Psikolojik harp

Psikolojik harp terimi ikinci dünya savaşı sonrası gündemimize girdi. Amerikalıların soğuk savaş döneminde uyguladıkları “toplumları psikolojik etkenlerle yönetme eylemi” olarak da tanımlayabileceğimiz kavram; günümüzde ise algı yönetimi olarak adlandırılıyor.

Şimdi diyeceksiniz durup dururken bu ‘psikolojik harp’ konusunu neden açtın.

Bir kere durup dururken değil. Seçimler yaklaştıkça batılı şer odakları seçimleri manipüle edebilmek için her türlü oyunu oynayacaklardır.

İşte bunlardan biri de ‘Türkiye güvensiz bir ülke’ imajı verebilmek için bazı batılı ülkelerin İstanbul’daki konsolosluk binalarını geçici olarak kapamaları. Güya terör saldırısı tehdidi varmış. Bence tam bir algı operasyonu.

Zaten İçişleri bakanı Süleyman Soylu da bunun bir algı operasyonu olduğunun altını çizerek Hollanda, İngiltere, Almanya ve Fransa'ya tepki göstermiş.

İçişleri Bakanı Soylu, konsoloslukların kapatılmasına ilişkin, "Türkiye'ye karşı psikolojik harp yürütülmektedir. Çok net ve açıktır her şey. İstikrarlı bir Türkiye olmasın da ne olursa olsun anlayışıyla hareket edilmektedir" ifadelerini kullanmış.

Bence de Bakan Soylu tepkisinde sonuna kadar haklı…

SEÇİM ‘SATH-I MAİLİ’

Şunun şurasında beklenen seçime 101 gün kaldı. Her ne kadar resmen seçim kararı alınmasa da ülke Seçim ‘Sath-ı Maili’ne girmiş durumda… Daha seçim kararını Meclis mi alacak, yoksa Cumhurbaşkanımız kendi mi alacak belli değil ama 14 Mayıs 2023’te sandık milletin huzuruna konulacak.

Gerçi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından erken seçime gitme şartları da oldukça zorlaştı…

Parlamentonun erken seçim alma kararı biraz zor gözüküyor.

Çünkü yeni sistemde erken seçim kararı almak için yeter oy sayısı yükseldi. Meclis’in erken seçim kararı alabilmesi için salt çoğunluk yerine, beşte üç çoğunluk gerekiyor. Son durumda 600 sandalyeli parlamentoda 580 sandalye dolu. Yani sözün kısası erken seçim yapmak isteyen parti genel başkanının 348 milletvekilini bulması gerekiyor.

Ancak ne yazık ki mevcut parlamento aritmetiği hiçbir genel başkana bu imkânı vermiyor. AK Parti’nin 286, MHP’nin ise 48 milletvekili ile Cumhur İttifakı ancak 334 milletvekiline ulaşıyorlar. Yani Cumhur İttifakı’nın erken seçim kararı aldırabilmesi için 26 milletvekilinin desteğine daha ihtiyacı var. Yeni sistemde cumhurbaşkanı da erken seçim kararı alma hakkına sahip.

Seçimlerde 6’lı masa beklenilen performansı gösteremediği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilme olasılığı oldukça yüksek. Nedense muhalefet cephesinin ortak aday üzerinde uzlaşma şansını oldukça düşük görüyorum. Bu da her partinin birinci turda kendi adayı ile yarışması olasılığını arttırıyor. Çoklu adaylı bir seçimde Erdoğan seçimleri açık ara kazanır.

Muhalefet Cumhurbaşkanlığı yarışından kopmuş durumda, hepsi parlamentoda koltuk sayısını artırıp Cumhurbaşkanını etkisiz kılmaya çalışıyor. Yani açıkçası güçlü iktidar olamayacaklarını anladıklarından olsa gerek güçlü muhalefet olmaya çalışıyorlar.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin değil artık dünyanın en tecrübeli siyasetçilerinin arasında olduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar. Sayın Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı olduğunda yeni ittifaklarla meclis aritmetiğini kendi lehine çevirebilecek kadar tecrübeli bir siyasetçi.

Anlaşılan o ki önümüzdeki 101 gün çok hareketli geçeceğe benziyor. Şubat sonu seçim kararını alması bekleniyor. Bu durumda parlamento Şubat sonuna kadar yoğun çalışıp seçim döneminin beklenen yasalarını çıkartması gerekiyor.

CANLI YAYIN ŞOVMENLERİ

Hangi haber kanalını açsam aynı tipler, yok aslında hiçbirinin bir diğerinden farkı. Ama izleyici de karşılık buldukları için kanal kanal geziyorlar. Bazen 2 kanal da aynı anda bile olanlara rastladım. Sevgili dostum Erol Erdoğan, dün Twitter hesabında çok güzel bir paylaşımda bulunmuş. “Nerede ikamet ediyorsunuz? Canlı yayında.” Evet, sonunda bunu da gördük! ‘Canlı yayında yaşamak’ diye bir kavram girdi hayatımıza.