Duyanlara!..
Kıymetli okur…
Liderlerin vatandaş ile buluştuğu meydanlarda olmayı, kendi adıma, yalnızca mesleki bir ödev değil aynı zamanda tarihe tanıklık anlamında bir çaba olarak addediyorum.
Haliyle bu çabaya etik bağlılıkla gözlemleri yazarken çıplak gerçekliğe sadık kalmayı temel ilke sayıyorum.
Tarihe not düşmek adına kaleme aldığım izlenimlerim, fayda odaklı çarpıtmalara dayalı kişisel yorumlardan ziyade görüneni tarife dayalıdır.
İşte bu izahattan hareketle sizlerle dün, Gökdere Meydanı’ndaki tahaşşüde dair müşahedemi paylaşıyorum.
***
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 21 Ocak 2023’te yine aynı noktada Bursalılarla bir araya gelmiş o güne dair gözlemlerimi, o tarihte yazdığım ‘21 Ocak’tan notlar’ başlıklı yazıda aktarmıştım.
Okumak isteyenler için bağlantı: https://www.liderbursa.com/ocak-tan-notlar-h25067.htm
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günkü mitinge katılım sayısını açıklamıştı:
“Az önce emniyetten rakamları alayım dedim. Çünkü yol boyu, yolun sağı, solu, Bursa'da ne durumdayız diye şöyle baktım. Ve verilen rakam şu, evet 120 bini bugün aştık.”
Sayın Erdoğan dünkü rakamı da açıkladı:
“Sordum. Bugün Bursa’da katılım ne durumda diye? Rakamı aldım. 90 bin kişiyiz. Durmak yok, yola devam.”
***
Genel ile yerel seçimlerin vatandaş üzerindeki etkisi elbette daha farklı…
21 Ocak’ta 120 bin olan rakamın dün 90 bin seviyelerinde olması, şaşırtıcı mı?
Değil!
Bu iki rakamı kıyaslayıp ‘ilgi azalıyor’ çıkarımında bulunmak mümkün mü?
Değil!
Dünkü manzaradan Bursa’da ‘Erdoğan’a sevginin’ veya ‘Cumhur İttifakı’na desteğin’ azaldığı söz konusu mu?
Değil!
Bunu ima etmek, muhalif bir körlükten veya yazacak bir şey bulamamaktan başka bir şey değildir.
Binlerce vatandaşın toplandığı bir meydana bakıp sadece ‘coşku yoktu’ demek de gafletten öte bir anlam ifade etmez.
Hafta içi bir günde, tam mesai saatinde, üstelik Ramazan ayının ve mevsim üstü sıcağın etkisine rağmen Gökdere Meydanı doldu mu?
Doldu!
Sayın Erdoğan’ın sahneye çıkması öncesinde ise ön tarafta coşkun bir tahaşşüt yaşandı. Öyle ki sağlık ekipleri onlarca vatandaşı o sıkışıklıktan çıkardığına şahit olduk.
‘Laf olsun torba dolsun’ minvalinde bilindik ezber ve klişeleri saplantıya dönüştürmüş şekilde yorum yapanlara şaşırıyorum.
Bursa’da yerel seçimler yaşanıyor. Ve bu seçimin tek adayı Alinur Aktaş değil. Birçok partinin adayı var. Peki, o partiler neredeler?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Büyükşehir adayı M. Bozbey’in proje lansmanına gelip sadece 400 kişiye seslenebilmiş ve malum medya o buluşmayı ‘coşku’, ‘heyecan’, ‘moral’ ve ‘motivasyon’ diye vermişti…
Bir de bu tarafa bakıyorsunuz: Heyhat!
Ramazan günü oruç ağız Teferrüç’ten yürüyerek elinde bayrak meydana gelmiş 65 yaş üstündeki Aynur abla ile aynı duygularla meydana toplanmış binlerce kişiye bakıp ‘coşku yok’ diyebilenler var…
Akıl tutulması tam da bu!
Dün, meydanda açık ve seçik olarak bir kez daha gördüğüm, millet ile Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki rabıta, sımsıkı ve güçlü…
Vatandaştaki ‘Erdoğan Sevgisi’nin bir benzeri yok. Emin olun ki bundan sonra uzunca bir süre benzerini bulmak da zor.
