Türkiye’nin önünde Avrupa’nın gerisindeyiz
Bursa; ekonomisi ve nüfusuyla ülkemizin en büyük kentleri arasında yer alıyor.
Her geçen gün büyüyor. Her geçen gün gelişiyor.
Hiç kuşkusuz büyüme ve gelişme, bir takım sorunları da beraberinde getiriyor.
Sokakta kime sorsanız, akla gelen ilk sorun trafik olarak öne çıkıyor.
Neyse ki kentimizde trafik, İstanbul’da olduğu gibi katlanılmaz ve saatleri alır derecede büyük bir sorun seviyesinde değil.
Evet, şuan bir sorun ama henüz çözüme imkân tanıyan bir noktada bulunuyor. Daha önceki yazılarımda da irdelemiştim.
Bu sorunu tek bir kurum veya kuruluşa ihale etmeden topyekûn bir katılımla aşabiliriz, aşmalıyız. Yoksa gelecekte bugünkünden daha yoğun seviyeye ulaşacağını öngörmek zor değil.
Zira trafiğe katılan araç sayımız her geçen gün artıyor. Bakın bugün itibarıyla 3 milyon 150 bin nüfuslu şehrimizde toplam 1 milyon 42 bin araç bulunuyor. (TÜİK/Ekim2022 verisi)
Bu araçların dağılımı şöyle:
584 bin 54 adet otomobil, 15 bin 820 adet minibüs, 7 bin 822 adet otobüs, 192 bin 814 adet kamyonet, 30 bin 697 adet kamyon, 135 bin 108 adet motosiklet, 3 bin 93 adet özel amaçlı araç ve 71 bin 968 adet traktör.
Bu sayılar, aydan aya artıyor.
Mesela geçen yıl aynı dönemde şehrimizdeki toplam araç sayısı 993 bin 689 adetti. Şimdi milyonu aştı.
Trafiğe kayıtlı araç sayısı artışı, ülke refahı açısından sevindirici ve pozitif bir gelişme olarak görülmeli. Ancak ne yazık ki biz de trafik sorunuyla örtüştürülerek bazılarınca negatif yorumlara konu olabiliyor.
Oysa bizim, trafikteki araç sayısında kat edecek daha çok mesafemiz var.
Nasıl mı?
Örneğin, Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) 2020 yılına ilişkin verilerine göre Avrupa’da bin kişiye ortalama 560 ‘otomobil’ düşüyordu.
Ülkemizde ise aynı yılda bin kişiye 157 otomobil düşüyordu.
Bakın burada nereden nereye geldiğimizi hatırlatmak için bir rakam daha vereyim; 2002’de ülkemizde bin kişiye sadece 69 otomobil düşüyordu.
Bugün ise Avrupa’da bin kişiye ortalama 600’e yakın otomobil düşüyor. Türkiye’de ise bin kişiye 167 otomobil düşüyor.
Bursa, bin kişiye düşen otomobil sayısında birçok göstergede olduğu gibi Türkiye ortalamasından iyi bir seviyede bulunuyor.
Kentimizde bugün itibarıyla bin kişiye 185 otomobil düşüyor.
Bu rakamlardan hareketle ifade edebiliriz ki ekonomik refah adına otomobil sayısı artmaya devam edecektir. Etmelidir.
Öyleyse bizim trafik konusunu çok aktörlü ve faktörlü olarak ele almamız gerekiyor.
Avrupa’da bin kişiye 600’e yakın araç düşerken trafik neden bizdeki kadar büyük bir sorun olarak kamuoyuna yansımıyor?
Kuşkusuz orada ulaşım ağlarının uzunluğu ve çeşitliliği de trafiğin bir soruna dönüşmesine fırsat tanımıyor.
İşin açığı Avrupa kentlerini çıplak gözle izleme ve gözlemleme fırsatım olmadı. Bu konudaki kanaatimi duyumlar, ikinci ve üçüncü kaynaktan edindiğim bilgiler oluşturuyor.
Her ne kadar yapılan yollar, köprüler, tüneller ‘betona yatırım’ diyerek eleştirilse de bizde de yol ağının geliştirilmesi anlamında varılacak çok hedef var.
Bu noktada 20 yılda yapılan işleri yadsımak mümkün değil. Bundan sonra yapılmaya devam edeceğine de inanıyoruz.
Trafik açısından fiziki koşullar kadar kültürü de ele almak gerekiyor. Evet, Avrupalının arabası da yolu da var. Ancak orada trafiği soruna dönüştürmeyen bir başka unsur da trafik kültürü diye düşünüyorum.
En az gelişmiş Avrupa ülkesinde dahi trafikte kurallara harfiyen riayet edildiğini birçok farklı kişiden duyduğumu söyleyebilirim.
Oysa bizde öyle mi? Trafik kültürü değil adeta terörü var; kornalar, öne kırmalar, makas atmalar, selektör ile tacizler, hakaretler, sinkaflar, gereksiz sürat ve benzeri aklınıza ne gelirse var.
İhmaller ve ‘nasılsa bir şey olmaz’ boş vermişliği de sürece eklenince trafik içinde çıkılmaz hale geliyor.
Özetle bizim ekonomik olarak büyümeye, daha çok otomobile ve daha yaygın ulaşım ağına sahip olmaya hakkımız var. Bu hakkımız bir tartışma konusu değildir. ‘Avrupalıdan neyimiz eksik?’ diye sorulur ya emin olun millet olarak farklı farklı konularda fazlamız bile var lakin bu ‘trafik kültürü’ ne yazık ki eksik.
Gelin lütfen trafikte kurallara uyalım; nezaketi, empatiyi ve hoşgörüyü elden bırakmayalım.
Bu sorunu ancak hep birlikte elimizi taşın altına koyabilirsek aşarız.
Esen kalın.
ETİKET : #haber #lider #bursa #liderbursa #SonDakika