Türkiye Büyüyor
Geçtiğimiz gün açıklamada bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, yüreğimize su serpti.
Sayılarla konuşan Bakan Bilgin, Türkiye'nin 7.5 büyüdüğünü ifade etti. Bu rakam azımsanmayacak kadar büyük bir gelişimi ifade ediyor. Türkiye'nin 2. çeyrekte büyüme rakamlarını gördükten sonra gelecek adına umudumuz arttı.
7.5 büyümek demek neredeyse 800 bin yeni kişinin istihdam edilmesi anlamına geliyor.
İşsizliğe en büyük çözüm büyümekle alakalıdır.
Bununla birlikte neredeyse her yazımda belirttiğim üretim faktörü de oldukça önemli.
Birkaç kavramın birbiriyle olan bağlantısını sürekli dengede tutabilirsek Türkiye muhteşem bir refah seviyesine ulaşabilir.
Üretimin önemi maddi ve manevi her koşulda ülke yararına olacaktır.
Üretim arttıkça, dövizin artışı Türk toplumunu etkileyemeyecektir.
İşte o zaman Türk parasının değeri katlanır.
İşte o zaman doların artışı bizi hiç ilgilendirmez.
Defalarca belirttiğim gibi; siyasi ayrılıkları bir kenara bırakıp üretim ile ilgili yapılan bütün çalışmalara destek verilip alkışlanmalı.
İçimizdeki kin ve öfkeyi kontrol altına almayı başaramazsak ülkemizin gelişimine balta vurmuş oluruz.
Her koşula rağmen Türkiye coğrafyasının potansiyeli gelişime açıktır.
Bunca ayrılık ve öfkeye rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor.
Hele ki içimizdeki kavgayı bir bitirebilsek, siyasi ayrılıklardan ötürü ortaya çıkan kini bir yok edebilsek işte o zaman dünyanın süper gücü olabiliriz.
Ne olursa olsun, hangi iktidar gelirse gelsin Türkiye'nin yegane hedefi her zaman üretim olmalıdır.
“TOGG'u ürettik hadi yeter” demek yerine
üstüne koyarak ilerlemeliyiz.
Kendi öz kaynaklarımızı işlemeli, dünya markası olma yolunda sürekli çalışmalar yapmalıyız.
FIRSATÇILIK BİZE YAKIŞMIYOR
Ne yazık ki gitgide ülkemizde fırsatçılar artmaya devam ediyor.
Koronavirüs patladı kolonya fiyatları 250 liraya kadar yükseldi.
Ukrayna - Rusya savaşı patladı ülkemize Rus ve Ukraynalı vatandaşlar akın etti.
Mülk sahipleri ve emlakçılar kiraları tavan yaptı.
Bugün Antalya'nın sahil kesiminde kiralar 20 bin liradan başlıyor.
Araba fiyatlarına hiç değinmiyorum bile.
Bu fırsatçılık anlayışı Türk toplumuna hiç yakışmıyor.
Yardımlaşmayı ve paylaşmayı seven bir toplum olarak aramızdaki fırsatçılara izin vermeyelim.
İlk olarak kendimizden başlayalım, kendimizi düzeltelim.
Her şey kendini düzeltmekle başlar.
İktidar da bu konuda elinden gelen denetimleri yapıyor.
İnanıyorum ki, üretimle birlikte bu denetimlerin artması ilerleyen dönemlerde fiyatların normal düzeylere inmesinde büyük etken olacaktır.
ETİKET :