Geri

Gazetecilik zor zanaat vesselam

00:01:21 | 2023-03-13
ERDAL GÜVEN
ERDAL GÜVEN     

Gerçi şimdilerde çok esamesi okunmuyor ama ben mesleğe yeni başladığım yıllarda “özel haber” diye bir şey vardı. Gazeteciler yaptıkları özel haberlere göre değerlendirilirdi. Büyük özel haber bulunduğunda, haber diğer gazeteler akşam baskılarından görüp almasınlar diye saklanır, prova baskılara bile verilmez, gece belirli bir saatten sonra sayfa değiştirilir ve özel haber kullanılırdı. Hem de nal gibi, “Özel Haber” imzasıyla…

Her özel haber diğer gazetecilerin canını yakardı. Bu nasıl bir sadistlikse diğer gazetecilerin canının yanması, özel haberi yapana bir kat daha keyif verirdi.

Bu aslında kumar gibi bir şey, sürekli kazanan yok. Mutlaka iki kere kazanıyorsan, üç kere de kaybediyorsun. Çünkü sen özel haber yaparken, rakip gazetede çalışanların da elleri armut toplamıyor. Ben çok net hatırlarım, her sabah gazetede, masamda rakip gazetelerin sayfalarını korkarak açtığımı. Polis muhabirinin kaderidir. Ya haber atlatır, ya da içinde patlar, haber atlar.

Şimdilerde gazeteciler özel haberi ancak kendilerine gelen dosya zannediyorlar. Vallahi hiçbir medya kuruluşunu ve orada çalışan deneyimli gazeteci arkadaşlarımı suçlamıyorum. Yeni nesil gazetecilik öğrencileri okullarında bir şey öğrenmiyor. Eh onları eğitecek ustaları da bir şeyden anlamıyor. O zaman bizim gibi dinozorlar hala medyada iş bulabiliyor. Karar verdim, bundan sonra bu köşede tecrübelerimi de paylaşacağım. Dinlemiyorlar, belki okurlar da bir şeyler öğrenirler. Bizim bebeler için özel haber diye bir şey yok. Onlar için SEO denilen kelime oyunlarından medet umarak haberlerini okutmaya çalışıyorlar, halbuki adam gibi haber yapsalar vallahi de billahi de herkes okur. Haberin kendisi zaten SEO’dur.

Ayrıca racondandır, atlanılan haber asla kabul edilmez ve o haberi yalanlatmak için el birliği ile çalışılır. Yok, atladığını kabul edersen, vay geldi haline.

Neyse, gençlik günleri… Ankara Emniyet Müdürlüğü koridorlarında geziyorum. Müdürler arası devriye turunu atarken, Terörle Mücadele Şube Müdürü Burhan Tansu’nun odasına çat kapı girip, günlük çay istihkakımı istemeye hazırlanıyordum ki masanın üzerinde türbanlı bir kızın, boydan çekilmiş fotoğrafı dikkatimi çekti.

 Benim fotoğrafı gördüğümü anlayan Burhan Bey, acele bir hareketle fotoğrafı saklamaya çalıştı ama ne çare… Ben haberin kokusunu almıştım bir kere. Önce, kibarca kızın kim olduğunu sordum.

Ben sordukça, o lafı başka yerlere getiriyordu. Sonunda, yalvar yakar, kızın Süleyman Demirel’e suikast hazırlığı içinde olan, bir Dev-Sol militanı olduğunu öğrendim. Dev-Sol’un suikast timi anlaşılmamak için mütedeyyin bir aile kimliği ile Demirel’in Ankara Güniz Sokak’taki evinin bitişiğindeki apartmandan bir daire tutmuşlardı... Haberi öğrenmiştim ama operasyon bitmediği için haberi kullanmamamı söyledi.

Masadaki resmi bana verdi ve “Sana güveniyorum. Bir gün bekle, resimli güzel manşet vereceğim” dedi. Resim bende olduğu için bir gün beklemede bir sakınca görmedim. Gazeteye gidince haberi yazdım ama göndermedim.

Ertesi gün, daha kahvaltımı etmeden, Sabah Gazetesi’ndeki manşeti görünce, beynimden vurulmuşa döndüm. Sabah’ın deneyimli polis muhabiri Adnan Gerger, nereden öğrenmişse öğrenmiş ve haberi patlatmıştı. Tam patrona ne diyeceğim diye düşünürken, ikinci kattan aşağı doğru yayılan bir haykırışla kendime geldim.

Ankara temsilcisi Fatih Çekirge, beni çağırıyordu. Artık şehadet getirmenin zamanı geldi diye düşündüm. Haberi okuyunca bu kadar sinirlenen adam, beni görünce kesin vurur diyordum.

Korkarak ikinci kata, odasına çıktım. Önce haberi yalanlamayı düşündüm. Ama resmi elimde olan bir haberi yalanlamak, çok da etik olmayacağından, gerçeği olduğu gibi anlatmaya karar verdim.

Daha, tam “Ben bu olayı biliyordum, işte bu da fotoğrafı. Ben haber atlamış sayılmam” dedim ki Fatih Çekirge, kaba etine çuvaldız batırılmış bir canavar edasıyla haykırarak yerinden fırladı.

..Ve “Tamam, kovuldun. Çık dışarı!” dedi.

