Basmakalıp
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen Salı duyurdu.
iktidaricindegisim.org adlı site yayına girdi.
Ne yazık ki sitede basmakalıp ifadelerin ötesine geçilemedi…
Seçim süreci boyunca muhalif siyasi aktörlerin her meydanda dile getirdiği ve kitleyi ikna etmediği 14 ve 28 Mayıs’ta görülen sözlerle adeta boşluk dolduruldu…
Kendince değişim heyecanı, ‘muhalif ezbere’ yenildi…
Tüm klişelerin ‘olmazsa olmaz’ mantığı ile yer bulduğu metin, cevap bekleyen topluma sorular soruyor.
Hadi bunu toplumla iletişim için bir şans olarak görebiliriz ancak yanlış sorularla doğru cevaplara ulaşmak mümkün mü?
Açıklamada “Nasıl bir Türkiye, nasıl bir CHP, nasıl bir siyaset, nasıl bir muhalefet?” sorularına cevap bulmak adına kamuoyuna açık davet yapılıyor.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası ortada iken bu sorulara nasıl bir cevap aranıyor?
Nasıl bir Türkiye sorusuna ‘tam bağımsız Türkiye’ cevabını bulmak çok da zor değil!
Ayrıca anayasamız ‘nasıl bir Türkiye?’ sorusuna net cevaplar veriyor.
Daha ilk soruda tekdüzeliği anlaşılan bu mantıktan gelecek değişimin sonuçları ne olur?
Bu, değişime büyülü bir gecelik giydirip koyundan koyuna gezdirme kampanyasından öte nedir?
Anlaşılan İmamoğlu’nun danışmanlığını yapan Necati Özkan, hâlâ 31 Mart rüyaları görüyor.
***
Sayın İmamoğlu adına sevindirici olan neyse ki Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da retorikte sıradanlığın ötesine geçemiyor…
Son grup toplantısında Kılıçdaroğlu’nun değişim meselesine bakışı ilginçti:
“Bir kere bizler 25 milyon insanla birlikte, çıkarsız, parasız sadece ama sadece hakkın yanında olmak için bir araya gelen bir koalisyon kurduysak, başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir.”
Bu noktaya iki soru sıkıştıralım…
Gerçekten çıkarsız ve parasız mı bir araya gelindi? Eğer öyleyse 40 milletvekili neden verildi?
Kılıçdaroğlu devam ediyor:
“Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20’lerden yüzde 48’lere ulaşan kitlelerdir. Değişen şeyler asla görüşülemez denen cenahlarla görüşmek, ittifak yapmaktır.”
Kılıçdaroğlu’nun bu sözü ne anlama geliyor? Asla görüşülemez denen cenahlar kimlerdir? Saadetliler mi? İyililer mi? Gelecekli veya Devalılar mı? Ya da Kılıçdaroğlu, HDP ile yapılan ittifakı mı itiraf ediyor?
Üstelik CHP yüzde 25’lerde kalmışken kendi yüzde 48’ini, bir parti başarısı göstermek mantıklı mı?
Kim yazıyor bu vasat metinleri?
Belli ki CHP’de isimler değişse de hiçbir şey değişmeyecek…
Galiba değişimi gerçekleştirmekten önce CHP tüm tarafların değişimi anlamaya ihtiyacı var.
***
Deva ne olacak?
Saadet ve Gelecek anlaştı. Meclis’te 6’ncı grup kurulacak. Gelecekli bir isim Grup Başkanı olacak. Herhalde o görevi Selim Temurci üstlenecek…
Peki, Deva ne olacak?
Üç parti ortak grup kurma görüşmelerine başladığında da yazmıştım.
Deva için bu iki partiden daha iyi bir alternatif varsa o da yeşil ve sol olsa gerek…
Sayın Ali Babacan’ın seçim süreci boyunca toplumun sinir uçlarıyla oynayan açıklamalarını hatırlayınca ve CHP’den Deva kontenjanıyla seçilen vekil profiline baktığınızda bana hak vereceksiniz…
Kılıçdaroğlu’nun ‘asla görüşülemez denen cenahlar’la görüşmeyi değişim saydığı siyasi iklimde Babacan’ın da bu cesareti göze alacağını öngörmek zor değil.
Ancak Deva için Meclis’te grup kurmaktan çok taşrada kadrosunu korumak gibi bir derdi var görünüyor.
Deva Partisi Bursa İl Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Sadık Kutlucan, geçen günlerde sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşımda bulundu:
“Eğer bir özeleştiri yapmak gerekirse Prof. İhsan Günaydın istifa dilekçesinde gerekenleri yazmış. Partinin kuruluştaki fabrika ayarlarına dönmesi lazım, Nihat Ergün gibilerine ihtiyaç var. Teşkilatlara kulağını tıkayan bir Genel Merkez olmamalı. Güven için doğruyu söyleyeceksin deyip, tek başına Deva logosu ile seçime gireceğiz deyip CHP’nin yancısı olmak, kendi tabanının refleksini bilememek. AK Parti’nin devamı değiliz deyip çoğunlukla eski AK Partili milletvekillerinden MV listesi oluşturmak. Partinin MYK’sının en az yüzde 50’si değişmesi gerekir.”
Kutlucan’ın bu ifadeleri, münferit mi? Hayır.
Özellikle son dönemde farklı şehirlerden sosyal medyaya yansıyan istifa beyanlarında da benzer ifadelere rastlıyoruz.
Öte yandan milletvekili adaylığı için il başkanlığı görevinden istifa eden ve tekrar aynı göreve dönmeyen Serkan Özgöz’ün sosyal medyada yayınladığı açıklamalarındaki eleştirel bağlamı iyi anlamak gerekiyor.
Saygılarımla…
ETİKET :