Kız kardeşlik Kupası?
Merve Dizdar’ın Cannes Film Festivalinde aldığı ‘En İyi Kadın Oyuncu ‘ ödülünü elbette canı yürekten kutluyor ve tebrik ediyorum.
Ama sonrasında yaptığı konuşmaya ilişkin bir çift söz etmem şart.
Sanatçılarımızın dünyanın en kabul görmüş festivallerinden ödüllerle dönmeleri sizce sadece kendi emeği midir?
Onun bu emeğini destekleyen kendi dışında hiç mi unsur olmamıştır?
Merve Dizdar örneğinden gidecek olursak ki TRT 1’de yayınlanan Masumlar Apartmanıyla tanıdığım ve yeteneğine inandığım, takdir ettiğim bir oyuncudur kendisi.
Sanat icra etmenin zor olduğuna ve bu yüzden sırf çok çalışarak değil aynı zamanda verilmiş bir yetenekle de daha iyi icra edileceğine inananlardanım.
Merve Dizdar benim gözümde yetenekli bir oyuncu. Bu işi hakkıyla yapan, eğitimini de almış ve eminim çok çalışmış bir oyuncu.
Bu onu, eğitim almamış, yetenekli ama alaylı sanatçılardan bir gömlek üstün yapmıyor benim gözümde ama sadece fiziği ve yüzü güzel olduğu için ekranlarda boy gösterenleri görünce, gerçek sanatçının kıymetini daha iyi bilmemiz için bir kriter oluşturabileceğini düşünüyorum.
Gelelim, ödül alanların ya da bir kısım sanatçının (özellikle kadın) mesleklerini rahatlıkla sergilediği ama konu konuşmaya gelince ‘yeterince özgür olamayan kız kardeşleri’ adına kurdukları cümlelere…
Ben merak ediyorum bunlar hangi kız kardeşler?
Ülkende istediğin gibi konser verebilirken, ülkede çıplaklıktan çok kapalılık sorun olurken, hala kimler adına alıyorsun kız kardeşlik kupanı?
‘Yeterince özgür olamayan kız kardeşler?
Burada tarif edilen kız kardeşler hangi özgürlükten yoksundur?
Eğitim alamayan mı?
Başörtüsü olduğu için yıllarca eğitim kurumlarına alınmamış kız kardeşler mi?
Ya da babası, abisi, eşi, nişanlısı teröristlerce öldürülen ve bu yüzden hayata hep eksik devam eden kız kardeşler mi?
Yoksa ülkenin en iyi plajlarında ‘happy hour’larda smoothie yudumlarken sosyal medyada karşısına çıkan mağdur kadınlara ‘acıyanlar’ mı bu kız kardeşler?
Yine tartışılacak biliyorum ama,
Sokakta yeterince özgür olamayan kız kardeşler diyorsa eğer ve içinde hepimizin olabileceği ‘kadına şiddetten’ bahsediyorsa, bu konuda yarattığı farkındalık nedir?
Ben sanatçıların topluma örnek olmaları gerektiğine katılanlardan değilim.
Böyle bir ayrıcalık yüklemiyorum onların sırtına.
Bu durum tamamen insani bana göre.
Ama bir diziyle meşhur olup, hayatının baştan sona değişmesinden memnun olanların, onun meşhur olmasında katkısı olanlara karşı takınacağı tutum önemlidir diye düşünüyorum.
O yüzden sanatçının yapması gereken, suni değil gerçek olmasıdır.
Kız kardeşlik kavramıyla son noktayı koyacak olursak:
Kız kardeşlik cümle içinde kullanırken bile samimiyetinden şüphe etmeyeceğimiz bir kavramdır, öyle olmalıdır.
O yüzden gerçeğini bilmezken, suni sorunlarla gündem olmaya çalışmak, gerçek kardeşliğin ruhuna aykırı olur.
Bu bir yarış değil ki
Sonunda kazanana kız kardeşlik kupası verilen?
ETİKET :