Konut için musluk açılmalı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayına ilişkin konut satış rakamlarını açıkladı. Sektörde gözle görünür yavaşlama, rakamlarla daha da netleşmiş oldu.
Ülke genelindeki gibi Bursa’da da konut sektörünün tıkandığı görüldü. TÜİK’in ilgili verilerine göre yılın 11’inci ayında Bursa’da 3 bin 449 konut alıcı buldu. Geçen yılın aynı ayında bu sayı 4 bin 304 idi.
Krediye erişimin sınırlı ve faizlerin psikolojik eşiğin çok üstünde bulunması ipotekli konut satışını doğrudan olumsuz etkiledi. Buna göre Bursa’da kasımda 258 konut ipotekli olarak satıldı. Geçen yılın aynı ayında bu rakam, 710’du.
Sıfır konut satışında da gözle görülür bir daralma olduğunu söylemek mümkün. Kasım 2022’de bin 325 sıfır konutun tapu işlemine konu olduğu Bursa’da, bu yıl aynı dönemde bin 49 sıfır konut satılabildi.
Bursa’da yerli alıcı gibi yabancı alıcının da konuta ilgisi zayıfladı. Önceki yıllarda yabancıya satışın en yoğun olduğu illerden biri olan Bursa’da kasımda yalnızca 38 konut yabancıya satılabildi. Bu rakam geçen yılın aynı ayında 157 idi. 11 aylık toplam ise bu yıl 902, geçen yıl ise bin 837 olarak kayda geçti. Bu rakamlarla yabancıların Bursa’da konut alım iştahının azaldığı görüldü.
***
Konut kredi faizlerinin yüzde 1’lik psikolojik eşiğin çok üstünde olması, ipotekli talebi düşürdü ve konut satışını dar bir alana sıkıştırdı.
Mevduat faizlerinin yükselişi, yatırımcıyı güvenli liman olarak tanımlanan konut yatırımından uzaklaştırdı.
Yüksek kira maliyetleri nedeniyle acil konut ihtiyacını karşılama imkânı olanların takas, kısa vadeli borçlanma ile alıma yöneldiği görüldü.
Konut imalatında maliyetler artarken satış fiyatlarının düşük talebinde etkisiyle sınırlı kaldığı söyleniyor.
Özellikle yılbaşından itibaren oluşacak yeni ekonomik tabloda ve ilk evini alacaklara sağlanacak kredi imkânı ile birlikte sıfır konutlarda fiyat artışı bekleniyor.
Uzmanlar, enflasyon karşısında elindeki finansal imkânı, faizde tutanların piyasadaki hareketlenme anında kayıpta olacağını ve bugün halen en karlı yatırım aracının konut olduğunu savunuyor.
***
Satışların yanında kentsel dönüşümün deprem tehdidi altındaki kentler açısından iyileştirici bir rolü olsa da kira ve satış fiyatları açısından bozucu bir rolü olduğu da biliniyor.
Deprem kuşağındaki kentlerde yapı stokunun taşıdığı riskler düşünüldüğünde elbette ki dönüşüm, olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak görülüyor.
Fakat dönüşüme başlayan bölgelerde artan talep kiraların fahiş düzeylere çıkmasına neden oluyor.
Özellikle dönüşümde devletin veya müteahhidin sunduğu kira desteğinin piyasayı bozucu nitelikte olmaması büyük önem taşıyor.
Deprem tehlikesiyle konutu yenilenen vatandaşın üstüne düşen mali sorumlulukları yerine getirmesinden taviz verilmemesi, sosyal adalet bağlamında önem arz ediyor.
Geçmişte rantsal bölüşüm niteliğinde eski konutunu üstüne para alarak yenileten ve sonunda kendisi de yıllardır oturduğu evinde ‘aidatlar’ sebebiyle oturamaz hale gelen vatandaşları çok gördük.
Bu çerçevede de dönüşümün vatandaşı yerinden etmeyecek nitelikte olması gerekiyor.
***
14 Mayıs seçimleri sonrası gündeme gelen ve muhtemelen ocak başında çıkması beklenen ilk evini alacaklara kredi olağanı hem sektör hem de konut alacaklar tarafından dört gözle bekleniyor.
Söz konusu kredinin yüzde 1,20’lik bir oranla çıkacağı öngörülüyor. Mevcut faiz düzeyinde bu seviyenin iyi olduğu düşünülse de yüzde 1’in altı olan psikolojik eşiğin üstünde olduğu görülmeli ve mümkünse 0,99 seviyesi sağlanmalı.
Bunun yanında konutlardaki rayiç ile satış arasındaki fiyat farkı makasının daraltılması hem vatandaş hem de devlet açısından zaruri iyileştirmedir.
Verilecek kredi rayiç üzerinden hesaplandığı için vatandaş ihtiyaç duyduğu krediyi alamıyor. Kamu açısından ise bir kayıtdışılık söz konusu oluyor.
Piyasaya çeki düzen vermek yalnızca fiyatları baskılamakla değil sistemi kayıp kaçağa müsaade etmeyecek düzeyde mantıklı kılmaktan geçiyor.
Saygıyla…
ETİKET :