Geri

Şiddete hayır…

00:05:57 | 2023-03-17
ERDAL GÜVEN
ERDAL GÜVEN     

Son günlerde yaşanan bir tartışmaya hiç lafı eğip bükmeden kitabın tam orta yerinden balıklama dalayım dedim. Cumhur ittifakı Yeniden Refah Partisi ile görüşünce 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Türkiye’nin gündemine oturdu. Bilen bilmeyen herkes yorum yapmaya başladı.

Sosyal medya kadın hakları savunucularının feryat figan yakınmalarından geçilmiyor.

Ancak merak ediyorum acaba kaç kişi bir zahmet ilgili kanun maddesini açıp okudu. Asla kadına ya da erkeğe veya çocuğa ya da herhangi bir canlıya veya cansız varlıklara; şiddetin her türlüsüne karşı olan bir kişi olarak yazıyorum.

Bu yasa aileyi ve ailedeki kadın, erkek, çocuk; tüm bireyleri korumaya yönelik bir kanun. Ancak ülkemizde fiziksel üstünlüklerine güvenip kadınlara şiddet uygulayan manyak erkek çok olduğu için  kanun yapıcı konunun hassasiyetine binaen “kadına şiddetin önlenmesi” ibaresinin altını çizebilmek için başlığa taşımış aslında kanunun 4 ana başlığı da eşitlik üzerine kurulmuş.

Şimdi gelin hep beraber kanunu inceleyelim. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 8 Mart 2012'de kabul edilen kanun 20 Mart 2012'de T.C. Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş. Yani bu kanun Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde de AK Parti tarafından çıkartılmış. Bakın kanunun amacı resmi gazetede nasıl açıklanıyor: “Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi
bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”

Yani neymiş bu kanun şiddete maruz kalan tüm aile bireyleri için çıkartılmış. 
Devam edelim resmi gazeteden okumaya; diyor ki kanun yapıcı:
 “Bu kanunun uygulanmasında ve gereken hizmetlerin sunulmasında aşağıdaki temel ilkelere uyulur:


a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası
sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.


b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenir.


c) Şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilir.


ç) Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.”

Şimdi benim anlamadığım ailenin tüm bireylerini şiddete karşı koruyan bu kanun neden sadece kadınlara atfediliyor. Ben, kadın hakları savunucuları bu kanunu niçin savunuyorlar demiyorum. Aile içinde olası bir kadın şiddetine karşı kocayı ve çocukları koruyan aile bütünlüğüne önem veren bu kanuna erkeklerin neden karşı olmaları. Veya savunma gereği duymamaları.

Muhalefetin yapmaya çalıştığı dezenformasyonu anlıyorum da... İktidar niye kendi çıkarttığı yasayı hakkıyla kamuoyuna anlatamıyor onu anlamıyorum…

 

GEÇMİŞ OLSUN URFA

Allah beterinden saklasın! Önce asrın felaketi deprem... Daha depremin yaraları sarılmadan üzerine bir de sel. Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya’da sel 14 can aldı.  Afeti önlemek mümkün değil. Bölgenin coğrafi olarak riskleri büyük. Bir de üzerine küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin etkilerini koyduğumuzda risk faktörünün daha da büyüdüğünü görüyoruz. Şanlıurfa’ya  bir günde 460 kilogram yağmur düşmüş. Bu rakam yıllık ortalamanın tam 2 katı. Yani neredeyse bir iki kere daha bu kadar şiddetli yağmur yağsa, Şanlıurfa’ya bir yılda yağması gereken yağmur üç - dört günde yağacak. Tabi altyapısı yetersiz olan illerimizde büyük tahribat oldu. Devlet tüm imkanlarıyla bu kez de yağmur felaketinin oluşturduğu yaraları sarmaya çalışıyor ama bundan sonra iş yerel yönetimlere düşüyor. Altyapı, kentsel dönüşüm ve sel bölgelerinin boşaltılması çalışmalarının ivedilikle bitirilmesi gerekiyor.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Bilim insanlarına göre zeki insanlar; yani IQ’su yüksek olanlar daha çok rüya görüyormuş. Ben IQ testi yaptırmadım ama acayip çok rüya görüyorum.


ETİKET :  


Tüm ERDAL GÜVEN Yazıları

Siyasetler üstü…

Yeniden milli mücadele…

Kuvâ-yi Milliye ruhu yeniden

Milli irade tecelli oldu

Son tango

Güneş Motel gururla sunar

Özdağ nereye koşuyor?

CHP’li olmanın dayanılmaz hafifliği

İmamoğlu top çeviriyor

Referandum yalanı

Yaparsa reis yapar…

Tek suçlu seçmen!

Bakanlar için yemin formülü

Ülkücü hareket engellenemez

Şehit anneleri

İnce ince kumpas

Üst akıl belli oldu

Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı

Taş atanın suçu yok mu?

Provokatörler sahnede!

Ekonomiyi kim yönetecek?

Bu nasıl ittifak?

Türkçülük üzerine…

Depremi unutmayalım…

Çakarlı araç terörü

Mahalle baskısı

Biri bizi gözetliyor…

Yerli malı Türk’ün malı

Seçim anketleri el yakıyor

Bu nasıl bir trafik!

“Ben Aleviyim” demek

Ben Aleviyim ne demek?

Araba sevdası

Seçimlere meraklı Japon

64 milyon seçmen oy kullanacak

Adı Mahsune

EKMEDEN BİÇME MUHARREM İNCE

Milli silah sanayi şahlanışı

Adaylar değil listeler yarışacak

Racon kesmek

15 Mayıs sabahı

ABD Başkanı Donald Trump’ın uçkur davası

Sınıf başkanı seçmiyoruz

Cumhurbaşkanı adayı IBAN paylaşırsa…

Ah CHP… Vah CHP…

Kıbrıs Türk’ün ana vatanıdır

Büyük Britanya’da neler oluyor?

Netenyahu neden ‘pes’ dedi?

İsrail’de ne oluyor?

Dezenformasyon

Meral Hanım ne yapacak?

Hoş geldin ya Ramazan!

Cem Uzan tarih mi oldu?

Asker sahaya inmedi!

Bor bor olalı böyle tesis görmedi

Şiddete hayır…

Deprem bölgesinde bakan olmak…

Deprem yaraları sarılırken

Yıllanmış yasaklar

Gazetecilik zor zanaat vesselam

Kentsel dönüşüm şart

Deprem yaralarını sarmaya çalışırken…

Aday adayı adayları

KİM KİMİ ADAY GÖSTERİYOR?

ADAYI BEKLERKEN…

KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI ÇIKMAK CİNAYETTİR

Seçim tarihinde değişiklik yok

PÜRÜZ ÇÖZME TOPLANTISI

KIZILAY SATTI AHBAP ALDI

Murat Kurum aralıksız deprem bölgesinde

Türk siyasetinde üslup problemi

Fenomenden gazeteci olmaz

Hepimiz yer bilimciyiz…

Deprem sonrası

Eşref Bitlis'in ardından

Depremde gazetecilik...

Atatürk ve bozkurt

Biri bizi gözetliyor!

Neredesin, nerede?

Provokatörler sahnede

Devlet Millet el ele

Milli Birlik Zamanı

Asrın felaketi

Geçmiş Olsun Türkiye!

Kısa tanıtım (teaser)

Psikolojik harp

Hani nerede aday?

YENİDEN MERHABA