Geri

'99' Deprem felaketini yerinde gördük

00:18:25 | 2022-08-22
ORHAN DOĞAN
ORHAN DOĞAN     

17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden tam 23 yıl geçti. Binlerce bina yıkıldı yine binlerce

insanımız hayatını kaybetti ve yaralandı. Bu büyük depremden ülke olarak büyük ders çıkardık.

Olası depremleri en az zararla nasıl atlatabiliriz noktasında devletimiz ciddi çalışmalar başlattı millet olarak da üzerimize düşen vatandaşlık görevini en iyi şeklide yerine getirmeye çalıştığımızı düşünüyorum.

17 ağustos 1999 tarihinde Yıldırım itfaiyesinde vardiya nöbetinde itfaiye amiri görevindeydim...

Saat 03.05 sularında televizyonda Burhan isimli mesai arkadaşımla bir açık oturum programını izliyorduk.  Bina birden beşik gibi sallanmaya başladı. Soğukkanlılığımızı koruyarak önce koğuşa seri bir şekilde girerek uyuyan arkadaşları uyandırarak deprem olduğunu bundan dolayı araçlarımızı tedbir için garaj dışına çıkarmamızı gerektiğini söyledim.

Araçlarımızı garaj dışına çakırdık o esnada Yıldırım itfaiyemize yakın komşularımız gelmeye başladı. Ben depremle ilgili detaylı bilgi almak için itfaiye komuta merkezini arayıp sorduğumda Gölcük merkez üssü olmak üzere yaklaşık 7.00 şiddetinde deprem meydana geldiğini sıcağı sıcağına öğrenmiş olduk.

Yine kısa zaman sonrada depremin Sakarya, Kocaeli illerinde etkili olduğunu binlerce binanın yıkıldığını binlerce vatandaşımızın enkaz altında can verdiğini binlerce vatandaşımızın yaralandığını enkaz altında kurtarılmayı beklediğini tüm Marmara bölgesinde hissedildiğini öğrenmiş olduk.

ÜÇ EKİPLE KÖRFEZ BÖLGESİNE

Deprem felaketi haberini alır almaz o dönemde Bursa İtfaiye Daire Başkanımız Sayın Ramazan Tuncer’in emir ve talimatları ile yangın söndürme ve arama kurtarma hizmeti vermek üzere oluşturulan üç ekiple

Yalova’ya hareket ettik, destek ekipleri artarak devam etti.

Ben o dönemde Yıldırım İtfaiye Grubu’nda itfaiye grup amiri olarak hizmet veriyordum. Araç selindeki yol bitmek tükenmek bilmiyordu. Zorlu yolculuğun ardından Yalova’ya ulaşabildik.

Yalova’da yıkım büyüktü; Birçok binanın yıkıldığını yan yatmış birbirine yaslanmış olduğunu yıkılmayan binalarda ağır hasar görmüş oturulamaz durumda olduğunu gözlemledik.

ÇARESİZLİĞİN FOTOĞRAFI

İnsanlar oradan oraya çaresizlik içinde koşuşturuyordu. Hıçkırıklar yürekleri dağlıyor, herkes yakınlarını kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeydi. Kriz merkezine ulaştık. Bursa

İtfaiyesi olarak üç ekiple geldiğimizi ifade ettiğimizde Çiftlik Köy Belde sınırları içerisinde yer alan Sema ve Sinem sitelerinde görevlendirildiğimizi belirttiler.

Bu sitelerde yıkılan binaların altındaki depremzedelere ulaşmaya çalışıyorduk. Bir enkazın önündeydik.

Bina yerle bir olmuş; kesici, delici ve kırıcılardan oluşan araç gereçlerimizle enkazın altındaki insanlara ulaşmaya gayret ediyorduk.

Bir ara içine sadece bir insanın sığabileceği genişlikte bir oyukla karşılaştık. Oyuğun içine girdim. Oyuğun tavanı arasında bir karışlık mesafe ya var ya yoktu.

