Ya şimdi ya hiç...
Fatih Erbakan!
Arkanızdan bir sürü dedikodu yapılıyor.
Herkes bir şeyler söylüyor.
Doğru veya yanlış.
Doğrusunu siz biliyorsunuz.
Yanlış konuşuluyor..
Yanlış yazılıyor...
Yanlış yorumlar yapılıyorsa bunun önüne geçecek olan sizsiniz.
Cumhur ittifakına katılmanız için atalarımızın dediği gibi:
"Deve dişi gibi adamlar" size geldi.
Ne için geldiler?
Amerika'nın ekmeğine yağ sürenlerden olmayasınız diye...
Terör örgütlerine ses çıkaramayanlardan olmayasınız diye...
Son on yılda ülkenin yaptığı atılım ve gelişmelerin önüne geçilmesin diye...
Birlikten güç çıkarılsın diye ve...
..Ve daha sayamayacağım bir sürü nedenlerden dolayı Cumhur ittifakına katılasınız diye geldiler.
Sizi davet ettiler.
Cumhur ittifakına girmenizi...
Birlikte yol almanızı...
‘Büyük Türkiye Yüzyılı’na destek vermenizi istediler.
Süre istediniz.
Verdiler.
Yetkili parti organlarımızda konuştunuz.
Olumlu cevap verme kanaati oluştu.
Cumartesi gününe dek niyetiniz Erdoğan'a destek vermekti.
İçinizden öyle geliyordu.
Kurullarınızın...
Arkadaşlarınızın da niyeti öyle imiş.
Sonra ne oldu?
Pazar günü ne oldu?
Bir şeyler oldu sanki.
Cumartesi günü oluşan bu niyetinizi birileri hissetmiş!
Birileri duymuş !
Birileri öğrenmiş!
Birileri çok hoşnut olurken, birileri çok hoşnutsuz olmuş.
İşte o hoşnutsuzlar o geceyi...
Cumartesini pazara bağlayan geceyi uykusuz geçirmişler.
Sabahı zor etmişler.
"Evet" demenizin önüne geçmek için öneriler düşünmüşler.
Gün doğar doğmaz soluğu Fatih Bey'in malikanesinde almışlar.
Öyle mi Fatih bey?
Hoş beşten sonra ne konuşuldu?
Ne istendi?
Ne tavsiye edildi?
Ne vaat edildi ki cumartesi gününün olumlu cevabı birden olumsuza dönüştü?
Neden dönüştü?
Onlar kimlerdi.
Fatih beyi ziyarete gelenler kimlerdi? Ne istiyorlardı?
Bunu kim biliyor?
Fatih bey biliyor.
Başka?
Birkaç kişi daha...
Ne istediklerini kim biliyor?
Hiç kimse.
Fatih beyden başka kimse bilmiyor.
..Ve Fatih bey:
"Hayır" diyor.
Millet ittifakı derin bir "ooohh" çekiyor sevinçten.
Cumhur ittifakı acı ile gülümsüyor ve:
"Yazık ettiniz Fatih bey" diyor.
Zaman ikilem içinde olma zamanı değildir.
Devir, birlikten güç çıkarma devridir.
Erdoğan karşıtı olmak bu zamanda Türkiye karşıtı olmaktır.
Çünkü içerideki muhalefeti anlarım siyaset icabı.
Ancak dışarıda Amerika'dan Avrupa'ya...
İngiltere'den İsveç'e...
Almanya’dan Belçika'ya dek eğer "Erdoğan durdurulmalı" deniyorsa...
"Erdoğan'dan kurtulmalıyız" deniyor ve seçimlere direk veya dolaylı müdahale edeceklerini söylüyorlarsa eğer Fatih bey!
Sizin o cenahta olmamanız gerekmez miydi?
O nedenle ya şimdi konuşun, tarihe gerçek bir not düşün...
Ya da hiçbir zaman konuşmayın, pazar günkü misafirlerinizi ve konuştuklarınızı...
ETİKET :