O diyorsa doğrudur
Hepimizin hayatında güvendiği ve düşüncelerini önemsediği bazı insanlar vardır. Bu insanları bizzat tanımak zorunda da değiliz, günümüzde kullandığımız sosyal platformlar sayesinde insanları tanımadan tanıyoruz aslında, yaptığı paylaşımlar ve konuşma şeklinden kendimize yakın gördüğümüz kişilere karşı anlamsız bir güven duymaya başlıyoruz. Düşüncelerimizin biraz ucundan yakalaması, ikna edici bir konuşma ve onu dinleyen bir kitlesinin olması o kişiye karşı güven duymamızı sağlıyor. Peki bu ne kadar doğru, tanımadığımız insanların söylemlerine göre düşünmek ve bu doğrultuda yaşamak. Gerçekten durup biraz düşünmenizi istiyorum bizim seçtiğimiz bu kanaat önderleri her şeyi bilebilir mi? Ya da her konu da doğru düşünebilir mi? Açıkçası ben böyle bir olasılığın olduğunu zannetmiyorum. Peki neden yalnızca hiç tanımadığımız birinin sözüne güvenerek bir düşünce benimsiyoruz, neden okumuyoruz? Bu dünyada ki en büyük yetenek okuyup anlayabilmek bence buna sahipsen elinde sadece senin kontrolünde olan sınırsız bir güç var demektir. Neden bunu kullanmıyoruz. Kendi bilgimizi neden sınırlandırıyoruz ki, bu çok anlamsız…
Sokaklarda hala insanlar birbirini anlamadan, dinlemeden başkasının sözleriyle birbiriyle tartışıyor. Neyi savunduğunu bilmeden biri gelip onun fikrini çürütene kadar savunuyor. Fikrini savunamadığı yerde hakaret etmeye başlıyor. Neye inandığını kendin bile anlamamışken bunu başkanına nasıl anlatabilirsin ki, TÜİK verilerine göre, son 12 ay içerisinde 15 yaş ve üzeri fertlerin %69,0'ının hiç kitap okumadığı, %31,0'ının ise en az bir kitap okuduğu görüldü. Yaş gruplarına göre kitap okuma oranlarına bakıldığında son 12 ay içerisinde okul kitapları dışında en çok kitap okuyan yaş grubu %50,9 ile 15-24 yaş aralığı oldu. En az kitap okuma oranı ise %14,1 ile 65 yaş ve üstü fertlerde hesaplandı. Okumadan, anlamadan nasıl bir düşünceyi savunabilir ki insan, yalnızca bir gazeteyi yalnızca bir yazarı değil ama düşüncelerinize zıt gelenleri, yargıladıklarınızı da okuyun belki düşünceniz değişir, belki sizin güvenerek dinlediğiniz hikayelerin aksi vardır onların hikayesinde. Sadece şans verin önyargılarınıza, gerçekten öyle mi birde yakından bakın.Her insan bir hikâye, kimse kimseyle aynı değil kimsenin düşünceleri ve doğruları da bir başkasının düşünce ve doğrularıyla aynı olamaz benzer ama aynı değildir. Neyi savunursanız savunun ama neyi savunduğunuzu bilerek savunun lütfen!..
İstatistiklere bakınca büyüdükçe okumayı bırakıyoruz, bize dayatılanları kabullenme aşamasına geçiyoruz. Düşünmek, bir şeyleri öğrenmek yorucu geliyor. Oysa ki en çok büyüklerin okumaya ihtiyacı var. Neden mi? Geleceğimizi onlar yetiştiriyor. Çocuklar ne söylediğine değil ne yaptığına bakarlar, yalnızca onlara sorumluluklarını yerine getir ve kitap oku diyerek bunu aşılayamayız. Onlara rol model olmamız gerekiyor gerisi iplik yumağı gibi geliyor. Çocuklarımız geleceğimiz, biz yetişkinler düşüncelerimizle ve davranışlarımızla geleceğimizi inşa ettiğimizi unutmamalıyız. O diyorsa doğrudur diyerek bugünümüzü ve yarınlarımızı sınırlara hapsetmeyelim.
ETİKET :