Olan bitenin farkında mıyız?
Her ülke ana gündemindeki bir kaç başlıkla oyalanıyor.
Sanki evrensel boyutta hepimizden saklanan, sonunun ne olacağını bilemediğimiz bir sürece doğru hızla koşuyor gibiyiz.
Çok dizi, film, belgesel mi izledin de kafan karşıtı diye gelmeyin bana sevgili okur?
Dünyada kapladığımız alan bir kum tanesinden bile küçükken ve elimizde hiçbir şey değiştirmeye yetecek bir sihirli değnek de yokken, boynumuzu büküp izliyor muyuz olacakları?
Evet
Farkında mıyız?
Amazon ormanları yanıyor, Avrupa’daki savaş bir türlü bitmiyor hatta bitmemesi için destek veriliyor. Afrika yine paylaşılamıyor, açlık ve iç savaşlarla halk daha da çaresiz, nüfus daha da azalıyor.
Asya’da Çin, Hindistan gibi sadece yüzölçümü değil nüfusu da kalabalık ülkeler korkutucu boyutta çoğalıyor.
Bir yandan aklımızın almayacağı bir teknoloji bizim dışımızda gelişirken, diğer yanda elektriksiz tek gün bile geçiremeyecek boyutta bağımlılığımız arttırılıyor.
Bunların hepsi halis mi sizce?
Para belli bir grubun elinde.
Ekonomi ve sanayiyi onlar yönetiyor.
Çemberin içine girmek istemeyenlerin ayarlarıyla uzun vadeli planlarla oynanıp sisteme dahil ediliyor.
İki amaçla kandırılıyor insanlar:
1-Muhasır medeniyet seviyesine erişmek
2- Kendi kendini idare etmek
Oysa her ikisini yaparken de dünyayı yönetenlerin ağına bir şekilde düşüyor, düşürülüyorsunuz, çünkü kapitalizm bunu gerektiriyor ve böyle besleniyor.
Şimdi bunların hepsi bir komplo teorisi gibi gelebilir size film alıntısı gibi
Ama değil.
Isınmanın, küresel iklim krizinin sadece havaların birkaç derece artmasıyla sona ereceğini mi sanıyorsunuz?
Bizi etkilemez fikrinden hareketle dünyada neler olup bittiğine kulaklarınızı kapatıyor musunuz?
Ya da olası felaket senaryolarından bihaber misiniz?
Bakın,
Küresel iklim krizi sebebiyle artan sıcaklıklar, buzulların erimesine, pek çok ülkenin sular altında kalacak olmasına, tam tersi bölgelerin susuzlukla karşı karşıya kalacağına, her iki durumda da kimi su için kimi toprak için ama en başında gıda ve enerji için çok büyük ölçüde göçlerin başlayacağı konusu mutlaka gelmiştir kulağınıza.
Peki bunun öyle distopik bir evren hayaliyle yüzlerce yıl sonra mı olacağını sanıyorsunuz?
Pandemiyi düşünün.
3 ay gibi kısa bir sürede nasıl dünyanın tüm sisteminin bir anda değiştiğini ve insanların 2 yıl boyunca evlerine hapsedilebildiğini.
Bu kadar kolay aslında kitlesel bir eylemi yaymak.
Bunun için bir söylenti yeter hepimize, görmemize gerek bile yok.
Eskiden savaş, terör, eğitim, iş ve maddi olanaklar için yapılan göç artık zorunlu bir hal aldı, giderek artacak.
Suya, gıdaya, petrole, enerjiye erişimin olduğu yerlere doğru hızla dönüşecek dünya.
Şimdiden sinyaller, işaretler verilmeye başlandı.
Bizler ülkemizde kendimize göre büyük ama evrensel boyutta minicik sorunlarla uğraşırken, kâinat bambaşka bir akışta.
Yeni bir kaos planı devreye sokulmaya başladı.
İnanç sistemlerinin tartışıldığı, cinsiyetsizlik propagandasının yapıldığı, her bireyin elindeki telefonla izlenebildiği, uluslararası güvenlik konularının yapay zeka düzeyinde tartışıldığı farklı bir döneme giriyoruz.
Olan bitenin farkında mıyız?
ETİKET :