Güngör çizgisi
Türk sosyolojisinin en güçlü surlarından biri de Prof. Dr. Erol Güngör’dür.
Güngör’ün ardında bıraktığı fikri miras, özellikle Türk Milliyetçilerinin en güçlü referans duraklarındandır. Güngör, yalnızca milliyetçiler için değil tüm fikir insanları için eşsiz bir cevherdir. Güngör’ü okumak kadar anlamak da bir imtiyazdır.
Dürüst olmak gerekirse ben, Güngör’ü Nevzat Kösoğlu ile tanıdım. (Tarihten Tefekküre)
Genç yaşta hayata gözlerini yummasına rağmen ardında çok sayıda eser bırakan Güngör’ün sözleri bugün bilhassa siyaset sahasında bulduğu yankı ile gündeme geliyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, hemen her konuşmasını Türk düşünce hayatının önde gelen isimlerinin veciz ifadeleri ile zenginleştirirken çok sıklıkla Güngör’e atıflarda bulunuyor.
Sayın Bahçeli, partisinin Salı günkü grup toplantısındaki konuşmasında yine Prof. Dr. Erol Güngör’ü anarak şu sözünü aktardı:
“Hakikatte milliyetçilik bir kültür hareketi olmak dolayısıyla ırkçılığı, halka dayalı bir siyasi hareket olarak da otoriter idare sistemlerini reddetmektedir.”
Dün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, genel başkan olarak katıldığı AK Parti grup toplantısında Prof. Dr. Erol Güngör’ü şu ifadelerle andı:
“Ülkemizin önemli bilim adamlarından merhum Prof. Dr. Erol Güngör, İsrail’in kuruluşundan beri izlediği hastalıklı politikayı ve ona destek verenleri, 1982 yılındaki bir yazısında şöyle tanımlıyor: 'Hasmının kanlı cesedi üzerine basarak insan hayatının değeri ve cinayetin kötülüğü hakkında nutuk çeken bir katil tarihte yoktur. Başkalarının kendisine zulüm yaptığını vehmederek aynı şeyi onlara yapmaya kalmak, en ağır akıl hastalığı arazlarından biridir.' Gerçekten de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, hem yapanlar hem onu destekleyenler açısından hem katilliğe hem akıl hastalığına delalet eden bir haldir.”
***
Bu noktada izninizle Güngör’ün enginliğinden bir alıntı da ben paylaşmak istiyorum.
Bir röportajda Güngör’e şöyle bir soru yöneltilir:
- Yirminci yüzyılda Türk ve Müslüman kalmak şartı ile kültür ve töre bakımından çağın medeni icaplarına uydurmak mümkün müdür, nasıl?
Güngör, şu yanıtı verir:
Bu sual yanlış sorulmuştur. Esasen Türk ve Müslüman olmak medeni olmakla eş manadadır. Ancak, çağın medeni icaplarından ne anlaşıldığının açıkça belirtilmesi gerekir. İlericilerin bize medeniyet diye gösterdikleri şeylere uymak için Türklük ve Müslümanlıktan değil, alelade insanlıktan da çıkmak gerekir; ama insanlara daha çok huzur ve refah verecek bir yaşama seviyesine ulaşabilmek için Türk ve Müslüman oluşumuz en büyük avantajımızı teşkil ediyor. (Töre/1972/Deniz Dağoğlu)
İşte 7 Ekim’den bu yana Gazze’de şahit olduğumuz acı tablo ve sözüm ona medeni toplumun tavrı bir kez daha Güngör’ü haklı çıkardı.
İçerdeki sözde ilericilerin, medeni hayranlığının ne denli büyük bir gaflete dönüştüğüne de şahit olmuyor muyuz? Elbette oluyoruz!
Hem içeriye hem dışarıya şirin görüneyim derdinde olanlar yok mu? Şüphesiz ki var…
Bakınız İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, son grup toplantısında bir yandan Netanyahu’ya ‘katil’ diyor öte yandan Hamas’ı terör odağı olarak ele alıp eleştirmekten bahsediyor.
