Yıl 1974
Yıl 1974...
Türkiye büyük siyasi çalkantılar yaşıyor.
Gençlik sokakları arşınlıyor.
Üniversiteler huzursuz.
Öğrenciler kutuplara ayrılmışlar.
Esnaf tedirgin.
Memurlar ayrışmışlar.
Güvenlik güçleri sürekli teyakkuzdalar.
Asker muhtıra veriyor.
Polis, sağcı-solcu diye bölünmüş durumda.
Para, pul olmuş.
Enflasyon mutfakta yangın çıkarıyor.
Başbakan çaresiz.
Ana muhalefet bastırıyor.
Partiler bölük pörçük.
Can güvenliği büyük tehlikeler yaşatıyor.
Gençlik veya öğrenci eylemleri her yerde.
Gün olmuyor ki birisi öldürülmesin.
Anarşi olayları can bezdiriyor.
Kahveler taranıyor...
Katiller her an her yerde kurşun sıkıyor, öldürüyor.
Hükumet çaresiz.
İktidar yok hükumet var.
Herkes öldürülebiliyor.
Ayrım yok.
Başbakanlık yapmış bir insan öldürülüyor.
Bakan öldürülüyor.
Öğrenciler öldürülüyor.
Çözümsüzlüğe çözüm bulunamıyor.
Hükumetler adeta aylık oluyor.
Seçimler ardı ardına.
Ve derken olmayacak sanılan siyasi birleşme oluyor.
Solun keskin söylemli lideri B.Ecevit en sağda bulunan ve fakat en popüler ismi N.Erbakan ile görüşüyor.
O dönemin meşhur oluşumu Koalisyon hükumeti kurmaya karar veriyorlar.
Ve Ecevit, Milli Şef İ.İnönü’den aldığı CHP genel başkanlığına geldikten sonra ilk büyük başarısını kazanarak ilk Başbakanlık görevini üstleniyor.
Erbakan yardımcısı oluyor.
Devrimci Ecevit ile Milli Görüş Mücahit'i Erbakan hükumet kuruyorlar.
Herkesin gözü üzerlerinde.
"Her türlü nümayiş durur mu acaba" merakı var herkeste.
Henüz daha birkaç aylık koalisyon hükumeti olmuşlarken, Türkiye’deki siyasi kargaşadan faydalanmak isteyen Amerika, Yunanistan'ı Kıbrıs’ta üzerimize salarak Nikos Sampson denen meczup ile Rum lideri Başpiskopos Makarios'u devirip Türklere saldırıp katletmeye başladı.
Türkiye büyük bir savaşın eşiğine geldi.
Kıbrıs'a askeri harekat yapacak gücü var mıydı?
Ecevit direndi.
Barış görüşmeleri için telefon diplomasisine başlarken asker alarma geçirildi.
Ecevit, barış ararken Erbakan Kıbrıs'ta savaşa girmek, Rumları Akdeniz'in Temmuz sıcağında ısınan sularına dökmekten yanaydı.
Burada duralım.
..Ve yıl 2023!
Türkiye’de siyasi çıkmaz peşinde olan emperyalistler ile Büyük Türkiye Yüzyılı peşinde olanların güç gösterisi zamanıydı.
İttifaklar kuruluyor siyasi çalışmalar yapılıyordu.
İşte tam bu sırada sol cenahın tarihi vizyonu ve merhum Ecevit'in partisi DSP, kendilerini ziyaret eden CHP'ye "Hayır" diyor, elinin tersiyle itiyor ve sağın en büyük partisi AK Parti’ye göz kırpıyordu.
Ve tam kırk sekiz yıl sonra Milli Görüş çizgisi bir sol parti, Ecevit'in partisi DSP Cumhur ittifakına katılıyordu.
"Emperyalist güçlerin destek verdikleri ittifaka hayır" diyor ve Cumhur ittifakına katılım yapıyor. DSP genel başkanı Önder Aksakal.
Böylece tarih tekerrür etmiş oldu.
Şimdi Büyük Türkiye Yüzyılı seçimi için sandık günü bekleniyor.
ETİKET :