını tüketen çarpık sanayi ile mücadele edilmeden Uludağ’ı koruyamayız. 

Bir yandan kirletici tesisleri bulunan sanayicilerle her türlü iş birliğini yapılsın öte yandan çevreci ve doğa koruyucusu pozu verilsin. Bu yaklaşımın tutarlı ve mantıklı bir yanı yoktur.

Uzun yıllardır yönetilemediğini bugünkü şartlardan anladığımız Uludağ için elzem olan haklarını savunacak bağımsız bir yapının tesis edilmesidir. 

Esen kalın.