Oyukta ilerlemeye çalıştığım sırada artçı depreme yakalanmıştım.

Şiddetli sarsıntı oyuğun diğer ucunda kurtulmayı bekleyen gence ulaşmamı engelleyemiyordu.

Canımı dişime takarak gence ulaştım. Uzun uğraşların ardından genci bulunduğu yerden sağ salim çıkarmayı başarmıştık.

Bir daha böyle afetler yaşanmaması dileğiyle yangınsız günler dileriz.

                          ***

AFET ANILARIMDAN...

ANNESİNİN CESEDİ ÇAMURLU DİYE OTOMOBİLİNE ALMADI

1999 Marmara Depremi’nde Yalova Çiftlikköy beldesinde yaptığımız deprem arama ve kurtarma çalışmaları sırasında, bir evladın annesine karşı sergilediği vefasızlığı unutamıyorum.

Yine bir enkazın üzerinde çalıştığımız sırada lüks otomobiliyle yanımızda duran orta yaşlı bir bey hıçkırıklarla ağlayarak, annesinin enkaz altında kaldığını, yaşamından umut kestiklerini, hiç olmazsa cenazesini çıkararak kendisine teslim etmemizi rica etti.

Açıkçası içten ağlaması bizi çok etkilemişti.

Hemen o noktada çalışacağımızı ifade ederek uzun uğraşlar sonucunda yaşlı teyzenin çamura bulanmış cansız bedenine ulaştık. Enkaz altından çıkararak oğluna teslim etmek istedik, ağlayarak annemin cenazesini çıkarın bana teslim edin diyen o değilmiş gibi cesedi arabasına almak istemediğini söyledi.

Cenazelerin taşınması için enkaz bölgesinde, devletimiz tarafından görevlendirilen kamyon ve kamyonetler vardı. Bunlardan enkaza en yakın kamyonete işaret ederek cenazenin devletimizin görevlendirdiği kamyonetin kasasına konulmasını söyledi.

Bir evladın evlat olarak son görevini en iyi şekilde yapması gerekirken, bu evladın annesinin cesedini çamurlu diye arabasına koymak istemediği bu utanç verici durum bizi son derece rahatsız etti. Ben ve mesai arkadaşlarımdan Mustafa Şevki EKEN, kendisine onun seviyesine inmeden, nezaket kurallarını ihlal etmeden tepkimizi gösterdik. Ancak ne üzücüdür ki oralı bile olmadı. Ayrıca depremde binaları yıkılmayan birçok vefasız ve duyarsız ailenin ellerinde plaj havluları, plaj şapkaları, plaj simitleriyle plajları doldurduklarına, denizde yüzdüklerine, kahkahalarla güldüklerine şahit olduk. Bu anımı hayatım boyunca unutamam.

YANGIN VAR adlı anı kitabımdan)

                          ***

GEÇMİŞ DEPREM VE YANGIN TARİHİMİZDEN...

(15-22 AĞUSTOS ARASI)

17 AĞUSTOS 1999:Bütün Türkiye’yi derinden etkileyen Marmara Depremi oldu

19 AĞUSTOS 1966:Erzurum, Muş, Bingöl, Hınıs ve Varto’da şiddetli deprem oldu. En büyük hasar ve can kaybı Varto’da meydana geldi.

21 AĞUSTOS 1964:İstanbul’un Kuledibi semtinde büyük yangın oldu. Mobilyacılar Çarşısı ile birlikte

15 apartman yanarak kül oldu.

21 AĞUSTOS 1969:Mescidi Aksa fanatik Yahudiler tarafından kundaklanarak yakıldı. (kaynak: kronolojik 7007 yıllık tarih ansiklopedisi)

GEÇEN HAFTA KENTİMİZDE ÇIKAN YANGINLAR

17 AĞUSTOS 2022:Tarihi fabrika yangını, Demirkapı Mah/Osmangazi

Kaynak: Lider Bursa Gazetesi)


ETİKET :   haberbursaliderliderbursagündemsondakika