Sayın Erdoğan’ı eşsiz yapan, seçim kazanmaktan öte millet ile kurduğu bu gönül birlikteliğidir ki bugün de vatandaşın gönlünde olmayı daha önemli gördüğünü biliyoruz.
O yüzden Sayın Erdoğan, politikasını vatandaşın gerçekliği üzerine inşa ediyor ki bakın dün Bursa’da neler söyledi:
“Avrupa’dan Amerika’ya herkesin kontrol altına almaya uğraştığı enflasyonla biz de mücadele ediyoruz. Hayat pahalılığından etkilenen en fazla çalışan kesimlerimiz ve emeklilerimizdir.
Temmuz ayında yılın 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız.
Memurlarımıza yaptığımız 600 ek gösterge ilave edilmesi uygulamasını genişleterek düzenlemenin hazırlıkları tamamlandı.
Küçük esnafın prim gün sayısında yaşadığı adaletsizliği giderecek adımı atacağız.
Milletimizin farklı kesimlerine verdiğimiz sözlerin takibini yapıyor, tek tek yerine getiriyoruz.
Elbette tüm bunlar yüksek enflasyonun çalışanlar ve emeklilerde yol açtığı refah kaybı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bunun için öncelikle ekonomi programımızı kararlılıkla uygulamayı sürdürerek fiyat istikrarını sağlamamız gerekiyor. Yüksek enflasyon ortamında kime ne verirseniz verin, beklediğiniz neticeyi alamıyorsunuz. Yılın ikinci yarısında enflasyonun inişe geçtiğini hep birlikte göreceğiz.
Deprem şehirlerimizdeki inşa çalışmalarının yükünün de hafiflemesiyle birlikte çalışanlarımızı ve emeklilerimizi hak ettikleri refah seviyesine biraz daha yaklaştıracağız.
Milletimize asla bugüne kadar yalan söylemedik. İnsanımızı kandırmaya çalışmadık. ‘Dün verdiğimiz sözleri, bugün hatırlamıyoruz’ diyerek kulak arkası hiç yapmadık.
Milletimizin her kesimiyle sürekli irtibat halinde olduğumuz için tespit ettiğimiz sıkıntıları, talepleri en kısa sürede karşılayacak adımları attık. Yapamayacağımız işleri asla söylemedik. Hatta emeklilikteki yaş uygulaması gibi aslında içimize sinmeyen birtakım hususları bile milletimizden gelen yoğun talepler karşısında hayata geçirmekten kaçınmadık. Bu uygulamanın kamu maliyesine getirdiği yükün ve sosyal güvenlik sisteminin dengesine yol açtığı bozulmanın tamiri epeyce vakit alacak.
Sahada emekli maaşlarında bununla bağlantılı şekilde kaçınılmaz olarak asgari ücrette ara artış istekleri ile karşılaşıyoruz. Sadece emekli maaşlarında 10 bin liralık bir artışın yol açacağı mali yükün hesabını milletimizle paylaşmıştık. Yatırım bütçemizin tamamını ve eğitime, sağlığa ayırdığımız kaynağın tümünü sadece bu artışa tahsis etsek bile yetmeye mümkün olmadığını göreceksiniz. Devlet yönetiminde böyle bir durum olmaz, olamaz.
Yaşadığı sıkıntılardan dolayı sitemlerini dile getiren her vatandaşım elbette sonuna kadar haklıdır. Çalışanların ve emeklilerin kayıplarını nasıl telafi edeceğiz? Her zaman yaptığımız gibi bunu daha çok çalışarak, daha çok üreterek, devletimizin kaynaklarını daha da çoğaltarak yapacağız.”
Kıymetli okur, bu ifadelere ideolojik bir çerçeveden bakamamalısınız. Yine bu sözlere kişisel bir açıdan da yaklaşmamalısınız. Siyasette bu gerçekçi yaklaşıma alan açmak zorundayız! Ülkemizi batırma noktasına götürecek gündelik politik vaat yarışına kapılmamalıyız.
***
Bu noktada yeniden mitinge kafamızı çevirip noktalayalım.
Gökdere, son sözü söyledi: Cumhur İttifakı, Bursa’da tam bir oydaşma içerisinde dimdik ayakta, 31 Mart’tan emin ve 1 Nisan sonrası için heyecan dolu…
Saygıyla…
ETİKET :