Bu kıyas ne fiili ne de tarihsel gerçeklikle örtüşüyor. Gazze’nin hali bugün değil dünden beri ortadadır!
İsrail’in vahşiliğini Hamas’ın eylemlerine indirgeyenler, Bassem Youssef’un dediği gibi Batı Şeria’ya baksınlar! Orada Hamas yok! Ama İsrail zulmü var!
‘NATO’nun genişlemesine karşı değiliz’ diyen Akşener, “Amerika, yüzyılın en vahşi sivil katliamına düpedüz sponsor oluyor” diyor ve ekliyor: “…her fırsatta sözde insan hakları şampiyonluğuna soyunan bilindik ülkeler ise üç maymunu oynayıp, katil Netanyahu’nun günahlarına utanmadan ortak olmaya devam ediyorlar…”
Acaba neden ‘Batı ülkeleri’ değil de ‘bilindik ülkeler’ dedi?
Neyse kabul edelim ki bu ifadeler doğru! Ama bir yanlış var.
‘Kurmay zekâ’ temsiliyle her konuşmasında ‘devlet insanı’ (cinsiyetçi bulunduğu için devlet adamı denmiyor) vurgusu yapan Akşener, tarihten bugüne Filistin konusunda ABD’nin de içinde bulunduğu Batı ülkelerinin tutumunda ne zaman bir değişiklik gördünüz?
Bu konuda Türkiye’den gayrı net bir tavır ortaya koyan, ses çıkaran, itiraz eden, uluslararası topluma insani çağrılarda bulunan bir ülke var mı? Yok!
Biz, Türkler bu toprakları 400 yıl yönettik. Bugün zulmün aktörü olan Yahudiler, ortağı olan Hristiyanlar o günlerde huzur içindeydiler!
Bizler, Türk ve Müslüman olarak zulmün karşısında durup mazluma kol kanat germek dururken Kıymetli Prof. Dr. Erol Güngör’ün tanımıyla medeni olup insanlıktan mı çıkalım?
Türk Milliyetçisi görünüp Türk kimliği ve karakterini tahrip edecek düzeyde dar bir kalıba indirgemenin içinde bulunan Akşener, kendi paradokslar içindeyken Sayın Bahçeli’yi hedef alarak şöyle demiş:
“Türkiye'nin 100 yıllık diplomasi birikiminde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün şekillendirdiği temel bir ilke vardır; her şartta ülkemizin güvenliğini amaçlayan ve hiçbir milletin aleyhinde olmayan barış yanlısı bir duruş bizim daimi ilkemizdir. Bu ilkeyi korumak da devlet insanlarının asli görevidir.”
-Sayın Akşener’e sormak lazım İsrail yayılmacılığı Türkiye’nin güvenliği açısından bir tehdit değil midir?-
“İşte bu yüzden devlet insanı kafasına göre racon kesemez. Ancak bugün görüyorum ki bu ilkeden ve devlet insanlığında bir haber olanlar var maalesef. ‘Mehmetçik Gazze'ye' diye slogan atan şuursuz bir zihniyetin dolduruşuna gelenler var. Üstelik bu dolduruşu ‘milliyetçilik' diye pazarlayanlar da var.”
-Dolduruşu değil de hain ile iş birliğinin milliyetçilik sosuyla nasıl yedirmeye çalışıldığını bu ülke 14 Mayıs’a kadar ki süreçte gördü Sayın Akşener-
“Milliyetçilik bu değildir, milliyetçilik önce kendi vatanına kendi milletine kendi evladına sahip çıkmaktır. Başka anaların doğurduğu çocukların sırtından çağrılar yapıp, kabadayı pozları vererek milliyetçi olunmaz. Bu arkadaşlar Gazze'yi de bir vatan olarak görüyorlarsa ve vermiş oldukları 24 saatlik mühlet ile Netanyahu'yu durduramadıklarına göre; buyursunlar görevlerinden istifa edip Gazze'ye gitsinler.”
Akşener’in bu sözlerine en güzel cevabı MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman verdi: Mevsimlik Milliyetçi!
Saygılarımla…
ETİKET :