Racon kesmek

Mesleğe Ankara’da gece muhabiri olarak başladım. Benim gece muhabirliği yaptığım yıllarda öyle Ankara’da gece hayat devam etmezdi. En geç 23.00 dedi mi saat; tüm aile ziyaretleri biter, herkes evine giderdi. O da zaten tek tük olurdu. Ondan sonra sokaklar bize kalırdı. Gazeteciler, polisler ve kriminal yaşayanlar. Kriminal kavramının içine her şey girer. Hırsız, uğursuz, bar pavyon müdavimleri, oralarda çalışanlar vs. Yani sokaklar mafyatik olurdu. Bu nedenle gece alemini çok iyi tanırım. Mafyayı bilirim. Mafya - devlet - gazeteci ilişkilerine çok yakından tanık olmuş biriyim. Şimdi bu kadar geniş bir girizgahı neden yaptığımı merak etmişsinizdir. Hemen anlatayım! Bugünkü konumuz: “Racon kesmek.”

Gelin önce “Racon Kesmek” ne demek ona bakalım:
Aslında tanım olarak iki farklı anlama gelir. İlk anlamı, yerleşik kurallara aykırı davranmak ve düzeni bozmak. Birilerinin gözüne girmek için gösteriş yapmaya ya da etrafındaki insanlara meydan okumaya da racon kesmek denir. 
İYİ Parti Lideri Meral Akşener de Meclis’te racon kesmeye çalıştı. Gerçi çok kötü bir denemeydi ama olsun... Gelin şimdi mafya aleminde Akşener’in yaptığı ne anlama gelir ona bakalım. Bir kere konuşurken masaya kurşun (veya boş kovan) bırakmak açıkça bir tehdit gösterisidir. Hele hele bunu ortamda bulunanlara bir şeyler sorup, onların ‘evet’ cevabından sonra masaya koymak; sözünü yerine getirmeyenin vurulacağı anlamına gelir. Yani Akşener büyük bir hezeyanla meclis grup kürsüsünden, milletvekillerinden her söz istemesinin ardından kürsüye kurşun koyması; açıkça milletvekillerine bir tehdittir. Demokrasinin tecelli etmesi gereken yüce meclisin çatısı altında bu kurşun şov tam mafyatik bir davranıştır.
Hele hele yere kurşun savurmak çok daha derin anlamlar içermektedir. Avucundaki kurşunları yere savurma aslında intikam tohumları ekme anlamına gelir. Ve özellikle bir mafya cinayetinden sonra intikam yemini edilir ve mafya grubunun lideri tabancasının şarjörünü avucuna boşaltır. Ve avucundaki kurşunları toprağa yayar. Bu intikamını gömdüğünü ve daha da güçlenerek yeşilleneceğini anlatır.
Şimdi bu bilgiler ışığında Meral Akşener’in son grup toplantısını bir daha izleyin. Yorumu size bırakıyorum…
Kendisini Asena olarak tanımlayan bir lidere bu ucuz mafya raconlarını hiç yakıştıramadım. Bilmeden, sadece şov olsun diye yaptıysa yazık koskoca genel başkan gaza gelmiş derim. Yok bilerek mafya rolü oynuyorsa racona uysun. Tamam toprağa kurşun ektin ve kinini büyütüyorsun... Peki, düşmanın kim onu da açıklayın da bir zahmet bilelim… 

ÜLKÜ OCAKLARI İLİM İRFAN YUVASIDIR

Ben çok yıllar önce 14-15 yaşlarında kapı komşumuz Zaim abi ile beraber İlk kez Ülkü Ocakları’nın kapısından girdiğimde yıl 1978’di… O yıllarda Ülkücü Gençlik Derneği de kurulmuş ve Ülkü Ocakları kapatılınca. Ülkücü Hareket, Ülkücü Gençlik Derneği çatısı altında toparlanmıştı. Çok iyi hatırlıyorum; sanki dün gibi Ülkücü Gençlik Derneği’nin 18 Mart 1979’da Ankara’da düzenlenen 3. Büyük Kurultayı’na katılan Başbuğ Alparslan Türkeş, bir konuşma yaparak Ülkücü gençliği “Türk milletinin yaşama iradesi” olarak tarif etmişti. O yıllarda Ülkü Ocakları’nın düzenlediği konferans, seminer, panel ve sohbetlerle gençler milli şuur sahibi olarak, vatanını ve milletini yıkıcı fikirlere karşı korumak için mücadele veriyordu.
İnanın bugün de Ülkü Ocakları aynı milli ruh ile gençlere milliyetçilik şuurunu kazandırmaya çalışıyor.
Ülkücü gençliğin doğal lideri Devlet Bahçeli, Ülkü Ocakları Derneği’nin iftar yemeğinde Ülkücü gençliği bir kez daha tanımladı.
Ülkücü gençliğin yerinin sokaklar olmadığının altını çizen Devlet Bahçeli, iftara katılan ülkücü gençlere “Sizin yeriniz kütüphaneler, laboratuvarlar, dost ve arkadaş ortamlarıdır."
Bahçeli ayrıca “Türk milletinin birliğini bozmak için provokasyonlar alabildiğince sahnelemekte ve değişik vatan köşelerinde gerilim ortamı canlı tutulmaya çalışılmaktadır. Sizlerden beklentim kavgalardan ve sonu olmayan tartışmalardan mutlaka uzak durmanızdır. Kışkırtma ve tahriklere asla kapılmayınız. İstenen kardeş kavgasıdır ve bu oyuna gelmeyiniz” diyerek Ülkücü gençleri uyardı.
Yani kendisini Asena olarak gören Meral Akşener gibi kin tohumları yaymadı ortalığa. Gerçek ülkücüler fikir, sanat, kültür, tarih milliyetçiliği yapar. Gerektiğinde vatan için, bayrak için, Kuran için, namus için savaşır, can alır can verir ama asla böyle kötü provokasyonlara gelmez. 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Partilerin kesin aday listelerini YSK’ya teslim süresi dün akşam 17.00’da bitti. Adaylar kesinleşti. Ancak partilerin kendi listerine itiraz edip düzeltme yapabilecekleri 4 günleri daha var.