ÖZEL HABER

Bizim zamanımızda haber müdürleri, adamı bir özel haber için hiç gözünün yaşına bakmadan işten kovarlardı. O gün ben de kovulmuştum hem de tam evlilik arifesinde işsiz kalmıştım. Açıkçası kovulmak zoruma gitmişti. Siyasi Şube Müdürü Burhan Tansu’ya verdiğim söz nedeniyle işsiz kalmıştım.

Hemen Siyasi Şube Müdürü Burhan Tansu’yu aradım ve sayesinde issiz kaldığımı söyledim. Soğuk bir sesle geçmiş olsun dedi. İşte o an, başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Ben, bir özür diler derken; o kuru bir geçmiş olsun deyip, telefonu kapatmıştı.

Tam, artık masamı toplamaya karar vermiştim ki Siyasi Şube Müdürü Burhan Tansu aradı ve gazeteye geleceklerini söyledi. Ben telefonu kapattıktan beş dakika sonra, önce temsilci Fatih Çekirge, ardından da Siyasi Şube Müdürü koşar adım içeri girdiler. 10 dakika, 20 dakika, yarım saat, 1 saat ses yok… Ulan, içeride ne oluyor, meraktan öleceğim. Çaycı bile bir şey bilmiyor. Neyse, bürodan 10 dakika sonra haber gönderip, beni çağırdılar.

Baktım, Fatih Çekirge’nin suratı gülüyor. Sabahki sinirinden eser kalmamış. İçime biraz olsun su serpildi ama işe geri alıp almadığını bilemediğim için, içim içimi yiyor.

Fatih Çekirge, tam uzun uzun bana haber atlamanın ne kadar acı bir şey olacağını anlatmaya başlayacaktı ki Burhan Bey söze girdi ve benim yeniden işe alınmam için beş özel haber karşılığı anlaştıklarını söyledi.

Evet, yanlış okumadınız. Tam beş özel haber karşılığı atılmaktan kurtulmuştum.

O gün, bugündür özel haber konusunda kimseye söz vermem. Söz vermediğim için de haber elime geçer geçmez yazarım.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

YSK Başkanı açıklamış… Tam 36 Parti 14 Mayıs 2023 seçimlerine girmeye hak kazanmış. Cumhurbaşkanlığı için ittifaklar oluşacak partiler anlaştıkları adayları destekleyecekler ama milletvekili seçimlerinde ayrı ayrı yarışacaklar. 


ETİKET :  


Tüm ERDAL GÜVEN Yazıları

Siyasetler üstü…

Yeniden milli mücadele…

Kuvâ-yi Milliye ruhu yeniden

Milli irade tecelli oldu

Son tango

Güneş Motel gururla sunar

Özdağ nereye koşuyor?

CHP’li olmanın dayanılmaz hafifliği

İmamoğlu top çeviriyor

Referandum yalanı

Yaparsa reis yapar…

Tek suçlu seçmen!

Bakanlar için yemin formülü

Ülkücü hareket engellenemez

Şehit anneleri

İnce ince kumpas

Üst akıl belli oldu

Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı

Taş atanın suçu yok mu?

Provokatörler sahnede!

Ekonomiyi kim yönetecek?

Bu nasıl ittifak?

Türkçülük üzerine…

Depremi unutmayalım…

Çakarlı araç terörü

Mahalle baskısı

Biri bizi gözetliyor…

Yerli malı Türk’ün malı

Seçim anketleri el yakıyor

Bu nasıl bir trafik!

“Ben Aleviyim” demek

Ben Aleviyim ne demek?

Araba sevdası

Seçimlere meraklı Japon

64 milyon seçmen oy kullanacak

Adı Mahsune

EKMEDEN BİÇME MUHARREM İNCE

Milli silah sanayi şahlanışı

Adaylar değil listeler yarışacak

Racon kesmek

15 Mayıs sabahı

ABD Başkanı Donald Trump’ın uçkur davası

Sınıf başkanı seçmiyoruz

Cumhurbaşkanı adayı IBAN paylaşırsa…

Ah CHP… Vah CHP…

Kıbrıs Türk’ün ana vatanıdır

Büyük Britanya’da neler oluyor?

Netenyahu neden ‘pes’ dedi?

İsrail’de ne oluyor?

Dezenformasyon

Meral Hanım ne yapacak?

Hoş geldin ya Ramazan!

Cem Uzan tarih mi oldu?

Asker sahaya inmedi!

Bor bor olalı böyle tesis görmedi

Şiddete hayır…

Deprem bölgesinde bakan olmak…

Deprem yaraları sarılırken

Yıllanmış yasaklar

Gazetecilik zor zanaat vesselam

Kentsel dönüşüm şart

Deprem yaralarını sarmaya çalışırken…

Aday adayı adayları

KİM KİMİ ADAY GÖSTERİYOR?

ADAYI BEKLERKEN…

KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI ÇIKMAK CİNAYETTİR

Seçim tarihinde değişiklik yok

PÜRÜZ ÇÖZME TOPLANTISI

KIZILAY SATTI AHBAP ALDI

Murat Kurum aralıksız deprem bölgesinde

Türk siyasetinde üslup problemi

Fenomenden gazeteci olmaz

Hepimiz yer bilimciyiz…

Deprem sonrası

Eşref Bitlis'in ardından

Depremde gazetecilik...

Atatürk ve bozkurt

Biri bizi gözetliyor!

Neredesin, nerede?

Provokatörler sahnede

Devlet Millet el ele

Milli Birlik Zamanı

Asrın felaketi

Geçmiş Olsun Türkiye!

Kısa tanıtım (teaser)

Psikolojik harp

Hani nerede aday?

YENİDEN MERHABA