KENDİMİZİ VURUYORUZ
Kendimizi vuruyoruz farkında değiliz.
Marmara denizi neden Müsilaj denen salgı ile doldu?
Deniz kapandı…
Balıklar kaçtı ve öldü.
Milyonlarca insanın atığı Marmara’ya bırakılırsa böyle olur tabi.
“Çevre Günü” imiş.
Ne çevresi ne doğası ne suyu ne denizi kaldı.
Her yeri kirlettik…
Bozduk…
Kullanılamaz hale getirdik.
Bunu yaparken tek hedefimiz para kazanmak oldu.
“Arıtma tesisi kurun” denildi yüzlerce fabrikalara ve sanayi bölgelerine.
Kaç kişi kurdu?
“Mecburusunuz” denildi.
Kim ciddiye aldı?
İlker kardeşim dün geniş geniş yazdı...
Yıllar öncesinde olanları, vaatleri sıraladı tek tek.
O günden bu güne ne yapıldı Nilüfer deresi için?
Kocaman bir hiç!
Yazık ettik.
Kendimizi vuruyoruz farkında değiliz.
Dünyamızı bozduk, hırpaladık, kirlettik.
Ne denizlerimiz ne derelerimiz kaldı.
Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz.
Varsa yoksa para.
İyi ama her şey para demek değil ki.
* * *
Yüzlerce kilo sebzeyi çöpe atmışlar.
Vasfı bozulmamış, yenilebilir durumdaki yüzlerce kilo biber, salatalık, domates ve diğer sebzeleri çöpe atılmış olarak görüyoruz.
Gidip inceliyorlar, bakıyorlar ki hepsi yenecek durumda.
Onlara sorarsan “Bozuk, çürük o nedenle çöpe döküldü”
Kocaman bir yalan.
O sebzelerin çöp gitmesinin tek sebebi var o da para.
“Çok sebze yetişince satış değeri düşer, para etmez, ucuza satılır” diye ürünler çöpe atılıyor ki pazarda veya halde daha pahalı satılsın.
Allahtan korkmazlar.
Her şey para demek değil ki...
ETİKET :