Mesajı aldık mı?

Tarih: 13 Kasım

Yer: İstiklal Caddesi

Saat: 16.20

Olay: Bombalı saldırı

Sonuç: 6 vefat, 81 yaralı

Kaybettiğimiz ve yaralananlar arasında çocuklar da var. Terörün vahşilikte sınır tanımadığını bir kez daha gördük. Biz, bunlara boşuna bebek katili demiyoruz! Onları sevenleri de boşuna hain görmüyoruz!

Alçak saldırının faili Suriye uyruklu kadın, PKK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye Kobani'deki merkezinden İstanbul'da eylem talimatı alıyor ve eylemi gerçekleştiriyor.

Neyse ki emniyet güçlerimiz, canlıların en aşağılığı olan bu vahşiyi kıs kıvrak enseledi.

O vahşi yaratık ifadesinde “PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin üzerinden ülkemize eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını” söylemiş.

İfadesinde zaman kavramını ayrıca irdelemek gerekiyor.

Saldırıda kaybettiğimiz masum insanların fotoğraflarına bakıp hikâyelerini okuyunca insan ister istemez bu hain saldırıyı düzenleyenleri tek tek sallandırma düşüncesine kapılıyor.

Başka türlü bu yaralar kapanmıyor!

***

Dün olay yerinde açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle dedi: “Biz bize verilen mesajı biliyoruz, bize verilen mesajı aldık ve bize verilen mesajın ne olduğunu biliyoruz. Bu aldığımız mesaja çok güçlü bir mesaj vereceğiz…”

Bakan Soylu, “Amerikan Büyükelçiliği’nin taziye dilemesini kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Kobani’yi terör bölgelerini besleyen, oradan Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışan bu anlayışa kendi senatolarından para gönderen bir devletle biz müttefikliğimiz elbette ki tartışılmalıdır. Biz kimsenin düşmanı değiliz kimsenin topraklarında gözümüz yok. Kimseye kalleşlik yapmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Şüphesiz devlet, bu saldırının faillerini de arkasındaki mahfilleri de biliyor ve gerekeni yapacaktır.

Özellikle ABD’ye yönelik ifadeleri son derece haklıdır. ABD’nin silahla donattığı, parayla beslediği köpekler içinde bulunduğumuz coğrafyada cirit atıyor. Bu köpekleri ıslah etmek gerek!

Öte yandan acaba biz, toplum olarak gereken mesajı aldık mı? Hiç sanmıyorum!

Hâlâ olay sonrası sosyal medya erişimine geçici süreyle getirilen kısıtlama konuşuluyor. Gerçekten ülkemizde bir kesim var ki akıl sağlığı yerinde değil.

Bir patlama olmuş, sosyal medyada yalan yanlış bir yığın video, görüntü ve ifade yayılıyor. Kitleleri manipüle etmek, bilgi kirliliğine neden olmak ve korkuyu artırmak için örgütlü bir kötülük işletiliyor.

Üstelik 6 kişi ölmüş, 81 yaralı var. İnsanlar canıyla cebelleşiyor. Birileri kan revan içindeki insan görüntülerini izlemek ve paylaşmak için yarışıyor. Bu insanların psikolojisinin normal olduğunu söylemek mümkün mü?

Zihni seviyesizlik bununla da sınırlı kalmıyor. O üstün zekâlarıyla iki dakikada bütün olayı çözmüş gibi bir takım siyasi yorumlarda, paranoyak çıkarımlarda, zihni sinir tespitlerde bulunuyorlar.

‘Ya sizin başka işiniz yok mu? Bu kadar mı boş kaldınız?’ demek geliyor içimden, aslında daha fazlasını…

Bilgi kaynağından alınmalıdır. Kaynağı belirsiz veri bilgi değildir!

Bu noktada ifade etmek gerekir ki olay anı ve sonrasında televizyon kanalları, radyolar ve bazı internet siteleri çok sorumlu bir yayıncılık gerçekleştirdi. Meslektaşlarımı tebrik ediyorum.

Ayrıca her olayda canını ortaya koyan ve yüzlerce saldırıyı önleyen emniyet güçlerimize de teşekkür ediyorum. Olayın failinin kısa sürede yakalanması önemli bir başarıydı, kutluyorum.

Terör, Türkiye’de hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, halkımızın birlik ve beraberlik iradesi bu saldırılarla beklenenin aksine daha da güçlenmektedir. Tarih buna şahittir.

Esen kalın.